Geçtiğimiz hafta başı bilhassa gelişmekte olan ülkelerde başlayan sert satışlar ve düzeltme hareketi etkisini hafta sonuna doğru yitirdi.
45900leri gören İMKB 47000 civarında, 1.50yi geçen $/TL 1,4850 de,9600leri deneyen Dow Jones da 10000’ün üstünde kapadı. Peki, neydi yatırımcılara tekrar alım kararı verdiren faktörler. Kimine göre geçtiğimiz hafta açıklanan üretim endeksleri, bazılarına göre beklenenden iyi gelen fabrika siparişleri ve iyi gelmeye devam eden şirket bilançoları..

Bence hiçbiri.. Piyasalar bekledikleri iyi haberi gelen datalardan değil, çarşamba günü açıklanan FED (Amerikan Merkez Bankası) kararından aldılar. Söz konusu kararda Amerikan merkez bankasının faizleri uzunca bir süre(extended period) 0 ile 0.25 arasında bırakacağı açıklandı ve faiz artışının sadece ekonomik büyümeye değil başka faktörlere de bağlı olduğu belirtildi. Yani kısacası Amerikan istihdam piyasasının toparlandığına dair bir emare görülmeden Amerikan dolarının faizi 0a yakın bir seviyede seyretmeye devam edecektir. Bu toparlanma da yakın gelecekte pek olası değil çünkü geçen cuma gelen ekim ayı tarım dışı istihdam raporunda 190 000 kişinin daha işsiz kaldığı ve işsizlik oranının %10,2 ye (1983ten beri en yüksek oran) çıktığı belirtildi.
İşte bu kötü haberler piyasalar bilhassa da borsalar için iyi haber.

Sebebi de şu: Amerikan bankalarının mevduat hesaplarında ve likit fonlarında şu an 0a yakın faizle işleyen para miktarı tam 3,5 trilyon $. Faizler bu seviyelerde kaldığı sürece yatırımcılar eninde sonunda hiçbir şey kazanmamaktan sıkılıp bu paranın bir kısmını borsaya sokacaklardır ve bu da piyasaları yükseltecektir. Gördüğünüz gibi herhangi bir Fundamental hareketten bahsetmiyorum söz konusu olan tamamen bir vur-kaç hareketidir ve bence marttan beri %60 yukarı giden piyasaların %5 düşünce tekrar alımların başlamasının arkasındaki neden bu düşünce tarzıdır.

Burda yapılması gereken faiz artışını tetikleyecek etkenleri takip etmektir. Bunların başında da işsizlik gelmektedir. Demek istediğim işsizlik şu anki seviyelerindeyken Amerika’nın, İsrail, Avustralya ve Norveç gibi faiz arttıramayacağı ve bunun da piyasalara destek vereceğidir. Bu vur-kaç tarzı yatırım stratejisini uygulamak istemeyen yatırımcılara ise tavsiyem altın olacaktır. Her ne kadar her gün altın fiyatları rekor kırıyor diye haberler yapılsa da bahsedilen rakamlar nominal rakamlardır eğer enflasyonu katarsanız altının 80lerdeki rekorunu kırması için 2000$ civarında olması gerekir. Bunun olup olamayacağı ayrı bir tartışma konusudur ama faizlerin bu kadar düşük olduğu ve bu kadar çok para basılan ortamda altının en azından sağlam bir senaryosu vardır ve portföyde bulunulmayı hak eder.
Kazançlı bir hafta dileğiyle..

Sinan Gönen

Yazarın tüm yazılarına gözat »