Nihat Ergün Danıştay başkanını bombaladı!

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, anayasa değişiklik paketi ile yandaş yargı oluşturulmak istendiği iddialarının gerçek olmadığını söyledi.

Danıştay Başkanı Mustafa Birden’in, Türkiye’de herkesin hukukun kararlarına saygılı olmak zorunda olduğunu belirterek hükümeti eleştirdiğini hatırlatan Bakan Ergün, “Yüksek yargı, bu ülkenin insanına, geçmişine ve geleceğine ne kadar saygılıdır? İzmir Limanı ile ilgili kararı 2.5 senede verip, bu ülkeyi 1.5 milyar dolar zarara uğratırken, bu millete saygısızlık etmiş olmadınız mı? İnternetten hazırlanan bir iddianame ile iktidar partisine kapatma davası açıp, memleketin 6 ayını çaldığınızda, bu ülkeye saygısızlık etmiş olmadınız mı?

Yüksek yargı kararlarından dolayı oluşan sıkıntılardan dolayı, bu ülkeden kaçan, bu ülkeye yatırım yapmaktan çekinen sermaye sahipleri var. Peki bu yüksek yargı mensupları, açılan fabrikalarda iş bulabilecek olan işsiz kardeşimize haksızlık etmiş olmadı mı? Türkiye’de bu gibi soruların sorulması ve bu konuların konuşuluyor olması bile, başlı başına bu ülkeye bir saygısızlıktır.” dedi.

Nevşehir’de bakanlığı ile ilgili birimlerde gezi ve incelemelerde bulunan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası ile Nevşehir Ticaret Borsası’nın esnaf ve sanayicilere Kapadokya Dedeman Otel’de verdiği iftar yemeğine katıldı. Ergün, 12 Eylül’de gerçekleştirilecek referandum ile anayasa değişikliği paketine sanayici ve esnafın ‘evet’ oyu vermeleri çağrısında bulundu.

“ANAYASADA YAPILAN EN KAPSAMLI DEĞİŞİKLİK”

Türkiye’nin, kaderini yakından ilgilendiren bir anayasa değişikliği sürecinden geçtiğini kaydeden Ergün, “Anayasa değişikliğine evet diyorsak da hayır diyorsak da bu değişikliklerin neler getirdiğine, neler götürdüğüne iyi bakmak gerekiyor. Zira bu değişiklik, bugüne kadar anayasamızda yapılan en kapsamlı değişikliktir. Anayasanın değişmesi, bazı yazılı kuralların değişmesinden ibaret değildir, anayasanın değişmesi, devlet aklının ve yönetim ruhunun da değişmesi demektir. Böyle kapsamlı bir değişikliğin hayata geçmesinin hepimiz için önemli sonuçları olacaktır. Bu değişikliğin hangi hakları getirdiğini ve hangi yasakları düzenlediğini, hangi yasakların kapsamını daralttığını iyi anlamalıyız.” dedi.

Türkiye’de yıllarca bazı korkuların yaşandığını ve bu korkularla beslenen bir dizi siyasi hareketliliğin etkin olduğunu anımsatan Ergün, daha sonra şöyle konuştu: “Yıllarca, üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla çevrili bir ülke olduğumuz söylendi. Dış politikaya getirdiğimiz yeniliklerle, bu korkuların yersiz olduğunu, komşu ülkelerle dost olabileceğimizi ortaya koyduk. Bunun sonucunda Türkiye kazandı, ekonomimiz büyüdü, bazı komşularımızla olan ihracatımız 10 kata yakın bir artış gösterdi. Türkiye’nin dört tarafının düşmanlarla çevrili olduğunu söyleyen ve bu korkulardan beslenenler, bununla da yetinmediler. Dört tarafımızın düşmanla çevrili olduğu yetmedi, içimizin de düşmanlarla çevrili olduğu söylendi. Ülke, böyle suni korkularla oyalanırken, birileri perde arkasından çete kurmuş, silah tacirliği yapmış, banka hortumlamış ve zengin olmuş. Türkiye’nin artık böyle yeniden vizyona girmiş senaryolarla ve tedavülden kalkmış söylemlerle oyalanacak bir durumu yok. Avrupa Birliği ile katılım müzakerelerini sürdüren bir ülkenin, darbe anayasası ile yönetilmeye hakkı yok. Dünyanın dört tarafına açılmaya çalışan iş adamlarımıza, kendi kabuğuna çekilmiş bir ülke teklif etmenin imkanı yok. Ekonomiye, eğitime, teknolojiye, sanayiye odaklanması gereken bir ülkenin, darbe senaryolarına ve hukuk skandallarına ayıracak vakti yok.” diye konuştu.

“BU ÜLKEDE YAŞAYAN HERKES HUKUKA SAYGILI”

Danıştay Başkanı Mustafa Birden’in, Türkiye’de herkesin hukukun kararlarına saygılı olmak zorunda olduğunu belirterek hükümeti eleştirdiğini anlatan Ergün, şöyle devam etti:

“Geçtiğimiz günlerde, Danıştay Başkanı, Türkiye’de herkes hukukun kararlarına saygılı olmak zorunda diyerek hükümeti eleştiriyor. Kimsenin şüphesi olmasın, bu ülkede herkes hukukun kararlarına sonuna kadar saygılıdır. Peki şunu sormak istiyorum: Yüksek yargı, bu ülkenin insanına, geçmişine ve geleceğine ne kadar saygılıdır? İzmir Limanı ile ilgili kararı 2.5 senede verip, bu ülkeyi 1.5 milyar dolar zarara uğratırken, bu millete saygısızlık etmiş olmadınız mı? İnternetten hazırlanan bir iddianame ile iktidar partisine kapatma davası açıp, memleketin 6 ayını çaldığınızda, bu ülkeye saygısızlık etmiş olmadınız mı? Yüksek yargı kararlarından dolayı oluşan sıkıntılardan dolayı, bu ülkeden kaçan, bu ülkeye yatırım yapmaktan çekinen sermaye sahipleri var. Peki bu yüksek yargı mensupları, açılan fabrikalarda iş bulabilecek olan işsiz kardeşimize haksızlık etmiş olmadı mı? Türkiye’de bu gibi soruların sorulması ve bu konuların konuşuluyor olması bile, başlı başına bu ülkeye bir saygısızlıktır.

Dünyanın hangi gelişmiş ülkesinde, muhalefet partilerinin görevini yargı icra etmektedir. Türkiye’nin bu sorunlardan kurtulması ve hayatın her alanında gelişmiş ülke standartlarına ulaşması şarttır. Milletimizin tercihlerini aşağılayan bu insanlar; iş, demokrasi ve hukuk gibi evrensel değerlere gelince, birdenbire batı karşıtı oluyorlar. Gelişmişlik denince, sadece yolu, bilgisayarı, televizyonu, otomobili, yani kullandığımız eşyaları anlamak doğru değildir.

Gelişmişlik denince, sadece zenginliğe, ekonomiye, grafiklere ve istatistiklere bakmak da doğru değildir. Esas gelişmişlik, hak ile adalet ile özgürlük ile hukuk ve demokrasi ile tezahür eder. Milletin bize verdiği yetki şantiye şefliği yetkisi değildir. Millet bize Türkiye cumhuriyetinin geleceğini inşa etme ve gerektiğinde anayasa ve yasalarda köklü değişiklikler yapma yetkisi de vermiştir.”

Konuşmasının son bölümünde, muhalefetin anayasa değişikliği paketinde yer alan Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın üye sayıları ile ilgili teklifinin, hükümetin yandaş yargı oluşturmaya yönelik bir girişimi olarak değerlendirmelerini eleştiren Ergün, böyle bir konunun kesinlikle mümkün olmayacağını, bu organlarda daha işler hareket etmelerinin önlerindeki engellerin anayasa değişiklik paketi ile ortadan kaldırıldığını kaydetti.