GündemManşetPolitikaTürkiye

Devlet Bahçeli: “Başbakanın ağlaması siyasi sahtekarlık ve münafıklıktır”

Maldivler Kutlu Olsun

devlettttbahceliBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dünkü grup toplantısında 12 Eylül’de idam edilenlerin mektuplarını okurken ağlamasına Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den çok sert bir tepki geldi.

Yazılı bir açıklama yapan Bahçeli, Erdoğan’ın yaptığı konuşmayla ilgili olarak “Başbakan Erdoğan’ın yaptığı konuşma siyasi tarihimize kara bir ilkesizlik, riyakârlık, siyasi sahtekârlık ve münafıklık örneği olarak geçecektir” dedi.

Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ı yalan gözyaşı dökmekle suçlayarak “Türkiye’yi etnik temelde bölmeyi amaçlayan “PKK açılımı”nın ve AKP’nin sekiz yıllık yıkım dönemindeki yolsuzluk ve hırsızlıklarının hesabının yargı önünde görüleceği siyasi mahşer günü çok yakındır. Siyasi ihtiras ve korkuların ruhunda yarattığı kasırgaların etkisi altındaki Başbakan’ın marazi ruh halinin nedeni budur. Bu hezeyanlar Başbakan’ın son çırpınışlarıdır” ifadelerini kullandı.

Bahçeli’nin açıklamaları şöyle devam etti;

“Başbakan’ın Anayasa değişikliği konusundaki gizli amacı ve niyeti “etnik bölücülüğün önünü açmak ve yolsuzlukların hesabını vermekten kaçmak”tır.

Bu nedenle bütün ümidini Türk milletini son bir kez aldatarak referandumda evet çıkmasını sağlamaya ve kendisini koruma altına alacağını hesapladığı yandaş yargı düzenlemesini yaparak hazin akıbetten kurtulmaya bağlamıştır.

Bunun için hiçbir ahlaki ve vicdani ölçü tanımadan bütün yalan ve riya malzemesini bu son çırpınışında cepheye sürmüştür.

Ülkücü şehitler için sahte gözyaşları dökmesi bu tiyatronun yeni bir sahnesidir.

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

Grup konuşmasında “trajik bir siyasi tarihi önünüze getireceğim, bu dram olacak” diyen Başbakan aslında kendi dramını sahneye koymuştur.

12 Eylül 1980 askeri darbesinde darağaçlarında ve işkencelerde hayatlarını kaybedenlerin hatıralarına sığınan Başbakan’ın hem ülkücü hem de devrimci özelliklerini bugüne kadar içinde gizlediği bu vesileyle anlaşılmıştır.

Ancak, bunu otuz yıl nasıl sakladığı, bu bastırılmış duyguların ruhunda nasıl bir tahribata yol açtığını tam olarak anlaşılamamıştır.

Psikiyatrinin alanına giren bu ilginç durumun konunun uzmanlarınca incelenmesi yararlı olabilecektir.

Ülkücü şehidimiz Mustafa Pehlivanoğlu’nun son mektubunu bazı pasajları atlayarak kürsüde okuyan Başbakan’ın senaryo gereği sahte gözyaşı dökmesi riyakârlığın ve ilkesizliğin zirvesi, son noktası olmuştur.

Başbakan bu konuda da kendisini aşmış, bilinen riya ve takiye özelliklerinin ötesine geçerek bir siyasi sahtekârlık tiyatrosunun aktörü olarak Türk milletinin karşısına çıkmıştır.

Başbakan’a okurken kürsüde ağladığı ülkücü şehidimizin son veda mektubunda atladığı şu satırları hatırlatmak istiyorum.

“Şunu hiçbir zaman unutmasınlar ki, Mustafa’lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah’a inananlarındır.

Bunun için hiç üzülmeyin. Cenazemin arkasından ağlamayın, günahtır. Sizden ricam ağlamayın.”

Başbakan’ın aynı gün Hakkâri Çukurca ve Van’da PKK terör saldırıları sonrası toprağa düşen yedi şehidimiz karşısında bu kadar duygulanmaması, gerçek niyetlerin ne olduğunu bütün çıplaklığıyla ortaya koymuştur.

Buradan ağlayan Başbakan’a seslenmek istiyorum:

Dün Meclis’te Ülkücü şehitler için döktüğünüz sahte gözyaşlarının bir damlası ile aynı gün ocaklarına ateş düşen yedi şehidimizin muhterem annelerinin döktüğü gözyaşlarının bir damlasının vicdan laboratuarında samimiyet testinden geçirilmesi sonucu ortaya çıkacak ahlak ve dürüstlük raporu karşısında yüzünüz kızaracak mıdır?

Türk milleti Başbakan’ın Anayasa değişikliğini pazarlamak için utanmadan sergilediği bu siyaset kalpazanlığının, bu milli irade dolandırıcılığının gerçek nedenlerini ve arkasındaki çirkin yüzü elbette görecek ve hükmünü verecektir.

Ülkücü şehitler için sahte gözyaşları dökerek siyasi münafıklığın şahikasına çıkan Başbakan’ın ve kahraman Özel Harekât mensuplarını milliyetçi oldukları için bıyıklarından hareketle aşağılamaya yeltenen yardımcısının başını çektiği “AKP Yalan Kumpanyası”nı bekleyen akıbet 12 Eylül 2010 günü milli irade duvarına çarpmaktır.

Türk milliyetçileri ve ülkücü camia, şerefli hatıralarını ebediyete kadar yüreklerinde yaşatacağı aziz şehitlerimizin ruhları ile birlikte 12 Eylül 2010 günü Başbakan’ı referandum sandığı başında bekliyor olacaktır.”

Hot-Affiliates Reklamları
Konserler

NationalTurk

NationalTurk Haber Merkezi, En Son Haberleri Gündemi, Spor Haberlerini, Ekonomi, Seyahat, Magazin, Politika ve Son Dakika Haberlerini en doğru ve objektif şekilde size ulaştırır.NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

6 Yorum

  1. szlere katılmıyorum bir insan sahte ağlayamaz ama bunu ancak devlet bahçeli başarır

  2. ortamın puslu olması işinemi yarıyor.bırakın bu ülke biraz huzur bulsun 12 eylül anayasasını kabul etmek askere gel kardeşlerimi darbeyle al as demek değilmidir. yetmedimi dökülen kanlar. bırak bdp ile aynı safta yer almayı yıllarca size oy verdim lanet olsun oy veren ellerime… yeter bırakında askerin değil halkın dediği olsun….

  3. Başbakanın ağlamasını yadırgamayın son bir yıldır.Sayın Bülent Arınç’ta ağlıyor.Ayrıca hocaları yıllardır.Ağlıyor okunan mektuptu o mektubları ben 12-13 yaşlarında bizzat kendim çok okudum.şimdi bende ağlıyorum.Çünkü 8 yılda o günlerden daha kötü günlere geldik.Can güvenliğimiz hiç kalmadı.Sayın başbakanımız bile Ülkemizde hatta Ankara’da bile korumasız gezemiyor.

  4. verilebilecek en güzel cevabı sayın bülent arınç vermiş “ağlamasını bilmeyenler bundan anlamazlar” hayatında gözyeşı dökmemiş duygudan yoksun olmayı seçen insanlarla bu gözyaşlarını tartışmak yersiz bennce. gayet samimi buluyorum

  5. SAYIN BAŞBAKAN HANGİ ŞEHİDİMİZİN ARKASINDAN AĞLAMIŞ BİLMEK İSTERİM…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu