NationalTurk

90. yıla Marmaray ile girerken

Bali

Emre GöllüUlu Önder Atatürk’ün bizlere emaneti olan Cumhuriyetimizin doksanıncı yaşı hepimize kutlu olsun.

Ulusal Kurtuluş Savaşımızla yoktan var edilmiş olan Cumhuriyetimiz hazinemizdir, onu ilelebet payidar kılmak ödevimizdir. Cumhuriyetimizin doksanıncı yaşını kutlarken aynı zamanda İstanbul’un ulaşım sorununu ortadan kaldırmak üzere tasarlanan bir proje olan Marmaray’ın da devreye alınmasına tanıklık ediyoruz. Dokuz yıl süren çalışmayla tamamlanan Marmaray, iki kıtayı denizin altından birbirine bağlayacak olmasının yanı sıra banliyö treni hatlarına doğrudan bağlantılarıyla entegre bir taşımacılık sistemi olma özelliğini de taşıyor. Devreye alınışına bağlı olarak riskleri tartışılmaya devam eden Marmaray’ın İstanbul’un günlük trafik akışında kısmî bir rahatlama sağlayacağı görülüyor ama kronik trafik sorununa ne derece çare olur, dilerseniz buna bakalım birlikte.

70’li ve 80’li yıllarda, İstanbul’un iki yakasına bakıldığında, Anadolu yakasının çoğunlukla ikamet, Avrupa yakasının da çoğunlukla işyeri yerleşimi amacıyla tercih edildiğini görmek mümkündü. Buna bağlı olarak, şehrin iki yakası arasında süreğen ve yoğunluğu özellikle zamanlama bakımından tahmin edilebilen bir trafik akışı mevcuttu. 90’lı yıllardan itibaren şehrin hızla ve ne yazık ki çarpık addedilecek şekilde büyümeye başlaması, buna bağlı olarak da yeni sanayi ve ticaret bölgelerinin oluşması, şehre göçün artması gibi başlıca etmenler, İstanbul’un trafik yoğunluğunu gün be gün artırdı. Önce ikinci köprünün yapılması ve buna bağlı yeni yolların inşası, sonra belli güzergâhlarda metronun devreye alınması, ayrıca deniz otobüsleri başta olmak üzere deniz yolu kullanımına dair iyileştirmeler, kısmi çözümler sağlasa da gün geçtikçe derinleşen trafik sorunu için kalıcı bir çözüm olmakta yetersiz kaldılar. 2000’li yılların başından itibaren hızlanan, gerek konut gerekse işyeri amaçlı gökdelenlerin, alışveriş merkezlerinin deyim yerindeyse mantar gibi bitmeleri trafiği içinde çıkılmaz bir sorun hâline getirdi. Kısa vadeli bir çözüm olarak ortaya konulan metrobüs dahi, kapasite olarak yetersiz kalmaya başlamış durumda.

Bu gidişle, yirmi yıl içerisinde değil üçüncü köprü beşinci köprü dahi inşa edilse, Marmaray’dan bir tane daha yapılsa, şehir baştan başa metro ağıyla örülse dahi trafik sorunu çözülmeyecek çünkü sorunun kök nedenleri olan iç göçe bağlı yerleşim, çarpık kentleşme ve belli bölgelerde aşırı yapılaşma ortadan kalkmayacak. Üstüne üstlük altyapı sistemlerinde yetersizlik baş gösterecek.

Ne yapılması gerektiğine gelirsek, öncelikle Marmaray ile başta deprem olmak üzere ilgili risk ölçümlerinin ve gerekli tedbirlerin ivedilikle tamamlanması gerekiyor. Orta vadede ise kaçak yapılaşmanın önlenmesi, iç göçün azaltılması ki inşası planlanan uydukentlerin iç göç artışı için tetikleyici etki yapacağını düşünüyorum, trafiğe çıkan araç sayısını azaltmaya yönelik tedbirler getirilmesi şart görünüyor. Aksi hâlde, günlük yaşam bir eziyete dönüşecek. Uzun vadede ise belli sanayi kollarının İstanbul ve çevresinden taşınması gerekecek.

Bir yıldız daha kaydı ne yazık ki, Türk tiyatrosu ve sinemasının usta sanatçılarından, karakter oyunculuğuyla sembolleşmiş Tomris Oğuzalp Hakk’a yürüdü. Ömrünün son günlerinin sıkıntı içinde geçtiğini öğrenmek en üzücüsü. Gerçek aydınlarımızın değerini sağken bilelim ne olur.

Emre GÖLLÜ, 29.10.2013 / Nationalturk Yazarı

NationalTurk World Son Dakika
yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024
Maçlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu