48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin açılış törenine Rutkay Aziz’in konuşması damga vurdu. Rutkay Aziz’in AKP’yi eleştiren konuşması ayakta alkışlandı.  / Rutkay Aziz Altın Portakal konuşması (Video)

Rutkay Aziz Altın Portakal konuşması ile sadece festivale değil Türkiye gündemine de damga vurdu. Rutkay Aziz’in isim vermeden AKP’yi eleştirdiği konuşması gündeme bomba gibi düşerken sosyal medyanın da en çok konuşulan olayı oldu.

İşte Rutkay Aziz’in Altın Portakal konuşması;

“Değişik konuşacağım izninizle. Öncelikle 48. uluslar arası Altın Portakal Film Festivali’nin başta başkanı olmak üzere tüm yaratıcılarını tüm emekçilerini Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği adına selamlıyorum.

Ama asıl önemli olan bir olay da 79 ve 80 yıllarında yaşanan sansür ve darbe döneminde ödüllerine ulaşamamış arkadaşlarımızın 30 yıl sonra bu ödülleriyle buluşmasıdır. Bu çok ciddi, tarihi, örnek alınacak bir adımdır. Dilerim bu dönem dünyamızda faşizm ve darbe sürecinden geçmiş ülkelerin sinemacıları da bunu örnek alarak bu tarihi adımı kendi ülkelerinde paylaşırlar.

Onun için de bu ödül sahibi arkadaşlarımı da Ömer Kavur ve Zeki Ökten aramızda yok, ışıklar içinde yatsınlar, onları da yürekten kutluyorum.

Bana verdiğiniz ödüle gelince, lütfettiniz teşekkür ederim. Dilerim hak etmişimdir. Dilerim yaşadığım sürece de hak etmeye çalışırım. Ola ki moda deyimle döneklik ya da sapma olursa bu verdiğiniz ödülü özgürce geri alma hakkına da sahipsiniz.

Gerçek sanatçılar ülkesinin ve dünyanın gerçeklerine tanık olmakla yükümlüdür. Benim Türkiye’nin gerçeklerine tanık olduğum olay: Hukukun üstünlüğünün gittiği, adaletsiz bir kalkınma girişiminin hızla yol aldığı, parasız eğitim diye pankart açan genç arkadaşımın 16 ay tutuklu kalması ama Şili’de o çocukların devrim yapması.

Burada festival kadını tema alıyor. Dünyanın hiçbir yerinde kadın, çocuk bu kadar cinayete, tacize mahkum kalmıyor.

Gothe’nin dediği gibi dünyanın en tehlikeli hali cehaletin örgütlü eyleme geçme halidir. Bu da benim ülkemin bir gerçeğidir. Dünyanın gerçeğine dönüyorsunuz, savaş çığlıkları, açlık işgal, sömürü. İşte gerçek sanatçılar bunlara tanık olmakla yükümlüdürler. Ve şuna inanıyorum ki sinema Charlie Chaplin’in dediği gibi gerçek anlamıyla bir barış sanatıdır. Ve sinema kendi içindeki o barış içeriğini koruyarak hem Türkiye’ye hem dünyaya demokrasi, özgürlük, barış ve insanlığa katkı sağlayacaktır. Bu festivalin de bu katkıyı sağlamasını diliyor, hepinizi selamlıyorum.”