FutbolHaftanın YorumuManşetSpor

Apar topar statü değişikliği! Türk futbolunu neler bekliyor?

Maldivler Kutlu Olsun

mehmet ali aydinlar kursu

Türkiye Futbol Federasyonu’nun bugün yapılan olağan genel kurulunda apar topar statü değişikliğine gidilecek. Kulüplerin hiçbir fikrinin alınmadığı statü değişikliğiyle ilgili olarak NationalTurk’ün yorumunu sizlerle paylaşıyoruz;

Fifa ve Uefa Düzenlemeleri;

Fifa;

Fifa Statusunun 64 maddesi açıkça yasal bir zorunluluk olmadıkça genel mahkemeleri müracaatın engellenmesini öngörürür.

Fifa “National Dispute Resolution Chamber Standard Regulation” adıyla ortaya koyduğu belge ile henüz genel yargı yolunu kapatan yapılanmayı tamamlamamış ülkelere yol göstermeye çalışmıştır.

Uefa;

Uefa Statüsünün 60. Maddesi Fifa tarafından yer verilen “yasal zorunluluk yoksa” kaydına da yer vermeksizin genel mahkeme yolunun kapatılması ve tahkimin zorunlu kılınmasını öngörmektedir.

TFF web sayfasında Fifa ve Uefa’nın görüşlerinin alındığından bahsedilmekte ancak onay alındığı ifade edilmemektedir.
Bizce, konu tam olarak aktarılmış ise, genel yargı yolunu neredeyse zorun kılan bir düzenlemenin Fifa ve Uefa tarafından uygun bulunması mümkün değildir.

Değişiklik gerekçesi yönünden;

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

TFF gerekçesine göre değişikliğin sebebi Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının 59. maddesinde 6214 sayılı Kanunla yapılan ve 29.03.2011 tarihli ve 27889 sayılı resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa değişikliği ve gerekçesi uyarınca madde metninin yeniden düzenlenmesi zorunlu hale gelmiş olmasıdır.
Böyle bir zorunluluk yoktur.

Değişiklik metninin kendisi bu durumun kanıtıdır. Aşağıda yer verildiği üzere Fifa ve Uefa aksine yasal zorunluluk olmadıkça genel yargıya gitmenin önlenmesini zorunlu kılmaktadır.

İhtiyari olarak TFF nezdinde kurulan kurullara müracaatın mümkün olabileceği yasa değişikliği gerekçesinde ve TFF Statü değişikliği önerisi içinde açıkça yer almaktadır. Bu da genel yargının zorunlu olmadığını, dolayısı ile Fifa kuralı gereği genel yargıya başvurunun engellenmesi gerektiği neticesini doğurur.

Yürürlükteki TFF yasasında Uyuşmazlık Çözüm Kurulu yargı organları arasında sayılmaktadır. Hal böyle iken böyle bir ihtilaf çözüm yolunun mevzuatımca yasaklandığından nasıl bahsedilebilir?

Değişikliğin Kabulü Halinde Ortaya Çıkacak Pratik Neticeler;

İlk bakışta TFF Genel Kurulu’nun çoğunluğunu oluşturan Kulüpler bu değişikliği kendilerinin lehine gibi görerek destek vermek isteyebilirler. Ancak, bu değişiklik futbolun aleyhinedir ve tüm futbolcu, teknik adam ve kulüplerin aleyhinedir. Kurumsal tek paydaş olan kulüpler bundan en çok zarar görenler olacaktır.

Birçok ülkede genel yargı ülkemizdekinden çok daha hızlı işlerken o ülkelerde dahi özel futbol yargısı tercih edilmiştir. Ülkemizdeki ortalama dava süresi üç yıldır. Kulüplerimiz bu süreyi borçlarının üç yıl ötelenmesi olarak görebilirler ancak ilk iki üç yıl sonrasında boşluk olmadan borçlar kapıya dayanacaktır. Bu defa mevcut kulüp yönetimi kendisinden önceki yönetimler döneminden kalan borçlarla karşı karşıya kalacak ve finansal planlama imkânsız hale gelecektir.

Aslında yukarıdaki senaryo yine de kulüpler açısından iyi olandır. Fakat sözleşmeye dayalı alacakları için genel yargıya başvuracak futbolcu ve teknik adamlar dava yolunu değil icra takibini tercih edecektir.

Bu durumda takibe itiraz edilmesi %40 inkâr tazminatı riski getirecek, edilmemesi halinde de, TFF Kurullarında karar süresi ortalama altı ay iken, on beş gün içinde kesinleşmiş borçla karşılaşılacaktır. Yani, Kulüplerimizin algıladığının aksine süre kazanılmamış kaybedilmiş olacaktır. Süre kazanılması ancak ek %40 ödemek maliyetine bağlı olacaktır.
Kulüpler yönünden bir diğer önemli olumsuz netice futbolcuların ve teknik adamların nerdeyse her zaman serbest gibi davranabilecek olmasıdır. Bir kulübün sözleşmeli oyuncusu dilediği zaman sözleşmesini feshederek başka bir kulübe imza atabilecek, kulüp ancak genel yargıda tazminat talebi ile dava açabilecektir.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta, sözleşmenin taraflarından biri olan kulüplerin edimlerinin para, diğer taraf olan futbolcuların edimlerinin ise hizmet olmasıdır.

Para alacağı olan futbolcular doğrudan icra yoluna başvurabilecekken, kulüpler ancak haksız fesihten dolayı tazminat talep edebilir ve bu her halükarda yargılamayı gerektirir. Bu yargılamada seneler sürecektir.

Bir diğer sorun, sözleşmesini fesheden oyuncuların diğer kulüplerle sözleşme görüşmelerinde ortaya çıkacaktır. Sürüncemede bir yargı süreci içinde olan bir oyuncu ile sözleşme imzalamak hiçbir kulüp için kolay olmayacaktır. Futbolcu hakkında her an bir sportif ceza yada yüklü tazminat kararı çıkabilecekken bu anlamda önünü göremeyen kulüpler o oyuncular ile sözleşme imzalayamayacaktır. Bu da yerli oyuncu piyasasını daraltacak, bir kulübün kadrosunda katmak istediği oyuncu ile belirsizlik sebebi ile sözleşme imzalamasına mani olacaktır.

Statü Değişikliği neler getirecek?

En önemli neticelerden biri de oyuncu ücretlerinin hızla artması olacaktır. Yukarıda arz edildiği üzere bunun birinci nedeni uygun oyuncu sayısının azalacak olmasıdır.

İkinci sebep, oyuncuların uzun yargı süreci sonrasında alabileceklerini düşündükleri tutarları göz ardı ederek yüksek ücret ve yüksek peşin ödeme isteyecek olmalıdır. Bunun yanında, güçlü oyuncular sözleşme esnasında banka teminat mektubu, kulüp yöneticilerinin şahsi çek veya bonolarını isteyecekler aksi taktirde sözleşmeyi imzalamayacaklardır.
Pek çok Kulüp yöneticisi genel yargıda kesin karara ulaşmanın çok uzun süre alacağı düşüncesi ile ödeme zorunluluğu baskısını gerçekçi olarak üzerinde hissetmeyerek sözleşme görüşmelerinde yüksek rakamlara kolaylıkla evet diyecektir. Bu durum da oyuncu ücretlerinin hızla artmasının bir başka nedeni olacaktır.

Bu değişikliklerin kabulü ihtilaf sayısını kesinlikle azaltmayacak aksine genel yargının geç karar vereceği inancı ile ödemeler yapılmayacak sonuçta ihtilaf sayısı katlanarak artacaktır.

Vekalet ücreti genel yargıda da geçerli olması ve genel yargıda alınan bir kararın icrası aşamasında da ikinci bir vekalet ücreti doğacağı dikkate alındığında kulüplerin ödediği vekalet ücretleri de oldukça artacaktır.

Yargıda ihtisaslaşma tüm dünyada ve her alanda en uygun yol olarak benimsenmişken mevcut bu durumun Fifa ve Uefa ilkelerine aykırı olarak terk edilerek genel yargının bilinmez, daha pahalı yoluna geri dönmek futbolun her unsuruna, sonuçta Türk futboluna ağır zararlar verecek akıl almaz bir uygulama olacaktır.

Mevcut sistemde UÇK’ya başvurusu sayısı her yıl azalmaktadır. 2009 yılında 1295, 2010 yılında 1096 dosya açılmışken bu yıl bu sayısı 1000’in oldukça altında olacaktır.

Bunun yanında, daha önce FIFA’ya başvurarak Kulüplerimizin aleyhine en ağır kararları alan yabancı oyuncular da TFF UÇK’na başvurmayı tercih etmeye başladılar. 2008 yılında sadece 5 yabancı iken 2009’da 35, 2010’da 40, 2011 yılının ilk altı ayında 39 yabancı Fifa yerine TFF UÇK’na başvurmuştur. Bunun Türk Kulüpleri yönünden faydaları izahtan varestedir. Her şey bir yana Fifa’nın uyguladığı puan tenzili, küme düşürme gibi yaptırımlar sözkonusu olmamaktadır.

Konserler

NationalTurk

NationalTurk Haber Merkezi, En Son Haberleri Gündemi, Spor Haberlerini, Ekonomi, Seyahat, Magazin, Politika ve Son Dakika Haberlerini en doğru ve objektif şekilde size ulaştırır.NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu