Sağlık Bakanı Recep Akdağ, “Bakanlığımızın ‘doğum kontrolü’ şeklinde çağ dışı kalmış bir uygulaması yoktur. Bakanlığımız ‘çağdaş üreme sağlığı’ kavramı çerçevesinde hizmetlerini yürütmektedir” dedi.
HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın soru önergesini yanıtlayan Sağlık Bakanı, Bakanlığının “doğum kontrolü” şeklinde çağ dışı kalmış bir uygulaması olmadığını belirterek, “Bakanlığımız ‘çağdaş üreme sağlığı’ kavramı çerçevesinde hizmetlerini yürütmektedir” dedi.
İsteğe bağlı gebelik sonlandırmanın ülkede 18 Aralık 1983 tarihli ve 2827 sayılı kanuna dayanılarak hazırlanan “510 Sayılı Rahim Tahliyesi ve Sterilizasyon
Hizmetlerinin Yürütülmesi ve Denetlenmesine İlişkin Tüzük” çerçevesinde uygulandığını ifade eden Sağlık Bakanı Akdağ, “Bunun dışında kürtaj ile ilgili yeni bir yasal düzenleme çalışması söz konusu değildir” açıklamasını yaptı.
Dünya Sağlık Örgütünün sezaryen oranının yüzde 5’in altında ve yüzde 15’in üstünde olmasının anne ölümü açısından olumsuz sonuçlar doğurabileceğini belirttiğine işaret eden Sağlık Bakanı Akdağ, ülke yöneticilerinin halkın sağlığını korumak için önlem almak, ülkenin geleceği için politikalar belirlemek ve uygulamakla sorumlu olduğunu belirterek, “Bu yüzden Bakanlığım, tıbbi endikasyonu olan gebelerin en iyi şartlarda sezaryenle doğum yapmalarını sağlamanın yanı sıra, tıbbi endikasyon dışı sezaryen doğumları önlemek için gerekli tedbirleri almak zorundadır” dedi.
Sezaryenin; normal doğumun risklerinin sezaryen ile doğum risklerinden daha fazla olduğu durumlarda anne ve/veya bebek hayatını kurtarmak için uygulanması gerektiğini ifade eden Sağlık Bakanı Recep Akdağ, şöyle dedi: “Artan her sezaryen annenin ve bebeğin sağlığını ve hayatını gereksiz yere riske etmektedir. Sezaryen anne ve bebek sağlığı için gerektiğinde hayat kurtarıcı tıbbi bir müdahaledir. Dolayısıyla gereksiz sezaryen bilim dışı bir tutumdur.”