Başbakan Recep Tayyip Erdoğan CNN Türk televizyonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan birçok konuda önemli açıklamalar yaptı.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bazı generallerin “Balyoz” soruşturması kapsamında tutuklanmasının Yüksek Askeri Şura’da (YAŞ) sıkıntı yaratıp yaratmayacağıyla ilgili olarak, “TSK’da herhangi bir aksama olması söz konusu değil ve kimsenin yeri de bu noktada boş değildir. Şu anda herkesin görevini birileri yürütüyor.
YAŞ toplantısına girerken önümüze tablolar gelecek tabii inşallah iktidara devam etmemiz halinde bu çalışmaları yine kendileriyle yapacağız” dedi.
Erdoğan, CNN Türk Televizyonunun canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“Her ilde kurmaylarınıza özel bir çalışma yaptırıyor musunuz? Sümeyye hanıma nasıl bir görev verdiniz ya da aile fertleri uyarıda bulunuyor mu?”
şeklindeki soru üzerine, her ile giderken partideki çalışma grubunun ön hazırlıkları yaptığını ve bu çalışmaları kendisine sunduğunu söyledi. Erdoğan,
kızı Sümeyye Erdoğan’ın da seçim sürecinde bu konularda kendisine yardımcı olduğunu belirtti.
“Türkiye asker sivil ilişkileri anlamında normalleşmeye doğru gidiyor mu?” sorusuna Erdoğan, Türkiye’de demokrasinin güç kazandığını, asker-sivil
ilişkilerinde şu anda iyi bir noktada bulunulduğunu söyledi.
Bu konuda bazı çevrelerin özellikle medyanın bazı kesimlerinin tahrik rolü üstlendiğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Ben bunları gereksiz buluyorum. Çünkü Türkiye’de Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bir yeri var, sivil idarenin bir yeri var. Türk Silahlı
Kuvvetlerinin nereye hesap vermesi gerektiği bellidir ve hesabı vermesi gerektiği zamanlarda bunlar olur. Geçmişte Genelkurmay Başkanıyla Başbakanın rutini bizim
dönemimiz gibi hiçbir zaman olmamıştır. Ama şimdi asgari, seçim döneminin dışında her hafta muntazaman bir kere görüşürüz. Bazen bu 2 olur, bazen 3 de olabilir.
Telefon görüşmelerimiz bunun dışında. Biz bu kadar görüşmelerimizde sağlıklıyız. Atacağımız adımları beraber konuşuruz, müzakere ederiz. Ama bizim sırtımızda bir
yumurta küfesi var ama bazılarının sırtında yumurta küfesi olmadığı için onlar, ’biz’ diyor, ’emekli askerlerle görüşüyoruz şu adımı, bu adımı atıyoruz’. Kusura
bakmasınlar biz de bu işi Türk Silahlı Kuvvetlerimizin başta Genelkurmay Başkanım olmak üzere, muvazzaf kadrosuyla gerek ikili olarak benim yaptığım görüşmelerim
var, gerek müsteşarımın aynı şekilde ağırlıklı ikinci başkanla, harekat başkanıyla yaptığı görüşmeler var. Biz de bu işi bu ciddiyeti içinde yapıyoruz. Çünkü atılan her adımdan ülkenin kazanması lazım, kaybetmemesi lazım. Biz hiçbir zaman aceleci bir mantıkla değil, her şeyi yerli yerine oturtmak suretiyle bunun
devamından yanayız.”
“2007’de Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve o seçimlere yönelik olarak bir takım müdahale iddiaları tartışılırken, bugün bu tatbikattan sonra ve Balanlı’nın
tutuklanmasının ardından bir OR’lar toplantısından bahsediliyordu. Şöyle bir iddia var o OR’lar toplantısında Işık Koşaner’in AK Parti tek başına iktidar
olursa hem AK Partiyi zor durumda bırakmak için hem de anayasa yapımını zor durumda bırakmak için istifa edeceği iddiası ki bunu yazan da daha çok bu
öngörülerle başka olaylarla çıkmış bir yazar… Emre Uslu, Taraf gazetesinde…” sorusuna Erdoğan, “Ben o toplantıda bulunmadım. Emre bey bulunmuş demek ki”
karşılığını verdi.
Erdoğan, “3 yıl öncesine göre bugün ilişkileriniz daha seri, daha medeni mi…” sorusu üzerine, “Bunu hissetmiyor musunuz? Bütün olanları herşeyiyle
görüyorsunuz” dedi.
“Cumhurbaşkanının seçimiyle alakalı fikir beyan eden bir dönem de yaşandı Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili. Bugün baktığımızda Sayın Işık Koşaner
çok böyle toplantılar yapan, iletişimler yapan, kamuoyuyla medyayla… İnternet sitelerinden çok fazla açıklamaları gelmiyor” denilmesine karşılık Erdoğan,
“Bunu sizin takdir etmeniz lazım. Genelkurmay Başkanı olarak basın toplantılarına, bu tür şeylere girmiyor. Ağırlığını koyuyor, açıklama yapmaları
gerektiği zaman da aralarında müzakereler yapıp, yazılı açıklama yapıyor. Kabul edilir edilmez, beğenilir, beğenilmez ayrı mesele. Ama burada konumunu koruyor ve
bizimle görüşme yapmak istediği anda da haberleşiriz bir araya geliriz” diye konuştu.
Bu sene 30’dan fazla general ve amiralin “Balyoz” soruşturması kapsamında tutuklu olmasının Yüksek Askeri Şura’da sıkıntı yaratıp yaratmayacağının sorulması üzerine Erdoğan, “Türk Silahlı Kuvvetleri, bütün bu
ortadaki mevcut tabloyla şu anda çalışıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri şu anda 200 bin generali, subayı, astsubayıyla güçlü bir yapıyla sahip. Ve bizim burada
herhangi bir aksama olması söz konusu değil ve kimsenin yeri de bu noktada boş değildir. Şu anda herkesin görevini birileri yürütüyor. YAŞ toplantısına girerken
önümüze tablolar gelecek tabii inşallah iktidara devam etmemiz halinde bu çalışmaları yine kendileriyle yapacağız” dedi. Erdoğan, “alttan gelen
kadrolarla mı” denilmesi üzerine, “Kim olursa” dedi.
-“BAŞKASININ ÖZGÜRLÜK ALANIDIR SINIR”-
“Nasıl bir medya şikayetlerinizden sizi arındırabilir? Son dönemde medyada bazı isimler Nuray Mert ve Abbas Güçlü ile ilgili meydanlarda
söylediğiniz sözleri Taha Akyol, Hasan Cemal gibi isimler eleştirdiler” denilmesi üzerine Erdoğan, “Niye, sınırsız özgürlük mü var?” karşılığını verdi.
“Siz de medya mensubusunuz. Sınırsız özgürlük hakkınız var mı?” diye soran Erdoğan, “Yoktur, başkasının özgürlüğüne müdahale edersem eğer” denilmesi
üzerine, “Ben de onu söylüyorum. Başkasının özgürlük alanıdır sınır. Oraya girdiğiniz anda siz başkasının özgürlük alanına müdahale ediyorsunuz. Türkiye
Cumhuriyeti’nin Hükümetine, ’Dersim’de yapılan yolların harekatlar için yapılmış yollardır, şimdi de yapılan bu duble yolların, barajların aynı şekilde güvenlik
düşüncesiyle yapılmış yollardır’ şeklindeki bir tanımlaması veya tespitini bizim makul karşılamamız mümkün mü?” dedi.
“İzah ettiler. Geçmişte yolların yapılma nedeni Güneydoğu’da özellikle terörle mücadelede etkili bir unsurdu. Barajlarda güvenlik, yollarda güvenlik
yerine uzlaşarak güvenlik sağlamak daha mantıklı değil midir? gibi bir yaklaşımla” sözleri üzerine Erdoğan, “Kiminle uzlaşacağım?” diye sordu.
“Herhalde bölgede 2 milyon oy alan partiyle” denilmesi üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
“Ne demek? Bir hükümet, devlet, yapacağı yatırımı, bölgedeki bir siyasi partiyle veya terör örgütüne dayalı olarak büyüyen gruplarla mı konuşacak? Bizim
Devlet Planlama Teşkilatımız ne iş yapar? Kusura bakmayın biz bir hizmet aşkıyla koşuyoruz, siz diyorsunuz ki ’uzlaşarak’. Neyi uzlaşacağım, yapacağım yollar için
mi uzlaşacağım? Terörün çözümünde bu barajların yapımı için müsaade mi alacağız, yolların yapımı için müsaade mi alacağız? Ben halkıma bakarım. Yıllarca bu ülkede
oralara gidip ne dendi benim o Kürt kardeşime; ’devlet sana okul yapıyor mu, devlet sana hastane yapıyor mu, devlet sana okul yapıyor mu, devlet sana su
yapıyor mu, işte bu reddir. Seni inkar ediyor, görmüyor’ demiştir. Biz bunu yıktık. Kusura bakmayın eğer bundan dolayı bu zikrettiğiniz isimler Tayyip
Erdoğan’a özgürlüklere müdahil diye bakıyorsa varsın baksınlar. Ben halkımın hizmetkarıyım. Bunu Güneydoğu’da da yaparız. Karadeniz’de de Orta Anadolu’da da
