Anchiano-Vinci, 1452:
“aşk çocuğu” Leonardo
Sağlıklı, güzel, dürüst köylü kızı Caterina, ailesi üç kuşaktır noterlik mesleğini icra eden ser Piero’yla (ser sözcüğü, meslek belirten bir itibar payesidir) yaşadığı gizli ilişki sonucu hamile kalır. Genç çift, evlenmeden çocuk dünyaya getirmeyi göze alabildiklerine göre birbirlerine iyice aşıktırlar. Bir resminin sol yanına yazdıklarından öğrendiğimize göre ( Babasının iradesiyle değil de, kadının usandırıcı şehvetiyle doğan çocuk sıradan, adi, kaba saba olur. Cinsel ilişkiyi zevk almadan gerçekleştiren babanın çocukları öfkeli ve ödlek olurlar ) aşk çocuğu olmayanları küçümser Leonardo, çünkü kendisinin öyle olduğuna inanmıştır.
Leonardo doğduğunda babası ser Piero da Vinci birkaç yıldır Pisa ve Floransa’da noterlik yapan 25 yaşında bir gençtir. Vinci yakınındaki Anchiano’da, zeytinlikler arasındaki müstakil bir arazide yer alan tek katlı, kiremit çatılı, şirin binada, 15 nisan 1452 saat 22.30’da doğar “aşk çocuğu”. Dedesi Antonio da Vinci’nin, evlilik dışı torununu, mutlulukla kabul ettiğini kanıtlayan belge, çok yakın bir tarihte bulunmuş ve sanatçının çocukluğuyla ilgili birçok sırrı da ortadan kaldırmıştır. Belgede: “Oğlum ser Piero, 15 nisan 1452 cumartesi gecesi bana bir torun verdi” yazar. Aileye mutlıuluk getiren evlilik dışı torun, Vinci’deki Santa Croce kilisesinde, 5 erkek-5 kadın tanık önünde törenle vaftiz edilir.
Kısa süre sonra baba ser Piero, toplumdaki yüksek beklentilerinden dolayı, oğlunun annesi güzel köylü kızı Caterina yerine Floransalı noter Amadori’lerin kızıyla evlenir. Bu dönemde yeni doğmuş Leonardo’nun bakımı kısa süreliğine anne Caterina’ya bırakılır ve anne-oğul tüm yaşamları boyunca yalnızca 18 ay birlikte yaşarlar. Ardından köylü kızı Caterina, “kavgacı” lakabıyla tanınan bir gençle evlendirilerek oğlundan uzaklaştırılır.
Leonardo’nun ileri yaşlarda yazdıklarına bakılırsa (“dağlarda yoksulluktan paçavralarla örtünmüş, her türlü süsten yoksun ama güzellikleri, her yanı ziynetlerle kaplı kadınlarınkini aşan köylü kızlar görmediniz mi?”), mükemmel fiziksel özelliklerini annesinden aldığına inanır ama annesini suçlamaktan hiç vazgeçmez. Çünkü, XV. yy. Floransa’sında gayri meşru doğmak, orta sınıf veya burjuva toplumdan bireylere kısıtlayıcı önlemler getirir. Öyle ki Leonardo’nun üniversiteye gitmesi lonca kurallarına aykırıdır.
Talihsizce doğuştan kaybettiği haklar, üniversite eğitiminden alıkonmuş olması, Leonardo’nun yaşamında derin acı izler bırakacaktır.
Evlilik dışı doğmasının verdiği acı üzerine yazdıkları:
“Eğer yazarlardan, onların (genel olarak düzenin alimlerinin) yaptıkları gibi alıntı yapma olanağım gerçekten yoksa; ustalarının mürebbiyesi olan deneyimin ışığında okumak daha büyük ve daha saygıdeğerdir. Onlar caka satarak yürüyüp, debdebeyle şişinirken ve kendi emekleriyle değil, başkalarınınkiyle süslenmiş ve donanmışken, kendi ürettiklerime bile izin vermeyecekler.”
Sevgi GÜRTUNA
(M. White, Leonardo: İlk Bilgin (çev: A.A. Çağlayan, İst. 2001, s. 31; Leonardo da Vinci, Il Codice Atlantico, 71r’den alıntı, Biblioteca Ambrosiana, Milano).
yaşamda var olan olumsuz durumların iyiyi tetiklediğini düşünmüşümdür.Annesine olan kızgınlığı, yaşadığı nahoş durumlar olmasaydı belki leonardo bizim tanıdığımız, hayran olduğumuz leonardo olmayacaktı..
Değerli Hocam, bir solukta okuduğum bu harika yazı için teşekkürler, kaleminize sağlık, saygılarımla,,,,