Milli İradeyi Savunanlar Platformu (MİSAP) adındaki bir grup, Fethullah Gülen, Mehmet Baransu ve Emre Uslu hakkında paralel devlet iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.

Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda toplanan grup adına açıklama yapan Abdullah Harun adlı şahıs, “Bir kaç aydır yaşanmakta olan “Paralel Devlet” iddialarıyla bu yapılanmanın başında Fethullah Gülen’in bulunduğunu ve yapılanmayı bizzat idare ettiği şüphesini yurt içi ve dışı kaynaklı çok sayıda somut bilgi ile güçlenmiş bulunmaktadır. Sayısı giderek artmakta olan bulguların son örneğinin 14 Ocak’ta bazı medyada yayınlanan Gülen’e ait telefon görüşmelerini teşkil etmektedir. Görüşmelerde Gülen’in bir dini cemaat lideri ötesine geçerek siyasetten ekonomiye her alanda yapılacak eylemlerle ilgili talimatlarını ilettiği görülmektedir. Paralel devlet iddialarını doğrularcasına Gülen’in bir çok işadamı, bürokrat ve siyasetçiye yakın temasta olduğu, ülke içerisindeki paralel yapılanmayı bizzat kendisinin takip ettiği görülmektedir” dedi.

“Cemaatin tüm devlet kurumlarındaki hemen hemen her düzeyde örgütlendiğini ve devletin değil cemaatin menfaatleri için bu kişilerin devreye sokulduğu anlaşılmaktadır” diyen Harun, “Paralel devlet hangi davalara ve hangi ekonomik kararlara ve benzerlerine müdahale etmiştir. Bu yapılanmanın üniversite ve diğer devlet kurumlarına yönelik sınavlara yıllardır müdahale ettiği ve kendi ekiplerini yerleştirmeye çalıştığı ileri sürülmektedir. Hak kazanamadığı halde hangi görevliler haksızca o makamlara gelmiş, haklı olduğu halde hangi vatandaşlar görevlerinden mahrum bırakılmıştır. Paralel devlet icraatları olmasaydı Türkiye acaba nasıl bir devlet olurdu? Bu korkunç şüphelerin somut bulgularla ortaya çıkması suç duyurusunun ivedilikle işleme alınıp soruşturma başlatılmasını gerekli kılmaktadır. Varsa ilgili kişiler tespit edilip en ağır cezalara çarptırılmalıdır. Bu yapılanmanın tüm hükümetler ve faaliyette bulunduğu ülkeler için ortak bir tehdit olduğu görülmeli siyasi kazanımlar sağlama fırsatçılığı bir yana bırakılarak bu tehlikeye karşı ortak bir tavır gösterilmelidir” diye konuştu.

Açıklamanın ardından gruptakiler, adliyeye girerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.