EğitimManşet

Sızma sınavlar diyarı

Maldivler Kutlu Olsun

emre gollu yazi resmiHalk arasında at yarışı olarak adlandırılan sınav sisteminin içine çocuklarımız küçük yaştan itibaren giriyor.

Bu sınav sisteminin etrafında kurulu düzen de tıkır tıkır işliyor yıllardır. Bir yandan okul, diğer yandan dershane, özel dersler, çözülen testler derken körpe vücutlar ve dimağlar oradan oraya savrulup duruyor. Veliler de onlarla birlikte bu süreci yaşıyor. Süregelen bu düzenin ekonomik boyutu da cabası; düzen başlı başına bir sektörü yaratmış ve hattâ buna bağlı alt sektörleri oluşturmuş durumda.

Artık kanıksadığımız, hattâ sadece üniversite öncesi öğrenim döneminde değil hayatımızın ilerleyen aşamalarında da karşımıza çıkan bu sınavların durumu ve belirleyici etkileri, aslında yıllardır tartışılan bir konu. Öğrencilerin kaderini yaklaşık üç veya üç buçuk saatlik sürede test tekniğine dayanan sınavlarla tayin etmenin ne derece hakkaniyetli olduğu üzerinde fikirler ileri sürüledursun, YGS ve KPSS’de art arda ortaya çıkan kopya skandalları ve sıcağı sıcağına bir gelişme olarak KPSS’nin eğitim bilimleri testinin ÖSYM tarafından iptal edilmesi, kanayan yaranın üzerindeki bandı kaldırdı ve sistemin tıkandığını açıkça gösterdi bana göre.

Yıllardır, merkezî sistem esasına dayanan sınavlarda kopya, soruların sızdırılması gibi iddialar gündeme gelirdi ancak bunların ardından çıkan, başkasının yerine sınava girmeye çalışıp yakalananlar olurdu genellikle. Yaşanan son skandallarda ise sahtekârlığın, organize örgüt işi boyutuna geldiği görülüyor ne acıdır ki. Bu iki sınavın haricinde, bu yıl yapılmış olan diğer sınavlarla ilgili benzer soru sızdırma ve kopya iddiaları da işin tuzu biberi oluyor, deyim yerindeyse.

İşin sonu nereye varacak? KPSS’de olduğu gibi kısmî iptaller ya da sınavın tamamen iptali gündeme gelebilir, kısa vadede bir çözüm olarak görünebilir. Ancak bunu çözüm olarak getirirken, bu durumdan haksız yere mağdur olacaklar düşünülüyor mu acaba? Kurunun yanında yaş da yanar misali hareket ederken, kaş yaparken göz çıkarmak deyimine atfeden bir sonuçla karşılaşılması sürpriz sayılmamalı kanımca. Sonuçta sınavlar kısmen ya da tamamen iptal edilebilir, yeniden yapılabilir ama sorunun kök nedeni ortadan kalkmaz.

Bundan sonra yapılacak sınavların güvenilirliğine adaylar ikna edilebilecek mi? Soruların hazırlanma aşamasından soru kitapçıklarının basımına ve sınav merkezlerine dağıtımına kadar olan sürecin güvenli şekilde yürütüleceği nasıl garanti edilecek? Bu sınavların bir değerlendirme kriteri olarak inandırıcılığı kalacak mı? Aslında bunların tümü kısa vadede net yanıtlarının verilmesi gereken sorular ki bu yanıtların bana göre, tıkanan sistemin baştan aşağıya gözden geçirilmesiyle bulunması mümkün ancak. Merkezî sistem sınavları, ülkemizdeki mevcut eğitim sisteminin gereği olarak ifade edilip uygulanıyor ancak yaşanan bu vahim gelişmelere bağlı olarak yetkili mercilerin bundan sonrası için uygulamada alternatif yöntemleri gündeme almalarında fayda var kanımca, yoksa sınav skandallarını belli bir süre sonra unutup bir sızma sınavlar diyarı olarak anılmakla kalacağız.

Emre Göllü

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024
Konserler

Emre GÖLLÜ

Emre Göllü yazılarını Türkiye ve Dünyanın en objektif gazetesi NationalTurk ile takip edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu