GündemManşetMedyaPolitikaTürkiye

Abdullah Gül sessizliğini NTV’de bozdu, yine ortadan konuştu

Maldivler Kutlu Olsun

Abdullah Gül

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, NTV’de canlı yayınlanan programda, Oğuz Haksever’in moderatörlüğünde gazeteciler Ayşe Böhürler, Ali Bayramoğlu ve Murat Yetkin’in sorularını cevapladı.

Seçim sonuçlarına ilişkin bir soru üzerine Gül, güçlü bir hükümetin kurulmasını Türkiye için çok faydalı gördüğünü, bunun da 2 büyük partinin bir araya gelmesiyle mümkün olacağını söylediğini ifade ederek, “Orada tek düşünce şuydu, her iki taraftan da liyakat esaslı insanlardan kurulacak bir hükümet ancak, bakanlar eğer çok partizan olursa koalisyon hükümetleri yürümez ama liyakat esaslı insanlardan bakanlar konursa o zaman çok faydalı olurdu ve Türkiye’de birçok gerginliği de giderirdi. Güzel hizmetler yapılabilir, birçok polemik konusu konular, polemik konusu olmaktan dışarı çıkar düşüncesinde o zaman hatırlarsanız ben açıkça teşvik etmiştim arkadaşlarımızı da onları da aramıştım ama işin içini bilmiyorum, neler görüşüldü, ne oldu nasıl oldu. Neticede geride kalmış oldu” diye konuştu.

Abdullah Gül, 7 Haziran seçimlerinin ardından Türkiye’deki gelişmelerin ve terör saldırılarının artmasının hatırlatılması üzerine, teröre hiçbir haklı gerekçe gösterilemeyeceğini, terörün şiddetle reddedilmesi gerektiğini vurguladı. Gül, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Maalesef, üzülerek görüyorum ama hani masallarda ‘Az gittik uz gittik dere tepe yol gittik, bir baktık arpa boyu yol gitmişiz’ derler… Türkiye’nin birdenbire böyle bir ortama girmiş olmasını gerçekten büyük bir üzüntüyle karşılıyorum. Benim bütün devlet hayatım neredeyse bu meselelerle geçti. Bugün buna bir gerekçe yok. Bunu açıkça söyleyeyim. Yani, terör örgütü, PKK ne yaptığının farkında mı değil mi, kim tarafından nasıl kullanılıyor, nasıl motive ediliyor, bunlar çok sorgulanacak şeyler ama ortada bir gerçek var ki, sadece Türk ailelerinin ocağına ateş düşmüyor. Sadece Türk aileleri ağlamıyor, Kürt aileleri de ağlıyor. Herkesi ağlatıyorlar. Görüyorsunuz cenazelerde Kürtçe ağlayarak polislerin, askerlerin cenazesi kalkıyor. Bu asla kabul edilebilir bir şey değil.”

Herkesin terör karşısında durması ve terörle mücadelenin sonuna değin sürmesi gerektiğini ifade eden Gül, “Terörle teröristin silahı ne kadar güçlü olursa olsun devletin silahı daha güçlü olur. Terörle mücadele eninde sonunda kazanılır ama burada çok dikkat edilmesi gereken bir şey; Türkiye açısından halk. Şunu açıklıkla söylemek isterim ki, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarımızın içinde Kürt aidiyeti olan vatandaşlarımızın devlete ve millete bağlılığını, aidiyetini hiç zayıflatmamak gerekiyor. Terörle mücadele ederken Kürt vatandaşlarımızı herhangi bir şekilde rencide edecek ve herhangi bir şekilde onların aidiyetini zayıflatacak bir tarz olursa en büyük tehlikeyle o zaman karşılarız. Esas tehlikeyi orada görüyorum. Bugün açıkçası bütün Kürt vatandaşlarımızın sadece bir siyasi şemsiye altında olmalarını da çok yanlış görürüm” diye konuştu.

11. Cumhurbaşkanı Gül, yanlış söylemlerin, bazen yanlış davranışların farkına varmadan başka gelişmelere neden olabildiğini kaydederek, terör meselesinin Türkiye’nin en yakıcı meselesi olduğuna işaret etti. Gül, “Benim en çok dikkatini çektiğim husus, bu işin bölgesel ve uluslararası olay haline getirttirmemek. Onun için herkesin kendi problemini kendisi vaktiyle çözmesi gerekir” ifadesini kullandı.

– “Gerginlik, olağanüstü dönemler, birkaç sene olamaz”

Türkiye’nin son bir yılını değerlendirmesi istenen Gül, “Bütün siyasi ve devlet hayatındaki tecrübemle, içerideki ve dışarıdaki temaslarım, bilgilerim, birikim çerçevesi içinde baktığımda bugünkü bu gerginlik, bu stres halinin devam etmesi Türkiye’ye çok çok maliyetli olur” dedi.

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

Gerginliğin, olağanüstü dönemlerin, kısa dönemli, 3 ay, 6 ay olabileceğini ancak birkaç sene olamayacağını dile getiren Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Yani bir iki senedir olağanüstü bir dönemden geçtiğimiz, bu gayet açık. Bundan bir an önce Türkiye’yi muhakkak çıkartmak lazım, bir an önce çıkmak lazım. Yoksa bu kutuplaşma sadece siyasi partiler arasında bir kutuplaşma değil. Bir bakıyorsunuz bu gazetelere, düşünenlere, yazarlara, çizerlere, toplumun başka kesimlerine herkese dağılıyor. Gazeteler gazetelikten çıkıyor, PR organı haline geliyor. Her şey… Bu, bugünkü dünya şartlarında, bugünkü bölge şartlarında Türkiye asla böyle olmaması gerekir. Türkiye’nin çok sağlam bir ada halinde olması ve kendisini çok konsolide etmesi gerekir, bir an önce bundan çıkmak gerekir. Bunu bütün samimiyetimle ve bunu ülkesini seven, şerefle bütün makamlarda temsil eden bir insan olarak böyle görüyorum. Böyle devam etmemesi lazım. Bu nasıl olacak? Şüphesiz ki bunu ülkeyi yönetenler yapacaktır. Bu da yapılabilir. Türkiye çok daha zor dönemlerden geçti. 2000’li yıllarda tarihin en büyük krizlerini geçirdi, çıktı Türkiye. O zaman da büyük kutuplaşmalar vardı, neler neler olmuştu, siyaset nasıl atomize olmuştu…. Bundan sonra doğru söylem, doğru politikalar, reformist bir yaklaşımla bütün o problemlerden çıkıldı ve Türkiye çok parlak bir dönemini yaşadı 10 sene. Doğrusu Türkiye’yi tekrar ona döndürmek lazım.”

“Türkiye’nin içinde bulunduğu koşulları, komplo teorileri ve uluslararası güçlerle açıklanmasını doğru bulmadığını” aktaran Gül, “Türkiye düşmanı, İslam düşmanı, Türk düşmanı… Dünyanın her tarafında belli çevreler vardır, bunların hepsini biliriz ama siz fırsat verirseniz bunlar harekete geçer. Türkiye’yi yönetenlerin şüphesiz ki, bunun farkında olarak, Türkiye’yi demin söylediğim şeyden çıkartmaları lazım” diye konuştu.

– “Ahmet Bey’i siyasete ben soktum”

Gazeteci Böhürler’in, “Katar’da çıkan Şark gazetesine bir röportaj vermişsiniz. Türkiye’nin tekrar İslam ülkelerinde ilham verici hale gelmesi için dış politikasını, özellikle Ortadoğu ve Arap politikalarını daha gerçekçi bir şekilde gözden geçirmesi gerektiğini söylüyorsunuz. Burada daha gerçekçi bir dış politika derken kastınız nedir? Sayın Davutoğlu ‘sıfır sorun’ politikasıyla Dışişleri’nde bir süreç başlatmıştı…” şeklindeki sözleri üzerine Abdullah Gül, gülerek araya girdi ve “Ben Dışişleri Bakanıydım o zaman. Onu uygulayan bendim. 5 sene Dışişleri Bakanlığı yaptım” ifadesini kullandı.

Böhürler’in “Siyasete sizinle birlikte başlayan birisiydi Sayın Davutoğlu aynı zamanda” şeklindeki sözlerine Gül, bu kez “Ahmet Bey’i ben doğrusu siyasete soktum. 5 sene de benimle beraber oldu Dışişleri’nde…” diyerek karşılık verdi. Böhürler sorusunu “Gerçekçiliğini ne zaman kaybetti Türk dış politikası? ‘Gerçekçi olmalı’ derken ne kastediyorsunuz? Nasıl daha gerçekçi olabilir?” diyerek tamamlarken, Gül, “Şimdi bazı şeyler, bizim dışımızda gelişen olaylar da var şüphesiz ki. Bütün Ortadoğu ve İslam ülkeleriyle ilişkilerimizde açıkçası şunu görmüşümdür. Türkiye, bütün bu ülkelere soft power’ıyla çok etkili olur. Hard power’ıyla bu ülkelerin iç meseleleriyle uğraşarak veya askeri güçle bu ülkelerde Türkiye’nin bir etkisi olmaz açıkçası” değerlendirmesinde bulundu.

– “Suriye politikasındaki değişiklik

Abdullah Gül, “Türkiye’nin Suriye politikasındaki değişikliği yanlış mı buluyorsunuz?” şeklindeki soruya, “Suriye’deki rejimden hepimiz nefret etmişiz, bu gayet açık bir şey. Çünkü orada nelerin olduğunu hepimiz biliyoruz” karşılığını verdi.

Suriye’de silahlı mücadelenin Türkiye’nin dışında geliştiğini vurgulayan Gül, “O süre içinde maalesef dış dünya bizim daha çok diyalogla konuşarak etki etmemize de çok fırsat vermedi açıkçası. Neticede ilişkiler hep koptu. Burada açıkçası uluslararası camiayı suçlarım. Çünkü uluslararası camia olaylar başladığında o kadar yüksek hamasi retorik yaptı ki, arkasına güç koymadı. Arkasına güç koymayan hamasi söylemler ve retorik hemen görüldü. Neticede doğrusu bunu bir süre geçtikten sonra hepimiz gördük” diye konuştu.

“Tropikal bir iklim yaratırsanız, nasıl bitkilerin yetişeceğini tahmin etmeniz gerekir” diyen Gül, uluslararası camianın oluşturduğu iklimin ardından ortaya çıkan sığınmacı, radikal unsurlar gibi meselelerin hiç kimse için sürpriz olmadığını vurguladı.

Irak savaşı başladığında da kendisinin “Irak küçük bir Ortadoğu’dur. Pandora’nın kutusunu açarsanız ne çıkar belli olmaz” dediğini aktaran Gül, “O kutu öyle bir açıldı ki, ondan sonra da açıldıkça açılıyor. İçinden hala neler çıkıyor neler çıkıyor. Neticede Türkiye’yi çok etkiliyor. Çünkü bizim çevremiz, bizim mücavir alanımız, ateş varsa yangın varsa bizi de çok etkileyecektir. Suriye meselesinde siyasi bir çözümden başka bir yol yok açıkçası” diye konuştu.

– “Bazıları çabuk düşeceğini zannediyorlardı”

“Siyasi çözüm derken” şeklinde araya girilmesi üzerine Gül, “Diplomasi, konuşarak… Ne demek şimdi Suriye’ye komşu olan ne Türkiye ne İran ne Ürdün ne Suudi Arabistan ne Mısır, bunlar bir araya gelip de, ‘Bu bizim bölgemiz bu ateş yanıyor, bu ateş hepimize sıçrıyor’ demiyor da ben hayret ediyorum doğrusu” dedi.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Esed ile görüşülmeli mi?” sorusunu, “Bunu hemen oraya getirmemek gerekiyor” şeklinde yanıtladı. Gül, “Suriye dışındaki aktörlerin mi oturup konuşması lazım” denilmesi üzerine, “Ne gerekiyorsa o olur. Yoksa işte bu kadar 2 milyon Türkiye’ye gelir, bu kadar insan sefil başka tarafa gider, 1 milyon insan Ürdün’de… Orada da bulunanlar yaşıyor mu yaşamıyor mu? Cehennem hayatı yaşıyorlar” ifadesini kullandı.

Murat Yetkin’in 2011 yılının eylül ayında kendilerine üst düzey bir Hükümet yetkilisinin “Esed’in 6 ay ömrü kaldı” şeklinde ifadeler kullandığını aktararak, “Bu yanlış tahlilleri görüp düzeltme imkanınız olmadı mı?” şeklindeki sorusuna Gül, “Bunları şüphesiz çok konuştuk. Konuşulmaz olur mu? İşimiz gücümüz, en yoğun konuşmalar, görüşmeler, raporlar… Hepsi en son yıllarımızı, en büyük dış politika meselesi, şüphesiz ki bu oldu ama bazıları çok çabuk düşeceğini zannediyorlardı” cevabını verdi.

Gül, o dönemde kendisinin “Rusya’yı dengeleyecek ABD yok, İran’ı dengeleyecek başka bir ülke yok” şeklindeki düşüncelerinin çok açık olduğunu ve ABD’de de çok tartışıldığını dile getirdi.

AK Parti Kongresi’ne ilişkin düşünceleri sorulan Gül, kongreyi basından takip ettiğini, biraz üzücü durumların olduğunu ama bunların geride bırakılması gerektiğini belirterek, seçime en iyi şekilde hazırlanmanın önemine vurgu yaptı.

Kongreye gönderdiği mesajda tavsiyelerini paylaştığını anımsatan Gül, “Ümit ederim ki dikkate alınır” diye konuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kendisini kongreye davet ettiğini belirten Gül, “Ben de teşekkür ettim. Hatırlarsanız daha önce unutmuşlardı. Öyle olunca biraz tabii ister istemez alınganlığı oluyor herkesin. Allah’ın bildiğini kuldan mı saklayacağım” ifadesini kullandı.

“AK Parti hala sizin kurduğunuz parti mi? 2002 koşullarına dönmek mümkün mü?” sorusuna karşılık Gül, demokrasilerde bu kadar uzun süre iktidarda durmanın büyük bir başarı olduğunu vurguladı.

11. Cumhurbaşkanı Gül, uzun yıllar iktidarda olunca bazı yıpranmaların söz konusu olabileceğini, bunun farkına varıp, ortak akılla nasıl başarılı olunduysa, tekrar o politikalara dönmenin mümkün olduğunu belirtti.

– “Ben siyaseti bir hırs ve büyük bir makam için yapmadım”

Bundan sonraki siyasi kariyerini nasıl planladığıyla ilgili soruya Abdullah Gül, şu karşılığı verdi:

“Siyasi kariyerde Cumhurbaşkanlığından öte bir kariyer yok. Bütün hayatım siyasetle geçti. Açıkçası ihtiraslı bir siyasetçi olmadım hiç. ‘Her şeyi muhakkak ben olayım’ şeklinde bir siyaset tarzım olmadı. İhtiras benim motivasyonum olmadı hiç. Onun için Cumhurbaşkanlığı yaptıktan sonra doğrusu o günkü şartlar içinde baktım, bu şartlar içinde olmamın doğru olmadığını söyledim. Ben tabii ki, bütün hayatı böyle geçen bir insan, şimdi Cumhurbaşkanlığı’ndan ayrılmış ondan sonra ‘bitti bütün memleket meseleleri, vatan, millet meselesi benim hiç gündemimde değil’ diye bir şey söz konusu olabilir mi? Tabii ki çok duyarlıyım. Tabii ki benim gecem gündüzüm bu mevzularla geçiyor. Burada oturmuyorum, dışarıda ve içeride birçok toplantıya katılıyorum, fikirlerimi açıkça söylüyorum. Çünkü nihayetinde birikimlerim kendime ait kalamaz. Bunları samimi şekilde paylaşmak aynı zamanda bir vazife. İleride ne gözükür ona bakmak lazım. Ben siyaseti bir hırs ve büyük bir makam, mevki için yapmadım. Şüphesiz ki gerçekten bir ihtiyaç, gerçekten benim daha yapabileceğim bir şey söz konusu olursa o zaman onlara bakarım. Ama kariyer açısından değil bu şüphesiz ki. Benim konumumdaki insan, doymamış gibi bir siyaset merakı içinde olamaz açıkçası. Gerçekten bir ihtiyaç söz konusu olursa, o ayrı bir mevzu. Ama şimdi bütün arzum arkadaşlarımın başarılı olmasıdır.”

– Paralel Devlet Yapılanması ile mücadele

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Gülen Cemaati’nin bir truva atı gibi devletin içinde örgütlendiğini düşünüyor musunuz? Devletin, milletin, hükümetin aleyhine çalışmalarını hissettiniz mi? Bu ve benzer örgütlerle nasıl mücadele edilmeliydi?” sorusu üzerine, “bu kavgalar çıkmadan önce birçok konuya itiraz ettiğini ve mani olduğunu” söyledi. Savcıların, hakimlerin birçok uygulamalarının yanlışlığını, bunlarla ilgili uygulamaların ileride büyük sıkıntılar çıkaracağını söylediğini anlatan Gül, kamuda, devlet içinde siyasete, devlet işlerine müdahaleleri her zaman yanlış bulduğunu ve arkadaşlarını yeri geldiğinde uyardığını vurguladı.

Bir soru üzerine Gül, “Türkiye’nin bütün enerjisini kendi içinde harcamaya başlamadı mı? Kendi içimizde çok cepheler açılmıyor mu? Bunlar Türkiye’yi alıyor ve esas yapması gereken şeylerden uzak tutuyor. Bu bir tuzaktır. Bundan Türkiye’nin çıkması gerekir. Çünkü kayıp yıllar olarak geçer bunlar” dedi.

Bir ülkenin güçlü olması için demokrasi, güçlü bir hukuk sistemi ve evrensel anlamda hukukun üstünlüğünün gerçekleşmesi gerektiğini aktaran Gül, “Şüphesiz ki yanlış yapan, hatası olanla hukuk çerçevesi içinde gayet dikkatli, sonuna kadar gereken yapılır ve yapılması da şart” ifadesini kullandı.

– Kayseri’deki operasyon

Kayseri’deki “Paralel Devlet Yapılanması” operasyonu kapsamında Boydak Holding Üst Düzey Yöneticisi Memduh Boydak’ın gözaltına alınmasına ilişkin bir soru üzerine Gül, şunları söyledi:

“Hayırseverlikleriyle sadece bir cemaate değil, bütün vakıf, dernek kim iyi iş yapıyorsa herkese yardım eden insanlardır. Şüphesiz ki hiç kimse dokunulmaz değil, ama her şeyin bir yolu var. Muhakkak ki hukuk çerçevesi içinde ciddi bir mevzu varsa araştırılabilir ama bütün bunları rencide etmeden yapmak gerekir. Çünkü o zaman tepkiler çok doğuyor. Meseleler onun meseleleri haline geliyor daha büyük dayanışmalar çıkıyor. Halbuki bu tür şeylerde yanlışı göstermek, yanlışı desteklememelerini ve yanlıştan insanların uzaklaşmalarını sağlamak gerekir. Mücadele akıllı olmazsa o zaman tam tersine daha çok birleştirici oluyor. O bakımdan dikkatli olunması gerekir. Boydak ailesi, Kayseri’de verginin yarısını öder, istihdamın yarısı, ihracat da onlarda. O yüzden titiz davranmak gerekir.”

Gül, “son günlerde medya, gazeteciler ve yazarların yaşadığı sorunlar ve soruşturmalarla ilgili” bir soru üzerine, bunların yanlış olduğunu belirtti.

Bunların Türkiye’ye ve hükümete zarar vereceğini dile getiren Gül, “Böyle bir Türkiye görüntüsünü hiçbir zaman vermemek gerekir. Bunlara fırsat vermemek gerekir. Basın, ifade özgürlüğü şüphesiz ki en dikkat edilmesi gereken meselelerden birisidir. Basının da sorumlu, dürüst olması lazım. Basın olunca her şey serbestmiş gibi bir şey asla söz konusu olamaz. Düşünce ve ifade hürriyetinin olmadığı, zedelendiği bir ülkede başka şeyler de olur. Bu ekonomik gelişmeleri de huzuru da her şeyi engeller” diye konuştu.

AK Parti İstanbul Milletvekili Abdurrahim Boynukalın’ın açıklamalarının sorulması üzerine Gül, “Ben çok üzüldüm doğrusu, yakıştıramadım, bir milletvekilinin böyle bir şeyin içerisinde olması akıl alacak bir şey değil” dedi.

“Seçime yönelik ve AK Parti’ye destek olarak neler yapmayı düşünürsünüz? Gördüğünüz şeylerin değişmesi için gayretiniz olur mu?” sorusu üzerine Gül, sorulursa ve danışılırsa bilgi ve birikimimi paylaşabileceğini, başarılı olmak için doğru politikaları, doğru isimleri, doğru anlayışları ortaya koymak gerektiğini kaydetti.

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir televizyon programına katılıp, Türkiye’nin milli birlik ihtiyacının olduğu dönemde siyaset üstü bir dille ülke meselelerini, birlikte bir birlik mesajıyla vermek ister miydiniz?” sorusuna Abdullah Gül, “Bizim bir araya gelme problemimiz yok. Böyle bir şey söz konusu değil. İki cumhurbaşkanının bir programda oturup da hadi bir şey konuşalım… Bilmiyorum böyle bir şey olur mu hiç” yanıtını verdi.

– “AK Parti’nin en büyük başarısı ekonomi”

“AK Parti Merkez Yönetim Kurulu listesi, büyük ölçüde sizin siyasete soktuğunuz, sizinle beraber siyasete giren pek çok ismin olmadığı bir liste şeklinde karşımıza çıktı. Bu sizde umutsuzluk hali yaratıyor mu?” sorusu üzerine Gül, listede bulunmayanların AK Parti’nin başarısında en büyük katkı ve hissesi olan kişiler olduğunu söyledi.

“Bu arkadaşların çok hesapsız, fedakar gayretleri, çalışmaları olmasaydı bu başarı ortaya çıkar mıydı bilmiyorum” diyen Gül, AK Parti’nin en büyük başarısının ekonomide olduğunu aktardı.

Abdullah Gül, bir başka soruyu yanıtlarken, danışmanı Ahmet Sever’in anılarını yazdığını ifade ederek, kitabı okuduğunu, herhangi bir hakaret, yalan, çarpıtma olmadığını anlattı.

Cumhurbaşkanlığı dönemindeki yurtdışı ziyaretlerine ve kabullerine değinen Gül, yabancı ülke cumhurbaşkanlarının Türkiye’ye koşarak geldiklerini dile getirdi. Gül, “Cumhurbaşkanı olarak icra makamı değilsiniz. Hükümetin uygulamalarıyla nihayet bunlar elde ediliyordu. Herkes bizi davet ediyordu. Avrupa ülkeleri senede iki devletle ziyaret yaparlar. Biri Türkiye olacak diye herkes yarışıyordu. Bunları AK Parti’nin başarısı gerçekleştirdi” diye konuştu.

Arapların her yerde Türkiye’ye hayran kaldıklarına dikkati çeken Gül, Arap Baharı’nda Türkiye’nin ve AK Parti’nin başarısının itici güç olduğunu aktardı.

Gül, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı AK Parti ve Türkiye tarihinin neresine yerleştirirsiniz?” sorusunu, “Tayyip Bey, ben onun selefiyim. Dolayısıyla cumhurbaşkanlarının haleflerini ve seleflerini değerlendirmeleri hiçbir zaman şık olmaz” şeklinde yanıtladı.

– “Terörle mücadelede halkı kaybetmemek gerekir”

“Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet” ile ” Teröre Karşı Tek Nefes” mitinglerine ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine Gül, devletin, teröre karşı daima sağlam duracağını ve terörle mücadele edeceğini söyledi.

Teröre karşı hiçbir zaman taviz verilmeyeceğini vurgulayan Gül, herkesin dayanışma içinde olmasının takdir edilir bir durum olduğunu kaydetti.

Gül, terörle mücadelede hükümetin de gayet kararlı tedbirler aldığını belirterek, “Burada dikkat edilecek şey, halkı asla kaybetmemek. Doğu ve Güneydoğu’daki illerimiz ortada. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup, kendisini Kürt aidiyetinin bilincinde olan ve böyle olan vatandaşlarımızın bu ülkeye olan bağlılığını zayıflatıcı hiçbir şey yapmamak gerekir” diye konuştu.

Bülent Arınç’ın son açıklamalarına ilişkin bir soruya ise Gül, “Bülent Bey’in gizli hesapları, kafasında farklı düşünceleri yoktur. İç oyunu olmayan, gayet içi dışı bir olan, düşündüğünü söyleyen, çok da hassas ve samimi bir arkadaşımızdır. Bülent Bey, Refah Partisi döneminde, partinin kuruluşu döneminde olağanüstü katkıları olan biridir. Bunu bilen herkes bilir. Ben her zaman kendisini çok takdir ederim” karşılığını verdi.

11. Cumhurbaşkanı Gül, bir soru üzerine, Gezi Parkı odaklı eylemleri de “Bu ilk günlerde kontrol altına alınıp, kapatılabilirdi benim kanaatim ama sonra illegal örgütler devreye girdi. Bunları ben meclis konuşmalarında da çok açık söylemiştim. ‘Ağaçları kestirmeyelim’ diye toplanan insanlar güzel idare edilebilseydi, akıllı bir şekilde o zamanki emniyeti, yönetimi öyle halledebilseydi, o iş orada kapanırdı” sözleriyle değerlendirdi.

Erken seçime ilişkin “Seçimler keşke olmasaydı ama neticede mecbur olunca halkın görüşüne başvuruluyor. Memleket için istikrar önemli” diyen Gül, seçim güvenliği konusunda endişeleri bulunduğunu ancak devleti yönetenlerin tedbirleri alacağını ifade etti.

Abdullah Gül, seçimden benzeri bir sonucun çıkması durumunda yeniden seçime gidilip gidilmeyeceğine ilişkin soru üzerine, “Olmaz herhalde tekrar seçim falan. Bunlar olmaz, zaten yeteri kadar vakit kaybediliyor. Onlara hiç gerek kalmaz” diye konuştu.

Konserler

NationalTurk

NationalTurk Haber Merkezi, En Son Haberleri Gündemi, Spor Haberlerini, Ekonomi, Seyahat, Magazin, Politika ve Son Dakika Haberlerini en doğru ve objektif şekilde size ulaştırır.NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu