EkonomiGündemHaftanın YorumuManşetPolitika

Kriz Kapıyı Çalarken

Maldivler Kutlu Olsun

emregollu yatay

Dünyada yeni bir ekonomik kriz olup olmayacağı, Türkiye ‘nin krizden nasıl etkileneceği tartışılırken NationalTürk yorumcusu Emre Göllü bu haftaki “Kriz Kapıyı Çalarken” adlı makalesinde konuyla ilgili önemli tespitlerde bulunuyor.

Kriz Kapıyı Çalarken

Krizin günlük hayatın akışından eksik olmadığı bir toplumuz. Öyle ki, şarkı sözü bile mevcut “Her dakika bir olay var” diye. Genel seçimlerden sonra milletvekillerinin yemin kriziyle başlayan süreç futboldaki şike kriziyle devam ediyor. Bir krizden diğerine geçmeyi toplumca kanıksadık sanırım. Bu arada, yıldızımızın barışmadığı komşumuz Yunanistan’ın maruz kaldığı derin ekonomik kriz kamuoyunun belli kesimlerinde yankı bulsa da ibret alınması gereken şekilde üzerinde durulduğunu düşünmüyorum şahsen, klasikleşmiş “Bize bir şey olmaz” düşüncesi ve yaklaşımıyla. Hele bir de büyüme rekoru kırılınca ve işsizlik oranında düşüş meydana gelince, bir iyimserlik havası oluştu.

Varsın yaz sıcakları süredursun, siyasî otoriteden kriz riskine dair uyarı söylemleri art arda gelince bu iyimserlik havası yerini tereddüde bıraktı bir anda ve kamuoyu ikiye ayrıldı. Bir yanda kriz riskinin yüksek olduğunu ve acilen tedbir alınması gerektiğini savunanlar, diğer yanda ise ufukta bir kriz gözükmediğini düşünenler.

Özellikle daha önce ele aldığım, cari açığın geldiği düzeye bakıldığında, ufukta bir kriz görünmediğini savunmak bana fazla iyimser bir yaklaşım geliyor doğrusu. Cari açık, Merkez Bankası’nın mevcut döviz rezervlerine bakıldığında kamu maliyesi bakımından bir risk olarak değerlendirilmeyebilir ancak döviz kurlarında başlayan tırmanışa ve buna bağlı olarak özel sektörün döviz cinsinden borçlarına bakıldığında, cari açığı ciddi bir risk olarak ele alıp kısa ve orta vadede politikaları buna göre belirlemenin gerektiği kanısındayım.

Unutmayalım ki son yirmi yıllık dönemde maruz kaldığımız ekonomik krizlerde dış ticaret açığının ve buna bağlı olarak cari açığın etkisi göz ardı edilemeyecek boyuttadır. Cari açığın sıcak parayla finansmanı uygulaması başlangıç dönemlerinde geçici bir rahatlığı, deyim yerindeyse bir yalancı baharı beraberinde getirdiyse de sıcak paranın çıkışına bağlı olarak döviz kurunun artmasıyla tetiklenen kriz hem makro hem de mikro ölçekte derin yaralar açmıştır. Özellikle işsizlik, toplumsal dinamikleri felce uğratmıştır.

Şimdi de, “Bir şey olmaz, küresel ekonomi piyasalarındaki gelişmeler bizi etkilemez” diye piyasamızı olağan seyrine bırakırsak, kapıyı çalan krize bir bakıma buyur gel demiş oluruz. Rüzgâr yüzümüzü yalayıp geçiyor derken bir bakmışız ki fırtınadan yere devrilmişiz. Özellikle de azalıyor diye sevindiğimiz işsizlik bir anda karşımıza çığ gibi büyüyen bir sorun olarak yeniden çıkar ki bunun toplumsal faturası tahmin edilenden daha ağır olur. Zaman, stratejik düşünüp tedbirleri ivedilikle alma zamanıdır ki bu tedbirlerin temel hedefi ekonomiyi soğutmak değil, sağlıklı bir kur politikasını ve buna bağlı olarak da kontrollü büyümeyi gerçekleştirmek olmalıdır.

Emre GÖLLÜ / NationalTürk

Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 72) Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 71)
yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024
Konserler

Emre GÖLLÜ

Emre Göllü yazılarını Türkiye ve Dünyanın en objektif gazetesi NationalTurk ile takip edin.

Bir Yorum

  1. Yazar, durumu iyi yorumlamış, hatta krizin başladığını hissettiği anda gelen sıcak paranın kaçabileceğitehlikesi bile söz konusu olabilir. Ayrıca değerli yazarın belirttiği gibi işsizlik büyük bir patlama yapabilir. Ama ne yazık ki benim de tespitim, toplumda ‘bize bir şey olmaz’ aymazlığı. Sevgiler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu