GündemManşetPolitikaTürkiye

Son Dakika! Teoman Koman duruşmada fenalaştı

Maldivler Kutlu Olsun

son dakika dikey2

28 Şubat davasında tutuklu sanık Teoman Koman fenalaşarak duruşma salonundan çıkarıldı. İlk müdahale adliyede yapıldı. / Son Dakika! Teoman Koman duruşmada fenalaştı…

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Şubat davasında eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’nın da arasında bulunduğu bazı sanıklar veya avukatlarının, dosyanın görevsizlik kararıyla askeri yargıya veya Yüce Divan’a gönderilmesi taleplerinin reddine karar verdi.

Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda mahkeme heyeti, sanıklar veya avukatlarının taleplerine ilişkin kararlarını açıkladı.

Mahkeme, dosyanın görevsizlik kararıyla askeri yargıya veya Yüce Divan’a gönderilmesi talebini reddetti.

Buna ilişkin kararda, Anayasa’nın 145/1. maddesinin son cümlesinde devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçların her halde adliye mahkemelerinde görüleceğinin hüküm altına alındığı belirtildi.

Sanıklara isnat edilen ve 765 sayılı TCK’nın 147. maddesinde düzenlenen “Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek” ile 5237 sayılı TCK’nın 5. bölüm başlığı altındaki 312. maddesinde düzenlenen “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçunun, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine yönelik bir suç olduğu kaydedilen kararda, 2010’da yapılan anayasa değişikliğinin gerekçesinde getirilen düzenlemeyle askeri mahkemelerin görev alanının, askeri suçların yargılanmasıyla sınırlandırıldığı bildirildi.

Askeri suçun yüksek mahkemelerce tanımlandığına dikkat çekilen kararda, Anayasa Mahkemesinin 25 Ekim 1994 tarihli kararında askeri suçun unsurlarının askeri bir kararı ihlal etmek ve askeri nitelikte olmak biçiminde açıklandığına dikkat çekildi.

-“Askeri suç sayılmasına yetmez”

Kararda, bir suçun Askeri Ceza Kanunu’nda açıkça yer almasının, onun askeri suç sayılmasına yetmeyeceğinin belirtildiğine işaret edilen kararda, Anayasa Mahkemesinin 1 Temmuz 1998 tarihli bir kararında da askeri mahkemelerin görev alanının askeri hizmetlerin yürütülmesindeki özellikler, disiplinin korunması, asker kişilerin astlık ve üstlük ilişkileri dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğinin vurgulandığı kaydedildi.

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

Kararda, şöyle denildi:

“Bu veriler göz önüne alınarak, askeri mahkemelerin görev alanı çağdaş ülkelerde olduğu gibi daraltılmakta ve asker kişilerin sadece askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işletilen askeri suçlara ait davalarla sınırlı tutulmaktadır. Maddede yer verilen asker kişi, askeri hizmet ve görev ve askeri suç kavramlarının tahdidi ve daraltıcı bir düzenleme olarak askeri gerekler ile demokratik hukuk devleti ve adil yargılanma hakkı gereklerini ölçülü bir şekilde denkleştirmektedir.”

Kararda, öte yandan devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçların her halde adliye mahkemelerinde görüleceğinin düzenlendiğine dikkat çekilerek, “devletin güvenliğine karşı suçlarla anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar” ibaresi ile 5237 sayılı TCK’nın 4. kısımında ve 5. bölümde yer alan suçların kastedildiği belirtildi.

Kararda, şunlar kaydedildi:

“Hangi suçların askeri suç ve dolayısıyla sanıkların görevleriyle ilgili olduğu belirlenmiştir. Aynı şekilde Anayasa’nın 148/7 maddesi ise ‘Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel Komutanının da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan’da yargılanır’ hükmünü içermektedir.

Sanıkların üzerlerine atılı suç ve sevk maddeleri nazara alındığında, atılı suçun askeri yargı ya da Anayasa’nın 148. maddesinde belirtilen, sanıkların görevleriyle ilgili bir eylemin söz konusu olmadığı, sanıklara atılı suçun askeri yargı ya da Yüce Divan’ın görevine girmediği anlaşıldığından bir kısım sanıklar ve müdafilerinin görevsizlik kararı verilmesi yönündeki taleplerin reddine karar verildi.”

-“Davanın reddi” ve “durma kararı” istemleri de reddedildi

Mahkeme heyeti, eski Bakan Hasan Celal Güzel’in 28 Şubat ile ilgili geçmişte bulunduğu suç duyurusuna dayanarak, davada durma kararı veya davanın reddine karar verilmesi yönündeki taleplerini de reddetti.

Buna ilişkin kararda, Güzel’in dilekçesi üzerine takipsizlik kararı verildiği, buna itirazda bulunulduğu, itirazın İstanbul 4 Nolu DGM Başkanlığı tarafından reddedildiği ifade edilerek, daha önce itirazın reddine karar veren İstanbul 4 Nolu DGM’nin işlerine bakan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, konuya ilişkin olarak 19 Temmuz 2013’te, daha önceki ret kararını CMK’nın 173/6. maddesi uyarınca kaldırarak, soruşturmanın kaldığı yerden devamına dair karar verdiğine dikkat çekildi.

Kararda, “bu yönüyle söz konusu takipsizlik kararının kapatıldığı kısmına yönelik soruşturma şartının yerine getirildiği anlaşılmakla, bir kısım sanıklar müdafinin davanın durması veya reddine karar verilmesi yönündeki taleplerinin reddine karar verildiği” bildirildi.

Kararların açıklanmasının ardından, TRT spikerleri iddianameyi okumaya başladı.

“Postmodern darbe” olarak da adlandırılan 28 Şubat sürecine ilişkin 103 sanığın yargılandığı davada, bin 309 sayfalık iddianamenin tamamının bu hafta okunmasının zor olduğu değerlendiriliyor.

28 Şubat soruşturması, Ankara Barosuna kayıtlı avukat Yunus Akyol’un Nisan 2011’de yaptığı suç duyurusu üzerine başlatıldı. Akyol’un, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği şikayet dilekçesinde, 1995 genel seçimlerinde birinci olan Refah Partisi ile ikinci olan Doğru Yol Partisinin (DYP) koalisyon yaparak kurdukları 54. Hükümetin, “28 Şubat 1997’de yapılan darbeyle görevden uzaklaştırıldığını” savunarak, bunun Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 312. maddesinde düzenlenen “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırma ve görevlerini engelleme” suçunu oluşturduğu iddia edildi.

Dilekçede, dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve kuvvet komutanlarının da arasında bulunduğu kişiler hakkında soruşturma açılması talep edildi.

İlerleyen süreçte, Türkiye’deki değişik cumhuriyet başsavcılıklarına bulunulan suç duyuruları dilekçeleri de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığındaki soruşturmayla birleştirildi. Suç duyurusunda bulunanlar arasında, Fazilet Partisinden 1999’da milletvekili seçilen ancak TBMM’de yemin ettirilmeyen Merve Kavakçı da vardı.

Soruşturma kapsamında, dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Meral Akşener, eski bakanlardan Hasan Celal Güzel, eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu, Deniz Kuvvetlerinde askerliğini yaparken bazı gizli belgeleri sızdırdığı gerekçesiyle hakkında açılan davadan beraat eden Kadir Sarmusak, feshedilen HAS Partinin bazı yöneticileri ile YAŞ kararıyla TSK’dan uzaklaştırılanların da aralarında bulunduğu çok sayıda kişinin, ”mağdur” ya da ”tanık” sıfatıyla ifadesine başvuruldu.

-“Amaç, DYP’yi çökertmek”

Çiller, ifadesinin ardından yaptığı açıklamada, 28 Şubat sürecinde Hükümetin, özellikle de partisinin hedef alındığını belirterek, “Birinci amaç, Doğru Yol Partisini çökertmek olarak, Batı Çalışma Grubu kapsamlı bir çalışma sürdürmüş. Bunu yapmak için, bu partinin genel başkanını, o dönemde ölçülü ve doğrudan yıpratabilmek için her türlü haber ve imkanın kullanılması gerektiğini, birinci amaç olarak belirlemiştir” değerlendirmesinde bulundu.

İfadesi alınan dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan da “Refah Gerçeği” kitabını, soruşturma dosyasına delil olarak sundu.

İlk gözaltıların 12 Nisan 2012’de gerçekleştirildiği soruşturmada, aralarında emekli orgeneraller Çevik Bir, Erdal Ceylanoğlu, Çetin Doğan, Teoman Koman, Fevzi Türkeri ile emekli Tümgeneral Erol Özkasnak, emekli korgeneral Kamuran Orhon, MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan ve eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz’ün de bulunduğu 76 kişi tutuklandı.

Tutuklananlardan Albay Mehmet Haşimoğlu, tedavi gördüğü GATA’da hayatını kaybetti.

-1. Ordu komutanı ifade verdi

Soruşturma kapsamında eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı da 3 Ocak 2013’te “şüpheli” sıfatıyla ifadeye çağırıldı. Savcılık sorgusunun ardından, tutuklama talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilen Karadayı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Savcılık, Karadayı’nın serbest bırakılmasına itiraz etmedi.

1. Ordu Komutanı Orgeneral Yalçın Ataman da soruşturma kapsamında ifade verenler arasında bulunuyor. İfadesi alındıktan sonra serbest bırakılan Ataman’a, yurt dışına çıkış yasağı getirildi.

Soruşturmada, şüpheliler Tümgeneral Sedat Arıtürk ve Cevat Temel Özkaynak ile emekli Korgeneral Erdoğan Öznal ve Albay Eser Şahan’a ise ulaşılamadı.

-103 sanığa dava

Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 10. maddesiyle görevli Ankara Cumhuriyet Savcıları Mustafa Bilgili ile Kemal Çetin, hazırladıkları iddianameyi, 22 Mayıs 2013’te Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi.

“Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak” suçundan 103 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapisleri istenen iddanamede, 7 şüpheli hakkında “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verildi.

Suç tarihinin, “8 Temmuz 1996 ve sonrası” olarak geçtiği iddianamenin “şüpheliler” kısmında eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, emekli Orgeneraller Çevik Bir ve Çetin Doğan ile emekli Tümgeneral Erol Özkasnak ilk 4 sırada gösterildi.

-Çiller ve Akşener “mağdur”

İddianamedeki, “Sincan’ın işlek caddelerinde tankların ve zırhlı araçların 4 Şubat 1997’de yürütülmesi, planlı bir tatbikat ve hareket olmayıp, 3 Şubat 1997’de acilen verilen bir talimat üzerine gerçekleşmiştir” değerlendirmesi dikkat çekti.

Dönemin hükümet ortağı DYP’nin Genel Başkanı Tansu Çiller ile İçişleri Bakanı Meral Akşener’in, “mağdur” olarak gösterildiği iddianamede, eski Bakanlar Hasan Celal Güzel, Teoman Rıza Güneri ve Şevket Kazan, kapatılan Refah Partisi’nin milletvekilerinden Şeref Malkoç ve Mehmet Bekaroğlu ile kapatılan Fazilet Partisinden 1999’da milletvekili seçilen, ancak TBMM’de yemin edemeyen Merve Kavakçı, eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu’nun da aralarında bulunduğu 481 kişi “müşteki/mağdur” olarak yer aldı.

İddianameyi kabul eden mahkeme, 38 tutuklu sanığın tahliyesine karar verdi. Halen 37 sanığın tutukluluk hali sürüyor.

-İddinamenin okunması uzun sürebilir

28 Şubat davasının dün gerçekleştirilen ilk celsesinde, kimlik tespiti tamamlandı.TRT tarafından görevlendirilen iki spikerin, toplam bin 309 sayfadan oluşan iddianamenin tamamını okunmasının uzun sürebileceği, bu nedenle, sanıkların savunmalarının bu hafta alınamayacağı değerlendiriliyor.

İddinamenin okunması tamamlandığı tardirde, sanık savunmalarının alınmasına geçilecek. Başta tutuklular olmak üzere sanıklar savunmalarınının yapacak.

Duruşmalara 6 Eylül’e kadar devam edecek.

Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 62)
Konserler

NationalTurk

NationalTurk Haber Merkezi, En Son Haberleri Gündemi, Spor Haberlerini, Ekonomi, Seyahat, Magazin, Politika ve Son Dakika Haberlerini en doğru ve objektif şekilde size ulaştırır.NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu