sette şiddet gören başrol kadın oyuncusu kovulan bir diziye girmeyi kabul eden zeynep hanıma kendisini deşifre ettiği için teşekkür ediyorum. bir daha ne bu işi, ne de onun işini izlerim. öyle ya ben zaten recep ivedik izlemiyorum…

Böyle rezil olayların savunulduğu ve gerçekleştiği ülkede; dizilerde de bu tarz cinsel ayrımcılığın yapılması doğaldır. Şiddetin cinsiyeti olmaz. Ama şiddete maruz kalan özellikle kadın ise malesef ülkemizde kesinlikle altında bir şey aranır! “Kadındır sonuç da kesin şiddeti hak etmiştir!” gibi. Ushan Çakır haklı veya haksız fakat yaptığı bu rezillik (üzücü, hata gibi ifadeler şiddeti sıradan gösterir) dizinin tüm emeğini alıp götürmüştür. Ezgi Asaroğlu ile sorunun varsa diziden ayrılırdın. Ama bu hareketiyle tamamen haksız olduğunu ispatlamış ve oyunculuk kariyerini sona erdirmiştir!

Yapımcı şirket tarafından gösterilen bahane ise tamamen komedidir! Ezgi Asaroğlu’nun magazinsel bir amacı olsa, bu onun ilk işi de değil üstelik, bugüne kadar başrol diye geçinen malum oyuncular gibi kameralardan kaçmaz aksine malzeme olurdu. Sen hem arkasındayız diyeceksin hem de işine son vereceksin. Arkasındayım diyerek olunmuyor ne yazık ki. Psikolojik açıdan ne durumda olduğunu anlamaktır en başta arkasında durmak. Yarın bir gün mahkeme olduğunda doğal olarak basında çıkacak haberler de mi magazinsel diye nitelendirilecekti acaba? Yoksa Ezgi Asaroğlu dava açarak bir suç mu işlemiştir? Tabi hiç sesini çıkarmasa ve işine baksa bunlar başına gelmezdi. Böyle popülist hareketler yakışmıyor. “Seyirciye ne versek yer” mantığı artık yemiyor efendim. Bu hareketlere ancak 2 günlük hafızalarla yaşayanlar biat eder! Sadece yapılması gerekeni yapmayarak Ushan Çakır’a ve Beste Bereket’e ortak oldunuz tebrikler!

Neymiş absürt diziymiş, önemli olan senaryo ve karakterlermiş, zaten Ezgi Asaroğlu’nun oyunculuğu yetersizmişmiş. (iyi gün dostları sizi!) Konuyu bu kadar çarpıtmanızın ne anlamı var. Senaryo ne kadar besliyorsa hikayeyi bir o kadar da oyuncular besliyor. Leyla o Leyla! Kendinize gelin ve sakin kafayla bir düşünün. Biz öyle sevdik, benimsedik. Zihinlere Leyla ile Mecnun öyle kazındı. Bu olaydan önce başka bir Leyla için kıyamet kopacak deselerdi kaçınız inanırdınız? Yoksa bu meczup ne diyor mu derdiniz? Bu dizinin dinamikleriyle oynarsanız orjinalliği bozulur. Gerçekçiliğin zedelenmesi ile o büyü yok olup gider. Giderek tatsızlaşır yavan bir hal alır. Bir bakmışsın ki domino etkisi ile yerle bir olmuş! Yani her şeye absürt diyerek açıklayamazsınız. Kısacası daha bu dizide aşktan bahsedilemez!

Bir menajerdir gidiyor. Farkındasınız sanırım me-na-jer. Başka ne yapacaktı acaba?

Kimse zorla dizi izlemiyor. Ama benim gibi düşünenler çoğunlukta ve bizim için dizi 29. bölümde final yapacak. LM’nin kendine özel kitlesi var. Diğer diziler gibi reklam aralarında zaplanan bir dizi değil. Onu iple çekenler mevcut. Demek istediğim “Kalan sahalar bizim” mantığı ile bu dizi ilerlemez. Büyük kayba uğrayacağı aşikar. Malesef bu saatten sonra bir şey değişmeyecek. Yazık oldu çok yazık.

Ayrıca Ahmet Mümtaz Taylan çok şaşırttı beni. Olayın başında verdiği tepki ile son mesajı ancak bu kadar çelişirdi. Arada yılda yok 3 gün var 3 gün sadece 72 saat! Yoksa yanlış mı tanıdık ve sevdik seni Baboş? Kimse sana otur ağla yada tepki göster diziden ayrıl demiyor ki, zaten dizideki hiçbir oyuncunun bu duyarlılıkta olmadığını gördük. Ama böyle agresif çıkışlarda bulunuyorsun. “Sende mi?” demek istiyorum da sanırım sen hep o sermayede hep o taraftaymışsın be hafız!

İşin özeti diziyi yapım şirketi ile Ushan Çakır elele bitirmiştir. Ne için? “Polemiklerden uzak durmak ve magazinsel olmamak için”! O zaman arkasındayım gibi büyük laflar edip atıp tutmayacaksın. Kendini farklı göstermeye çalışmayıp “Ne halleri varsa görsünler” deyip işin içinden çıkacaksın! “Şiddet miymiş, cinayet miymiş? Banane!” deyip gelen paraya bakacaksın!