Güncel yaşam ve toplum eleştirileri

NationalTurk yorumcusu Özkan Eroğlu medya dünyası ile ilgili bazı eleştirilerde bulundu.

Gözlemlerine dayalı olarak medya sektörü hakkında önemli eleştiriler yapan düşünür Özkan Eroğlu ‘nun görüşlerini paylaştığı “Güncel yaşam ve toplum eleştirileri” başlıklı yazısı;

Geçenlerde Bilgin Gökberk’le konuşuyorduk; Özkan hoca dedi, sen sanatın dışında, başka konularda da yazmalısın. Evet aslında haklıydı. Çünkü özellikle sanat ortamı Türkiye’de çok küçük bir alan ve bu alandaki herkes kendini çok fazla da beğendiğinden, çok bir şey ne yazık ki olamıyor.

***

90’lı yıllarda Günlük Emek Gazetesi’nde dikine köşe yazmıştım iki yıla yakın. Özellikle o yıllarda üniversitede hoca olduğumdan üniversite gençliği, eğitim, siyaset vb. alanların ilişkilerine dönük yazılar kaleme almıştım.

***

Medyayı oldukça tanıdığımı söyleyebilirim, köşe yazarlarının hemen hepsini belli aralıklarla da olsa izlerim. Evet, bu ülkenin başına ne geldiyse entelektüel geçinenler, yani bu işten rant sağlayanlar tarafından geldiğini söyleyebilirim ve bunu çok iyi biliyorum.

***

Gazetelerde köşe yazanlar ve bunların televizyona da sıçrayanları, ne yazık ki çok medyatik olma peşindeler; çoğu ne yazık ki boşlar. Zihinleri çalışıyor, fakat bilgi sahibi olmayı pek sevmiyorlar.

***

Sevdiğim köşe yazarlarının başında Işıl Özgentürk, Mine Kırıkkanat geliyor, Serdar Turgut, Oray Eğin de zaman zaman dikkatimi çeken yazılar yazıyor. Eğer Turgut ve Eğin, Amerikan kültürü ile değil de kıta Avrupa’sı kültürüyle beslenmiş olsalar, yazar kaliteleri çok daha farklı olabilirlerdi.

***

Hükümet yanlısı medyada ne yazık ki yaratıcı köşe yazarı bulmak zor. Hele akademis-yen köşe yazarlarından da çok fazla bir şey olabileceğini sanmıyorum; onlar sadece popülizm uğruna bir tür mastürbasyon yapıyor. Onların özellikle televizyonlardaki ko-nuşmaya dayalı programları daha etkili olabiliyor.

***

Son zamanlarda Yılmaz Özdil yerlere göklere sığdırılamıyor (Benim bilmediğim, insanların bildiği bir şey var herhalde). Geçmişinin sağlam bir gazetecilikten geldiğini öğreniyoruz. Yani kalemi kıvrak. Fakat bilgi düzlemi, özellikle söz konusu cesareti konu-sunda şüphelerim var. Bu tabii ki ayrı bir yazı konusu ve eğer varsa bu şüphelerimin cevabını yıllar sonra alabileceğimi de biliyorum. Sadece şunu söyleyebilirim ki, birinin arkasında belli güçler olmazsa söz konusu cesaret gösterilemez. Neyse sonuçta her şey bir arz ve talep meselesi. Mesela ben Özdil’i acayip laubali bulduğumu belirtmeliyim.

***

Türkiye’deki medya geneli itibariyle bence çok yüzsüz. Her şey bir seviye meselesi tabi. Mesela Ertuğrul Özkök’e dikkatle bakın; bir insan bu kadar megaloman bir köşeye sahip olabilir mi? Artık Özkök köşesi diye bir üslup dile getirilip alaya bile alınıyor. Yazı başlıkları ve adının puntolarına bir bakın, bir kilometre öteden görebilirsiniz. Bunlar gelecek kuşaklara iyi örnek olmuyor.

***

Rahatlamasına gözlemlerimi ve bu gözlemlere bağlı eleştirilerimi bundan böyle zaman zaman yazacağım…

Özkan Eroğlu