CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Venedik Komisyonu Başkanı Gianni Buquicchio ile bu hafta yaptığı görüşmeyi kamuoyuna açıkladı. Oran, Venedik Komisyonu’nun seçim barajının maksimum yüzde 5 olması gerektiği yönündeki sözlerini aktardı.
Umut Oran, “Seçim barajı da insan hakları ihlalidir ve Avrupa Parlamentosu, AİHM içtihatları ve Venedik Komisyonu da AYM’nin yanındadır. Buquicchio, ‘%5’in üzerindeki yüksek seçim barajının kabulünün zor olduğunu’ bildirdi. Bu seçim barajı olduğu sürece ‘çevrecinin daniskası’ birisi çıkar ‘polisimiz adam mı vurdu’ der, Recep amca da Ermenek’te ayağındaki 10 TL’lik kara lastik ile yapayalnız kalır. Vatandaşımızın, öldürülmeden, cezaevine konulmadan, mutlu ve sağlıklı bir birey olarak yarınlara güven içinde bakabildiği, sadece insanın haklarının değil tüm doğayla barışık yaşamın kurulacağı 10 Aralık’larda buluşmak istiyoruz” dedi.
CHP’li Umut Oran, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla yazılı açıklama yaparak, “’Bütün insanlar özgür, onur ve hakları yönünden eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler’. Paris’te 66 yıl önce Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda imzalanan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi bu iki cümleyle başlıyor” dedi. Bildirgenin 2. maddesinde de, “Herkes, ırk, renk, cins, dil, din, siyasal ya da herhangi bir başka inanç, ulusal ya da toplumsal köken, varlıklılık, doğuş ya da herhangi bir başka ayrım gözetilemeyeceği” güvencesi verildiğini anımsatan Oran, “10 Aralık 1948’te uygar toplumlar bu ifadelerin ve toplamda 30 maddenin altına imzasını koyarak her koşulda insan haklarını koruyacağına söz vermiştir” dedi. Umut Oran mesajında şunları kaydetti:
AKP iktidarı Bildirgeyi her gün çiğniyor
“Bu çok önemli tarihi belgenin imzalanmasının yıldönümleri ise Dünya İnsan Hakları Günü olarak anılıyor. Bugün çok acı verici de olsa belirtmek gerekirse ülkemizde insan haklarının durumu hiç de iç açıcı bir noktada değildir. Beyannamenin bu ilk iki maddesi AKP iktidarı tarafından her gün çiğnenmektedir. Herkesin yeniden makul şüpheli olduğu 1990’lara, üstelik çok daha tehlikeli biçimde gizlenmiş faşist yasalar eşliğinde dönmüş bulunuyoruz. Demokrasiyi vatandaşın 4 yılda bir sandık başına gitmesi ve sandıktan çıkan oy oranı olarak gören siyasi anlayış işbaşında ve yaptığı her şeyi mubah görmektedir.
Seçim barajı mücadelesi özgür gelecek için
İnsan hak ve özgürlüklerine zerre kadar değer vermeyen, elindeki iktidarı sadece zenginleşme ve eşini dostunu, partili yandaşını ikbal sahibi yapma aracı olarak kullanan bu anlayış aslında darbeci generallerin getirdiği yüzde 10’luk seçim barajını can havliyle savunarak dahi insan haklarına aykırı davranmaktadır. Bugünkü çarpık iktidarın en temel sorumlularından birisi de bu seçim barajıdır. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyorsak, milletin iradesine saygı göstermemiz gerekir. Milletin oyunun baraj altında kalması ve çöpe gitmesine daha fazla seyirci kalmaktan artık vazgeçmeliyiz. Seçim barajına karşı verilecek her türlü mücadele, özgür bir gelecek, insan hakları için atılan anlamlı bir adımdır.
Buquicchio’nun baraj sınırı yüzde 5!
Anayasa Mahkemesi’nden çıkacak karar bu nedenle çok önemlidir. Bu vesileyle belirtmek gerekirse Venedik Komisyonu Başkanı Sn. Gianni Buquicchio, bu hafta yaptığım görüşmede, “%5’in üzerindeki yüksek seçim barajının kabulünün zor olduğunu” bildirdi. Yani Anayasa Mahkemesi yalnız değildir, her seçimde oyları TBMM dışında kalan onbinlerce insan gibi Avrupa Parlamentosu, AİHM içtihatları ve Venedik Komisyonu da yanlarındadır.
Çevrecinin daniskası bir şahsiyet
Makul baraj sonrasında laik, demokratik, sosyal, hukuk devletini savunan bir iktidarın işbaşına gelmesi; yaşam hakkı, kendini ifade, din ve inanç hürriyeti, barışçıl toplantı ve gösteri hakkı, kolluk kuvvetinin yasalarla sınırlandırılması, kamuda keyfiyetin önlenmesi, toplumun her kesimi ve inanç grubunun kendisini özgürce ifade edebilmesi, dinler arasında ayrım yapılmaması gibi normalleşme ortamını kendiliğinden sağlayacaktır. Aksi takdirde “çevrecinin daniskası” bir şahsiyet çıkar, Gezi’de aramızdan koparılan gençler için “Polise talimatı ben verdim” der sonra da utanmadan “polisimiz adam mı vurdu” cümlesini de kurarak halkın zekasıyla, hafızasıyla dalga geçer. Tam olarak bittiğinde 5 katrilyon TL’yi bulacak maliyetiyle binlerce odalı sarayını gizlemek için saçma sapan sigara zabıtalığı, Kolomb, Osmanlıca, George Orwell tartışmaları çıkartarak içi boş yapay gündem yaratanların tuzağına düşmeyeceğiz. Dolar milyarderi sayısının giderek arttığı Türkiye’de halen 20 milyon vatandaşın açlık sınırında yaşadığını, 5 milyon işsizimizin olduğunu, her 5 üniversite mezunundan birisinin utanç içinde anne-baba parası yediğini, 300 bin öğretmen adayının öğrencileriyle buluşmaya hasret kaldığını, AKP’lilerin ise KPSS barajına takılmadan ballı kadrolara yerleştirildiklerini, evine ekmek götürmek için yüzlerce madencinin kara toprağa düştüğünü, Recep Gökçe dedenin 10 liralık kara lastikle halen Ermenek’te yapayalnız kaldığını unutturmamamız, bunun hesabını sormamız gerekmektedir.”
Umut Oran mesajını, “Vatandaşımızın, öldürülmeden, cezaevine konulmadan, mutlu ve sağlıklı bir birey olarak yarınlara güven içinde bakabildiği, sadece insanın haklarının değil tüm doğayla barışık yaşamın kurulacağı 10 Aralık’larda buluşmak dileğiyle” bitirdi.