Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu Türkiye temsilcisi Halit Hoca, Gaziantep’te yaşanan olayların münferit olduğunu iddia ederek ‘bazı’ mihrakları suçladı.

Halit Hoca, Suriyeli sığınmacılar ve Suriye’deki durumla ilgili basın toplantısı düzenledi.

Gaziantep’te pazartesi günü münferit ve menfur saldırı sonucunda yaşanan olayları üzüntüyle takip ettiklerini belirten Hoca, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Osmanlı İmparatorluğu’ndan bu yana bir çok farklı etnik gruba ev sahipliği yapma geleneğini sürdürdüğüne dikkati çekti.

Türkiye’nin Çerkes, Abhaz, Kürt, Laz, Roman, Arap, Bulgar, Boşnak, Arnavut, Ermeni, Zaza, Kırım Tatarı gibi nüfusunun önemli kısmını oluşturan halklara kol kanat geren bir ülke olma özelliği taşıdığını vurgulayan Hoca, Türkiye halkının tarih boyunca “misafirperver bir millet” olarak hatırlandığını söyledi.

Hoca, “Aynı şekilde Osmanlı’yı Birinci Dünya Harbi’nde yalnız bırakmayan Suriye halkı hem Osmanlı döneminde hem de cumhuriyet döneminde gerek savaş gerekse baskı ve zulüm nedeniyle Mısır, Türkiye, Kafkaslar, Filistin, Irak, Lübnan gibi birçok ülkeden kaçmak zorunda kalan muhacirleri evlerinde misafir ederek, ekmeğini onlarla paylaşmıştır” diye konuştu.

Suriye halkının 3,5 yıldır uluslararası hukukun yasakladığı her türlü silah kullanılarak tarihte benzeri görülmemiş sistematik katliamlara maruz kaldığını ifade eden Hoca, 1 milyondan fazla evin varil bombaları ve füzelerle yıkıldığını, 200 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini, okulların, hastanelerin ve yerleşim yerlerinin yarısının saldırılarda yok edildiğini anlattı.

– “Türkiye, dünyaya mertliğini ve misafirperverliğini gösterdi”

Tarih boyunca hep muhacirlere bağrını açan Suriye halkının, yaşananlar nedeniyle komşu ülkelere göç etmek zorunda kaldığını belirten Hoca, “Türkiye, 1 milyonu aşkın savaş mağduru Suriyeli mülteciyi topraklarında misafir ederek, dünyaya mertliğini ve misaferperverliğini bir kez daha gösterdi. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve kardeş Türkiye halkı, ölüm tehdidinden kaçmaktan başka bir çaresi olmayan mağdur Suriye halkına her alanda destek çıktı, eğitim, sağlık ve sosyal alanlardaki ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayarak, mültecileri kabul eden diğer ülkelerden farklı olağanüstü bir yaklaşım ve kardeşçe bir duruş sergiledi” diye konuştu.

Halit Hoca, bulunduğu ülkelerin yasalarına, örf ve geleneklerine saygı gösteren, kardeşlik bağlarını daha da güçlendirmek için elinden gelen çabayı gösteren Suriye halkının, nesiller boyunca Türkiye’nin bu duruşunu hep şükran ve minnet ile anacağını vurguladı.

– “Oyuna gelmemeliyiz”

SMDK Türkiye Temsilcisi Halit Hoca, Suriye halkının, bunu nesilden nesile aktararak, kadirşinaslığı her zaman hayırla yad edeceğini, yeni Suriye’nin inşasını darlık ve sıkıntıda ona göğüs geren kardeş Türkiye halkı ile birlikte yapacağını anlattı.

Suriye’de kendi halkını katleden rejimin ileri gelen şahsiyetlerinin, halk ayaklanmasının daha başlangıç aşamasında olduğunun unutulmamasını isteyen Hoca, şöyle konuştu:

“Suriye halkına destek veren ve sahip çıkan ülkelere karşı tehditler savurmuş, provokatif davranışlar sergilemiştir. Bu provokatif davranışların en acı örneği, geçtiğimiz yıl mayıs ayında gerçekleşen ve 52 kişinin hayatını kaybettiği Reyhanlı’daki bombalı terör saldırısıdır. Türkiye’nin Suriye halkına karşı takındığı kardeşçe tutumdan hoşlanmayan bazı mihraklar gerek provokasyonlarla gerekse münferit olayları toplumsal hareketlermiş gibi gösterip Suriye algısını bozmayı amaçlıyor. Her toplumda yaşanması muhtemel yanlış tavırlar sergileyen insanları bir toplumun tamamına mal etme yanılgısı içerisine düşüp, mihrakların oyununa gelmemeliyiz.”

– “Suriye’de gerçek bir çözüm için adım atılmalı”

Halit Hoca, gerek SMDK gerekse Suriye Sivil Toplum Kuruluşları olarak, farklı toplumsal kesimlerden gelen muhacir Suriye halkının bulunduğu ülkelerin kurallarına uyumu için çalışmalar yürüttüklerini ifade etti.

Suriyelilerin bu ülkelerin yasaları ve toplumuyla en uyumlu şekilde yaşamaları için yeni projeler ürettiklerini, çözüm odaklı yoğun gayret gösterdiklerini anlatan Hoca, “Temennimiz bir an önce Suriye’de işlenen katliamlar ve savaşın durdurulmasıdır. Bunun için ilgili tüm taraflar ve özellikle uluslararası kuruluşlar üzerine düşen görevi yerine getirmeli, Suriye’de gerçek bir çözüm için adım atmalıdır. Ancak böylece bölgede bir istikrar ve kalıcı bir barışın sağlanması mümkün olacaktır” diye konuştu.