Hürser Tekinoktay, Fuat Yaman ve Bülent Yüksel ile maç seyretmek gerçekten çok zevkli…
İnanın Torino’da canlı seyretmekten daha heyecan vericiydi… / NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan’ın yazısı;

Fuat hocanın: Yarınki başlıkları tahmin edebiliyorum…

“ Böyle futbol olmaz ki…” diyerek, Mancini’nin oynattığı futbolun nasıl eleştiri getirileceğini vurguladı ki; polemik için bu kaçınılmaz görünüyordu ve öyle başlıklar maalesef oldu.

Fiorentina’da Terim’den boşalan teknik direktörlük görevine gelen Mancini, Galatasaray’da da aynı süreci yaşamaya Torino’da başladı.

2 günlük çalışma olanağı ile maça çıkan Galatasaray; oynayabileceği en efektif oyun şekli ile puan aldı.

Eğer Juve karşısında puan çıkartamasaydı, gruptan çıkma şansının olmayacağı kesin gözüküyordu.

Aysal’ın Schalke maçı öncesinde yapmış olduğu hamle gibi; Drogba, Sneijder transferi, aynı strateji ile Terim, Mancini değişikliği zamanlaması sonrası istediği karşılığı aldı.

Mancini’nin avantajları tabi ki vardı; İtalyan olması, yüksek seviyedeki maçlara alışık olması ki; hem futbolcu olarak, hem de teknik adam olarak… Juveyi çok iyi tanıyor olması ve İtalyancayı çok iyi konuşması!!

Tahtada anlatacağı sistemi uygulayacak oyuncu sayısı bakımından Galatasaray’ın ilk on biri avantaj gösterse de; 90Dk boyunca uygulanması ve değişikliklerin buna uyum sağlaması zor gözüktü.

60 Dk sonrası takımın fiziki olarak düşüş göstermesi; çalışma sıkıntısının belirtisi olarak sahadaydı ki, buda Galatasaray’ın dezavantajıydı. Fakat bu olumsuzluklara rağmen; Tahtadaki anlatımın etkisiyle, Juve’ye pozisyon vermemesi maçtan puan alma şansını yakalamasına neden oldu.

Hürser Hocanın Mancini gelmeden önceki saptamalarından; “Mancini ile juve maçına çıkılmasının Galatasaray için en doğru hamle olacaktır” yorumu ortak paydamız olarak masadaki maç yemeğimiz pizzanın yanında yerini almıştı.

Güneş Duru’nun Çarşamba günkü çok güzel yazısının başlığı gibi “ Terim milliyetçiliği” yapılmadan olaylara yaklaşım; hem Türkiye futbolu açısından, hem de Galatasaray açısından doğru saptamaların yapılmasına sağlayacaktır…

Ülkenin en büyük açmazlarından biri de; benimsenen isimler içine saplanıp kalınarak geleceği kaçırma açığıdır.
Bu sosyal cari açığın nedeni; Feodal yapıyı koruma histerisidir… Histeri bağlamı,” Kutsal Abi” sendromudur.

Ama kutsal abilerin yıllık kazançları ile ülkeye kazandırdıkları sosyal ve mali katkı; onların lehine kıyaslanamamasına rağmen, “para bizim için önemli olmaz” politik açıklamaların bile ne kadar sanal kaldığı çok anlamlıdır…

Artık şu kişisel çıkarlar yüzünden renkleri kirletmeyi bir kenara bırakalım…

Hiç olmazsa çocuklara bir kaç tane temiz renk bırakmış oluruz.