ülkenin her yerinde… Batı’da ne varsa Doğu, Güneydoğu da bunu alacak. Bu anlayış, bu zihniyet yıllar yılı gitti Batıya hizmet verdi ama oraları inkar
etti, terketti. 780 bin kilometrekarenin tamamı bu hizmetlerin tamamını alacak. Bizim hedefimiz bu. Biz bugüne kadar bunu yaptık yapmaya devam edeceğiz. Bunu
harekat için yapılmış yollar, barajlar… Sen ne diyorsun, kendine gel. Benim vatandaşım içme suyu bulamıyor, affedersin pisliklerden su akıyor, o pisliklerden
içme suyu alıyor. İşinize geldiği zaman gidersiniz oralarda kameralarla çekimi yaparsınız ’bu vatandaş buradan aldığı suyu içiyor’ dersiniz. Bu haberleri siz
yapıyorsunuz. Bir tane bir yerde dağın tepesinde bir okul bulursunuz, onu gelir hemen yayınlarınıza girersiniz ve anlatırsınız ama yapılanların hiç birini
göstermezsiniz. Bunu medya yapıyor. Niye medyadan şikayetçiyim, işte bundan dolayı. Burada yapılanları görmek çok önemli. Ama bunu siz kalkar da ’terör
örgütüyle uzlaşalım, onlarla şöyle el ele verelim, öyle bu işleri yapalım’ böyle bir mantıkla bakarsanız kusura bakmayın, ne Tayyip Erdoğan’ın, ne arkadaşlarının,
ne AK Partinin mantığında böyle bir yaklaşım tarzı yoktur. Biz hizmet için kimseden müsaade almayız. Müsaade alacağımız tek yer vardır o da halkımızdır.”
-“İNTERNETLE İLGİLİ BİR SINIRLAMAMIZ YOK”-
İnternet erişimine yönelik düzenlemenin sınırlama yaratıp yaratmadığının sorulması üzerine Erdoğan, “Bizim internetle ilgili bir sınırlamamız yok tam
aksine daha önce gayri ahlaki yayınların yayımlanması noktasında vatandaşımız tutuyordu ücretli olarak müracaatını yapıyor, orada bir filtrasyon istiyordu.
Şimdi biz bununla ilgili ücretsiz bunun yapılabileceğine dair düzenleme yaptık ve Ağustos itibariyle yürürlüğe girecek. Yaptığımız iş budur, isteyen filtrasyonu
kullanır, isteyen kullanmaz” dedi.
“5393’e göre belediyelerde çalışan 4B’liler kadroya alınacak mı” sorusuna Erdoğan, 205 bin kişiyi 4B kadrosundan 4A kadrosuna aldıklarını
anımsattı. Erdoğan, belediyeler ve KİT’lerde çalışan 107-108 bin civarında 4B’li ile ilgili ise seçim sonrası bir çalışma yapılacağını kaydetti.
“Tarih verebilir misiniz” sorusuna Erdoğan, “Şu anda bizim hükümet olup olmamamız da önemli. Seçimden sonra hükümetin kurulması zaman alacak. Ondan
sonra parlamento bir aç-kapa yapacak ve Meclis tatile girecek, yeni dönem açıldığında inşallah süratle bunları da ilgili bakanlık neticeyi elde edecektir”
dedi.
“4C’lilern 4A kadrosuna alınması gibi düzenleme olabilir mi” sorusuna Erdoğan, buradaki durumun çok farklı olduğunu belirterek, “Detay bilgim yok.
Çalışmayı arkadaşlarımız yapacaklar. Önümüze sunacaklar” dedi.
Erdoğan, öğretmen atamalarıyla ilgili bir soru üzerine, bu yıl 30 bin atama yapıldığını, 10 bin atama daha yapılacağını anımsatarak, 1 Eylül itibariyle
40 bin öğretmenin hizmete başlayacağını söyledi.
BEDELLİ ASKERLİK
Başbakan Erdoğan, bedelli askerliğe ilişkin bir soru üzerine bu konuda Genelkurmay’ın düşüncesini önemsediğini söyledi. Erdoğan, “Tek endişemiz şehit
aileleri. Önümüze şunu getiriyorlar, ’bizim yanlışımız nerede, bizim çocuklarımız kurban mı seçildi, biz fakiriz bundan dolayı mı başımıza geldi? Parası olanlar
kaçak dövüştüler, kaçtılar vesaire… Bakıyorsunuz CHP diyor ki ’yazları okuyanlar için yaz tatiline gider gibi askere gidecek, diğer fakir fukara için de
21 gün’ diye bir şeyler ortaya sürüyorlar. Silahlı Kuvvetler böyle bir yaklaşımı nasıl değerlendiriyor bilemem ama milletim nasıl değerlendiriyor, çok önemli. Bir
tarafta 21 gün, öbür tarafta 6 ay, 9 ay. Böyle adaletsizlik olamaz. Biz üniversite mezunu olanlarla olmayanlar arasında dengeyi sağladık. Polisimizin
durumunu çözdük. Bedelliyle ilgili önümüzdeki dönemde yine müzakere ederiz, konuşuruz mutabakatı sağlarız, adımı atarız. Benim sırtımda küfe var” dedi.
“Kesin demiyorsunuz anladığım kadarıyla” denilmesi üzerine Erdoğan, “Halkımın özellikle şehit ailelerinin, ben bütün şehit ailelerini çağırdım
onlarla görüştüm, onların da kanaatlerini aldım. Onların da belli bir noktaya gelmesi lazım, böyle bir karar alacaksak adil olacağız. Ama çözülmesi gerektiğine
de inanıyorum. 45-50 yaşında olup da askerliğini yapmamış olanlar var. Bunun üzerinde zaten Milli Savunma Bakanlığımızın çalışması var” diye konuştu.
“Suriye’deki süreci makul seviyeye çekebilmek için ekstra bir gayret sarfedilebilir mi” sorusuna Erdoğan, “Şu anda cumayı, pazarı çok önemsiyoruz”
dedi. Hatay, Gaziantep, Mardin tarafında tedbirler alındığını, Hatay’da yaklaşık bin 200 kadar giriş olduğunu anlatan Erdoğan, “Halep’te maalesef sıkıntılı
gelişmeler var. Halep’te yollar tanklarla, kendilerine göre Hatay tarafındaki kısım onlar tarafından herhalde idareyi kaybetmiş vaziyetteler, öyle bir sıkıntı
var. Halep’te şu anda kendilerine göre bazı tedbirleri alıyorlar. Halep’te bizde akrabalık bağları çok yoğun olan aileler var orada tedbirler alıyoruz. Bunun
yanında Mardin’e yönelik tedbirler var. Hazırlıklarımızı yapıyoruz ve atılabilecek adımlar neyse bu adımları atmaya hazırız ama bu cuma ve pazar günü önemli” dedi.
Erdoğan gündemdeki diğer konularla ilgili olarak da şunları söyledi;
HOPA’DAKİ ÖLEN ÖĞRETMEN!
Ölmüş olan insanla ilgili gelen bilgiler, belgeler o insanla ilgili varsa buna ne ne dersiniz? Taş atarken çekiymiş resimleri var. Bunları hiç görmüyoruz. medya o şahsın üzerinde dudurken, benim servetimin üzerinde neden durmuyor. Polis halen yoğun bakımda. Ben hedeftim. Ufak taş geldi, benim önüme. Büyük taş da sürücümün önüne geldi. Kan revan içinde kaldı. Bunlar medyada yer almıyor. Hopa’nın içinde bizim yüzde 40 oyumuz var. “Tek yol sokak, tek yol devrim” pankartları vardı. Orada emniyet zaaf gösterdi. Tabi ki burada bizim tavrımız farklı olacak. Bakın Bingöl’de ben Apo’nun kitaplarından örnekler verdim, bunların görülmesi lazım. İlçe başkanı molotof verirken görüntüleri var. Medyanın bu mücadeleye destek vermesi lazım. Medyanın bu propagandayı yapmaması lazım.
İnan Kıraç tartışması, “riskler” sözünüz?
Dünyanın hiç bir yerinde hiç bir holding o ülykenin siyasi harekatlır üzerinde genel ve acçık bir beyanda bulunmazlar. Çünkü bilirler ki geldiğinde yine onunla çalışacak. Gelecek olan yönetimle işleriniz var. Örneğin beni açılışa davet eder, ben gitmem. Kredi verecek olan ben değilim. Banka verir. BUndan önce ben davetlerine katıldım. Ama şimdi aksini beyan etmedikçe ben bundan sonra açılışına gitmem. Bir taraf olan bertaraf olur demiştim daha önce. Çık açıkla açık açık konuş. Dobra dobra çıkıp söylese daha saygın olur. Ben partimi desteklemediğini biliyorum.
Taraf olmak sizin yanınzda mı olsun?
Hayır. Açık olsun yeter..
TÜSİAD tartışması
TÜSİAD’ın ne olduğu belli değil. Bir anayasa çalışması yaptılar, tepkiler geldi; geri adım attılar. Bu doğru bir yaklaşım mı?
Dünyanın 8. zengini diyorlar sizin için, böyle bir derece verdiler.
Bana o dereceleri verenlere sormak lazım. Benim Meclis’teki beyanname kayıtlarımda dünyada 8. sıraya gelmem imkansız, O iftirayı atanlara müfteri yakıştırması yapabilirim. Bunlar dünyayı takip etmiyor. Nerede yazıyor bu sekizinci sıra? Yine villaydı, bilmem neydi… İftiralar atmaya başladılar. (Vatan)
helal olsun hiç altta kalmıyooo