Kabahat Yüksek Sadakat’te mi?

Eurovision temsilcimiz Yüksek Sadakat ‘in yarıfinalde elenmesi ile ilgili tartışmalar sürüyor.

Yüksek Sadakat ‘in başarısızlığı ile ilgili birçok eleştiri yapılırken, NationalTürk yorumcumuz Emre Göllü de konuyla ilgili görüşlerini aktardı.

Kabahat Yüksek Sadakat’te mi?

Enteresan milletiz vesselam. Yaşanan bir olayın nedenleri değil de sonuçları üzerine konuşmayı pek bir seviyoruz. Atalarımız boşuna dememiş “Araba devrilince yol gösteren çok olur” diye.

Bir de huyumuz vardır yine atadan kalma. Uluslararası spor, müzik, bilim yarışmalarına “Allah, Allah!” nidalarıyla gideriz, aynı fethe çıkan ceddimiz gibi. Beklentiler büyüktür, hayaller çoktur. Yarışmanın sonucunda beklentilere ulaşılamayıp başarısızlıkla karşılaşıldığında ise “Allah, Allah?” sorularıyla geri döneriz.

Her seferinde de başarısızlığın bir nedeni bulunur dışarıda. Hakemler, jüriler, yarışma koşulları, evsahibine iltimas, vs. vs. Saymaya kalksak, bulunan bahanelerin sonu gelmez. Durup da kendimize bakmayız, başarısızlığı öncelikle kendimizde aramayız nedense.

Hayal kırıklığı yaşıyoruz

2011 Eurovision Şarkı Yarışması’na Yüksek Sadakat grubunu yüksek beklentilerle yolladık. Geçtiğimiz Salı akşamki yarı finalde ise Yüksek Sadakat’in “Live It Up” isimli şarkısının elenmesiyle büyük hayal kırıklığı yaşıyoruz. Eleştiriler gırla gidiyor. Müzikaliteyi ve koreografiyi bırakın, grup üyelerinin sahne kıyafetlerinin rengine varan tenkitler diz boyu. Efendim, zaten bu yarışmaya art arda rock tarzı parçayla katılmak nedenmiş, grupla katılmak nedenmiş, kadın solistin zamanı gelmişmiş, vs vs.

Ey muhteremler, Yüksek Sadakat bu şarkıyı üç gün önce mi besteleyip düzenledi de sahneye çıktı? Şarkının üzerinde aylardır çalışılıyor; grup, sahne performansı verdi daha önce. O zaman neredeydiniz? Ayrıca, yapılan yarışma provalarında Yüksek Sadakat’in başarılı bulunduğu belirtiliyordu. O zaman ne oldu da bu sonuçla karşılaştık?

Yüksek Sadakat başarılıydı

Bence Yüksek Sadakat’in müzikal performansı başarılıydı. Koreografide kafes içindeki dansçının gereksizliğine rağmen. Bu başarıyla finale gideriz diye düşündük hepimiz ama yarışmanın değerlendirme sistemini unuttuk bir an. Değerlendirme, yabancıların “televoting” dedikleri, izleyicilerin diledikleri ülkenin şarkısına telefonla oy verdiği sistemle yapılıyor. Biz bu sistemde, yarı finalde yarıştığımız ülkelerin izleyicilerinden yeterli oyu alamadık. Durum budur. Yıllardır serzenişte bulunmaz mıyız, Eurovision’un aslında politik bir yarışma olduğuna dair. Somut bir örneği daha, buyrun.

Yüksek Sadakat’e kimse kabahat bulmasın. Onlar, kaliteli müzik yapmayı ilke edinmiş, değerli müzisyenlerden oluşan bir grup. Ismarlama şarkı eleştirisi de hakkaniyetli değil bana göre, biz bu yarışmada ısmarlama şarkıyla birincilik, ikincilik derecelerini almadık mı daha önce? Şapkayı önümüze koyup düşünelim bir daha, bu Avrupalılar, hattâ ortak kültürümüzün olduğu Arnavutluk ve Macaristan dahi bize neden oy vermiyor diye.

Emre GÖLLÜ / NationalTürk