NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan’ın Türkiye Macaristan maçının ardından kaleme aldığı ‘Prensipler yoksa ahlar vahlar vardır’ başlıklı yazısı;

Her ulusal maçtan sonra oynanan futbol hakkında oldukça fazla yorum yapılır ki normali de budur…
Ama ilginç olan yorumların içeriklerinin aynı olması itibariyle; çözüm değil de, sorunun devamının teminatı gibi bir sonuç çıkıyor ortaya.
Burada ki teminat futbolun alt seviyede tutmak anlamındadır.
Aksi taktirde konuşacak insan bulmakta zorluk çekilir?..
Neyse…
Futbolu tartışmak; ancak futbolun kendi prensiplerini ortaya koyarak mümkün olabilir.
Yani bir bütünü oluşturan öğelerin tamamını tartışmak anlamına geliyor.
Bütünü tartışırken; kendine ait ekolü olmayan bizim için iş tamamen seçilen teknik adama kalıyor.
Ki…
Teknik adamın donanımları,
Yardımcı antrenörlerin donanımları,
Teknik adamın oyun prensipleri,
Oyun prensiplerine uygun kadronun doğru seçilmesi.( en büyük sorun)
Prensiplerin oyuncularla tartışılarak uygulamanın temininin sağlanması,
Sistematik oyun şablonunun bu prensipler üzerinden analizi,
Oyun sistemin çalışma metotları,
Ve maç formatına gelinmesi…
Biraz fazla sistematik durdu ama eğer bunları gözden kaçırırsak, oyunu getirip Ardanın üzerine yıkarız ki bu da ahlaki olmaz.
Ya da Semihin yaptığı hata üzerine kitlenir kalırız…
İşte Macaristan’ın oyunu ve elde etmesi gereken skor için sahadaki oynanması gereken maç formatı…
Aslında her şey bu kadar basit olmakla beraber, bizim işi nasıl içinden çıkılmaz hale getirdiğimizin de iyi bir yansımasıdır.
Gary Lineker’in dediği gibi” futbol basit bir oyundur…”
Basit oyun derken, 90+1 de oyuncu değiştirerek kazanman gereken maçı heba etmek kadar basit değil…
En önemlisi, futbolu algıladığımız yeri tartışmak daha gerçekçi olur.
En azından işe dürüstçe başlanılır.
Dürüstçe?..

Müslüm Gülhan / NationalTurk