Festus Okey davasında karar çıktı

Festus Okey davasında karar çıktı! Nijeryalı Festus Okey’i işkence ile öldürmekle suçlanan polis memuru sadece 4 yıl hapse mahkum oldu.
İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi, oy çokluğuyla tutuksuz yargılanan ve Festus Okey’i gözaltında öldürdüğü iddia edilen polis memuru Cengiz Yıldız’ı taksirle adam öldürmek suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırdı. Hatırlanacağı gibi Nijeryalı Festus Okey gözaltına alındığı 20 Ağustos 2007’de öldürülmüştü.
İddianameye göre Festus Okey, 20 Ağustos 2007’de üzerinde uyuşturucu bulunması üzerine Asayiş Büro Amirliği’ne getirilmiş, arama işlemleri devam ederken polis memuru Cengiz Yıldız’ın bir anlık boşluğundan faydalanarak tabancasını almaya kalkışmıştı. Polis memurunun da müdahalesiyle başlayan boğuşma esnasında silahın ateş almasıyla Festus Okey yaşamını yitirmişti.
Duruşma savcısı Mehmet Nuri Gür bir önceki duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklamıştı. Gür, taraflar arasında husumet olduğuna dair bir bulgu olmadığından hareketle olayı “bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek” olarak nitelemiş, sanığın 3 yıldan 9 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etmişti. Sanığın, doğrudan kasıtla hareket ettiğini gösteren bir kanıt bulunmadığını dile getiren Gür, sanığın “bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek” suçundan 3 ile 9 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmasını istedi.
Dava sonrasında bir açıklama yapan avukat Alptekin Ocak, yargılamanın adil ve etkin bir şekilde yürütülmediğini söyledi. Festus Okey’in ölümüne sebep olan kişinin sadece Cengiz Yıldız olmadığını kaydeden Ocak, “Festus Okey devletin gözetimi ve denetiminde ölmüştür. Okey’in ailesi konuyla ilgili olarak Türkiye Cumhuriyeti devletinin kendilerinden özür dilemelerini bekliyorlar. Aynı zamanda uğramış oldukları manevi zararlar açısından bir tazminat bekliyorlar. Ama en başta özür bekliyorlar.” diye konuştu.
Mahkemenin verdiği kararın gerçekleşen olay açısından hiç adil olmadığını düşündüklerini ifade eden Ocak, hukuki girişimlerimde bulunacaklarını anlatı. Ocak, “Dava da biz müdahil sıfatıyla yer almalıydık. Ailesinin vekaletini sunmuş olmamıza rağmen bu reddedildi. Davayı öncelikle temyiz edeceğiz. Onun dışında dönemin İstanbul Emniyet Müdürü ve Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürü hakkında bu cinayetteki sorumlulukları sebebiyle suç duyurusunda bulunmayı düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı. Göçmen Dayanışma Ağı üyesi Ufuk Ahıska ise davanın insan vicdanı ve adalet duygusuyla ilgi olarak rencide edici olduğunu düşündüklerini aktardı.