Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. Açlık grevine başlayan Leyla Zana’nın tutumunu tasvip etmediğini dile getiren Gül, Türkiye’nin konuşarak çözemeyeceği hiçbir probleminin olmadığını söyledi.
Gül, Kastamonu Valiliği’nde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Gül, ”cezaevlerinde devam eden açlık grevleri kapsamında BDP’li milletvekili Leyla Zana’nın Meclis’te açlık grevine başladığının” hatırlatılması üzerine hükümetin, Adalet Bakanı’nın, herkesin açlık grevlerini bitirmek için çalıştığı bir dönemde siyasetçilerin böyle bir yola girmesini tasvip etmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Bunların hiçbirinin problemlerin çözümüne katkısı olmadığını ifade eden Gül, ”Onun için bir an önce bu işi bitirmeleri çağrısında bulunmak isterim. Türkiye’nin konuşarak çözemeyeceği hiçbir problemi yoktur. Bu ülkede her şey, en aykırı fikirler bile konuşulabilmektedir, tartışılabilmektedir. Böyle bir ortam içerisinde bu yolların doğru olmadığı kanaatindeyim” diye konuştu.
”Meclis’in bu yollar için kullanılmasına” ilişkin bir soruya da Gül, ”Bir an önce bunların bitmesi gerekir. Hele hele siyasilerin, milletvekillerinin böyle bir yola başvurmasını tasvip etmek hiç mümkün değildir. Bunu bir kez daha burada ifade edeyim” yanıtını verdi.
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümüne ilişkin iddialarla ilgili soru üzerine Gül, Adli Tıp Kurumu’nun çok detaylı bir çalışma yaptığını belirtti.
Rahmetli Cumhurbaşkanı’nın kabri açıldıktan sonra tahlillere ve her türlü teste uygun bir ortamla karşılaşıldığını ifade eden Gül, dolayısıyla herkesin bu testler sonucunda yazılacak nihai raporu beklemesi gerektiğini söyledi.
Çeşitli duyumlar, tahminler ve şüpheler söz konusu olduğu için böyle bir talimatı verdiğini dile getiren Gül, ”Böyle bir şüphenin artık ortadan kalkması, devamlı tarihimizde konuşulan karanlık bir konu olarak kalmaması için şimdi Adli Tıp Kurumu’nun vereceği nihai kararı, raporları, daha doğrusu bilimsel bulguları hep beraber beklememiz gerekir” dedi.
İsrail-Filistin eksenindeki gelişmelere ilişkin bir soru üzerine Gül, çok tehlikeli bir tırmanış olduğunu belirterek, ”Bu aslında birkaç haftadır vardı. Bu gidişat çok tehlikeli. Buna dünyanın gözünü kapaması mümkün değil açıkçası” diye konuştu.
Gül, 2009 yılında Gazze’de bin 500 kişinin öldüğü katliamın da bir seçim öncesi yapıldığını anımsatarak, şöyle devam etti:
”Ocak ayında İsrail’de seçimler var. Böyle bir kanlı seçim yatırımı olmaması lazım. Onun için herkesin ‘dur’ demesi lazım ve herkesin bu duruma müdahale etmesi gerektiği kanaatindeyim. Yoksa göz göre göre yeni, çok kanlı bir olayın bütün insanlığın gözü önünde cereyan etmesi gibi bir şey söz konusu olur ki buna kesinlikle müsaade etmemek gerektiğine inanıyorum. İsrail’in de bundan hiçbir çıkarı olmayacaktır. Onu da kendilerinin bilmesi gerekir. Eğer bu şekilde kanlı operasyonlar devam eder ve bu şekilde çok büyük katliamlar söz konusu olursa bu aslında İsrail içinde çok sıkıntılı bir şeydir. Bölgede iki devletin Filistin ve İsrail’in yan yana yaşama ümitleri de bu şekilde tehlikeye girmiş olur.”
-”Angajman kurallarının hepsi geçerlidir”-
Cumhurbaşkanı Gül, ”Suriye’ye uygulanan angajman kurallarının değişip değişmediği” ile ilgili soruya şu yanıtı verdi:
”Suriye’deki en önemli gelişme, biliyorsunuz ki Suriye muhalefetinin bütün Suriye halkını temsil edecek şekilde yeniden yapılanması ve kendilerinin Suriye halkının meşru temsilcileri olarak daha güçlü şekilde ortaya çıkması. Şimdi bu çok önemli bir gelişme oldu. Bizim sınırımızın hemen öbür tarafında maalesef yerleşim yerleri olduğu için çatışmalar, sınırımızın hemen öbür başında cereyan etmektedir. Bu konuda Silahlı Kuvvetler, Hükümet hep açıkladı. Angajman kurallarının hepsi geçerlidir. Tabii ki uluslararası hukukun kuralları dikkate alınmakta ve bir taraftan da caydırıcılık etkimizi en iyi şekilde kullanmak için Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, gerektiğinde herhangi bir şekilde hak ve hukukumuz ihlal edilirse müsaade etmemek için beklemektedir. Bunda bir tereddüt söz konusu değildir.”