GündemManşetPolitikaSon DakikaTürkiye

Devlet Bahçeli: Bizim çatımız Gazi Mustafa Kemal’in eserleriyle güçlendi

Maldivler Kutlu Olsun

Devlet Bahçeli

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli, çatı adayı eleştirilerine sert ifadelerle yanıt verdi.

Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunun 10 Ağustos’ta yapılacağını belirterek cumhurbaşkanı seçiminin Türkiye’nin kaderini etkileyeceğini, gelecek yılların siyaset ve yönetim yapısını şekillendireceğini ifade etti. Cumhurbaşkanının devletin başı, Türk milletinin birliğini temsil eden en üst makam olduğunu dile getiren Bahçeli, bunu bilen, bunu özümseyen, buna saygı duyan birisinin cumhurbaşkanı olmaya hak kazanması gerektiğini savundu.

Türk siyasetinin “güzide” partilerinin geçen hafta CHP’nin gündeme getirdiği Ekmeleddin İhsanoğlu etrafında toplanmaya başladığını bildiren Bahçeli, “Nihayetinde cumhurbaşkanı seçimine katılacak ortak aday üzerinde ittifak sağlanmış, çatıdan Çankaya’ya gidecek yol milli iradenin kılavuzluğuyla açılmıştır. Bu, hepimiz adına bahtiyarlıktır” dedi.

İhsanoğlu’na açık destek veren Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Masum Türker’e teşekkür eden Bahçeli, “Cumhurbaşkanı adayının uzlaşmayla belirlenmesi fikrine sıcak yaklaşan, yetkili kurullarında görüştükten sonra açık desteklerini vereceğini umduğumuz Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Sayın Mustafa Destici’ye, Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Mustafa Kamalak’a ve çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyorum” diye konuştu.

İhsanoğlu’nun adaylığının geniş çevrelerde yankı bulduğunu, takdir ve ilgi gördüğünü savunan Bahçeli, şöyle devam etti:

“Çünkü Ekmel Bey, inançlı, manevi değerlere sahip, milli ve birikimli bir cumhuriyet aydını, millet değeridir. Uzlaşmanın önemi, kucaklaşmanın güzelliği, ideolojik saplantılarla hareket etmemenin erdemi semeresini vermeye başlamıştır. Ne var ki Ekmel Bey’in adaylığından korku duyanların, telaş yapanların varlığı az olmakla birlikte kendisini göstermiştir. Bunlar, kriz taciri, kavga meraklısıdır. Bunlar Türkiye’nin varlığına kördüğüm atılmasını, huzurumuzun felç olmasını düşleyen zavallılardır. Daha vahimi bunlar arasında azımsanmayacak kadar Recep Tayyip Erdoğan tetikçisi, gizli havarisi, gizli destekçisi vardır.”

-“Ne kadar dili ve zihniyeti bozuk varsa çatı adayımıza kulp takmaya kalkışmıştır”

“Ekmeleddin İhsanoğlu ismi üzerinde uzlaşı sağlandıktan sonra, gazete köşelerinde, televizyon ekranlarında, kulislerde, değişik platformlarda Başbakan Erdoğan’a çalışan, tezlerini savunan ve hizmetkarlığına soyunan her görüşten insan suretlerinin harekete geçtiğini” öne süren Bahçeli, “Ülkenin çatısı, küresel diyalogculara emanet edildi”, “çatı adayı, eski Türkiye kokusu taşıyor”, “İhsanoğlu ismi, hayal kırıklığı yarattı” yorumlarının yapıldığına dikkati çekti. Bahçeli, şöyle konuştu:

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

“Küresel komplonun, yabancı hayranlığının, uluslararası senaryoların uşaklığına gönüllü olarak iştirak eden ne kadar dili ve zihniyeti bozuk varsa çatı adayımıza kulp takmaya kalkışmıştır. Biz, hepsini elbette yakinen biliyor ve niyetlerini tanıyoruz. Her şey, bununla da kalmamıştır. Çatı adayımızı, Pensilvanya projesi yakıştırmasıyla küçültmeye çalışan omurgasızlar çıkmıştır. Beykoz konaklarının projesi olarak göstermeye çalışan yüzsüzler görülmüştür. Abdestli monşer, İstanbul baronlarının dayatması, teslim bayrağı, beyaz Türklerin adayı şeklinde itibarsızlaştırmaya yeltenen müfteriler gözlenmiştir. Tabii bu çevreler, icazeti ve ilhamı Recep Tayyip Erdoğan’dan almışlar, sonra da vaat edilen para ve mevki çıkarlarının hakkını vermek için sırayla bulanık suda balık avlamaya girişmişlerdir. Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu ne Pensilvanya imalatı, ne Washington kurgusu, ne de bir başka yabancı ve gayri meşru oluşumun eseri olmayıp yalnızca ve yalnızca büyük Türk milletinin adayıdır.”

-“Başbakan, bizim çatımızı bırakmalı, kendi köksüzlüğüne kafa yormalıdır”

Bahçeli, gelişmelerden dolayı Başbakan Erdoğan’ın “keyfinin kaçtığını, havasının indiğini ve yürüyüşünün yalpaladığını” iddia ederek şu değerlendirmeleri yaptı:

“Zira Cumhurbaşkanı olamayacağının farkına varmaya, kurduğu hayallerin kabusa döneceğini anlamaya başlamıştır. Başbakan Erdoğan, sıklıkla temeli olmayanın çatısı olmaz sözleriyle ortak çatı aday fikrini dinamitlemeye çabalamıştır. Başbakan, çok nadir de olsa, doğru sözlerine yenisini eklemiştir. Doğrudur, temeli olmayanın çatısı olmayacaktır. Hamd olsun bizim çatımızın temeli de vardır, binası da vardır ve ortadadır. Anlayamadığımız, bir türlü de çözemediğimiz muamma, eğer varsa, Başbakan’ın temelinde nelerin olduğu, nelerin bulunduğudur. Bizim temelimizde haram lokma yoktur, ayakkabı kutuları yoktur, soygun yoktur, yolsuzluk betonu yoktur, papaz cübbesi giyip sırıtmak, bölücülerle kan sofrasında bağdaş kurup pazarlık kabına kaşık sallamak olmamıştır. Türklüğü inkar etmek, milliyetçiliği ayaklar altına almak, yol için cami yıkmak, keyif için gönül kırmak, evlat için hazine arazisi yağmalamak, iktidar koltuğu için iradesini ipotek ettirmek bizim temelimizde, fıtratımızda görülmeyecek bir yozlaşma halidir. Başbakan, bizim çatımızı ve temelimizi bırakmalı, kendi köksüzlüğüne, kendi kimliksizliğine kafa yormalıdır. Anlaşılıyor ki Başbakan, bizim cumhurbaşkanında aranacak vasıfları dile getirmemizden gocunmuş olacak ki ortak çatı arayışını vasıfsızlığımıza delil olarak sunmuştur. Başbakan’ın penceresinden bakarsak gerçekten de biz de vasıf yoktur, olmaması da bizim için bir nimettir. Çünkü biz de 17-25 Aralık gibi bir kambur, rüşvet ve yolsuzluk gibi bir ahlaki düşüklük hiç olmamıştır.”

-“Bizim çatımız, Gazi Mustafa Kemal’in eserleriyle güçlenmiştir”

İhsanoğlunu’nun temelinde Türk ve İslam’a ait tüm değerlerin bulunduğunu, bizatihi Türk milleti, mayasında millet aşkı olduğunu belirten Bahçeli, “Aziz şehitlerimizin manevi hatıraları, aziz ceddimizin muhterem emanetleri, yaşanmış Türk asırlarının kutlu mirası ortak çatı adayımızın ruhunda somutlaşmış, şahsında temerküz etmiştir” dedi.

“Bizim çatımızın kökü, tarih kadar eskidir. Bizim çatımızın vizyonu, Türkiye’miz kadar büyüktür” ifadelerini kullanan Bahçeli, şunları söyledi:

“Bizim çatımız birliğin ve kardeşliğin üzerinden yükselmiştir ve bizim çatımız, Gazi Mustafa Kemal’in eserleriyle güçlenmiş, Türk milletinin hasletleriyle örülmüş, milli mücadeleyle pekişmiş, maziden istikbale kadar uzanan Türk-İslam medeniyetinin umutlarıyla anlam kazanmıştır. Milletimizin ortak çatısı, teröristlerin kanlı çadırına, Başbakan’ın çıkar çetesine, hainlerin yıllardır tuttuğu kirli çeteleye asla benzemeyecektir. Damarlarında rüşvet ve ihanetin kol gezdiği BOP’çular, açılımcılar, mandacılar, bölücüler bizi anlamayacak, bizimle beraber olamayacaktır. Türk milleti 10 Ağustos’ta sözünü söyleyecek, kararını verecektir.”

-“Bunaldıysan biraz daha sabret, biraz daha dayan, biraz daha sık dişini”

Başbakan’ın başlattığı cumhurbaşkanı kampanyasında, “Avrupa Türklüğünün arasına nifak soktuğunu, dedikodu ve gıybetine ortak ettiğini” ileri süren Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’yi Avrupa nezdinde rezil ettiğini, kutuplaşmayı sınır ötesine yaydığını savundu. Bahçeli, “Biz, AKP’ye oy veren kardeşlerimize saygı duyuyor, hepsinin kararına hürmet ediyoruz. Ancak Allah korkusu taşıyan, kul hakkına riayet eden, vatan ve millet sevgisinden şüphe etmediğim AKP’li kardeşlerimin, gurbetteki çolpanlarımızın Başbakan’ı ve hırsızları tezahüratlarla karşılamalarını da kendilerine yakıştıramıyor, kendilerine konduramıyorum” dedi.

Başbakan Erdoğan’ın adaylığını açıklamaktan çekindiğini öne süren Bahçeli, şunları kaydetti:

“Buradan Başbakan’a diyorum ki senin Cumhurbaşkanı adayı olman hem partine, hem de Türkiye’ye yazık etmek demektir. Sayın Başbakan, şunu iyi anla ki senden Cumhurbaşkanı asla olmaz, olamaz, olmayacaktır. Sayın Erdoğan, gel bu sevdadan vazgeç, gel bu yoldan geri dön, gel inat etme ve milletimize aday olmayacağını hemen açıkla. Eğer ki Başbakanlıktan sıkıldıysan, yorulduysan, bunaldıysan biraz daha sabret, biraz daha dayan, biraz daha sık dişini, Allah’ın izniyle bir seneye kalmaz seni oradan sandıkla indirip defterini düreceğimizden de ziyadesiyle emin ol.”

-“IŞİD militanları, İstanbul’a ancak iki şartla gelebileceklerdir”

Irak’taki kaos halinin gittikçe şiddetlendiğini belirten Bahçeli, IŞİD terörünin ilerlemeye ve işgallerine devam ettiğini ifade etti. Tutsak alınan vatandaşların hala kurtarılamadığını dile getiren Bahçeli, “Bu arada IŞİD, İstanbul’u hedef aldığını ilan etmiş, Hatay’a göz koyduğunu değişik vasıtalarla açığa vurmuştur. Bir terör örgütünün, gözbebeğimiz İstanbul ve Hatay’la ilgili hayale kapılması bile Başbakan ve hükümetinin Türkiye’yi ne hallere sürüklediğinin ispatıdır. IŞİD militanları, İstanbul’a ancak iki şartla gelebileceklerdir, o da ya toprak olmak, ya da cezaevlerinde çürüyüp kokmaktır” diye konuştu.

Türkmeneli’nin çok zor durumda olduğuna işaret eden Bahçeli, Türkmenlerin sistematik olarak katledildiğini, Türkmen şehirlerinin birer birer düştüğünü bildirdi. Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Peşmerge, Kerkük’ü ele geçirmiş, buranın Kürdistan’ın bir parçası olduğunu uydurmuştur. Başbakan Erdoğan’ın da bir şey olmamış gibi, Barzani’ye mektup yazarak şükran ve teşekkürlerini bildirmesi tam anlamıyla skandal, tam anlamıyla teslimiyettir. Herkes duysun ki Kerkük dün Türk’tü, bugün Türk’tür, yarın da Türk kalacaktır. Türkmeneli’nin tarihi ve kültürel haklarını hiç kimse yok sayamayacaktır.”

Türkmenlerin yoksullukla boğuştuğunu, ölümle pençeleştiğini vurgulayan Bahçeli, Türkmeneli’nin göz göre göre kayıp gitmesine, eriyip yok olmasına sessiz kalamayacaklarını anlattı. Türk milletinin soydaşlarının imdat çağrısına duyarsızlık göstermeyeceklerini ümit ettiğini aktaran Bahçeli, “Sen de doyur, sen de giydir” temasıyla başlattıkları kampanyanın Türkmenlere çok anlamlı bir katkı sunacağını bildirdi. Bahçeli, “Bu hafta karşılayacağımız Ramazan-ı Şerif’in mübarek ikliminde Türkmen kardeşlerimize el uzatalım, ellerinden tutalım. Başbakan Erdoğan’ın korkaklığı, Türkmen alerjisi tedavi edilmeyecek boyutlara ulaşsa da, Türk milleti soydaşlarımızı yalnız bırakmayacaktır. İsrail’e petrol akıtan, peşmergeye para kazandıran, IŞİD’e yumuşak ve munis davranan, komşu coğrafyalarda Türkiye’nin caydırıcılığını hezimete çeviren Başbakan’ın Türkmenleri kaderine terk etmesi günahlarına yeni bir halka ekleyecektir. Bu nankörlük, bu vefasızlık, bu Türk düşmanlığı Başbakan’ı gölge gibi takip edecek, eninde sonunda ayağına dolanacaktır.”

Bahçeli, 24. dönem 4. yasama yılının son grup toplantısını yaptıklarına işaret ederek milletvekillerinin TBMM’nin tatili esnasında çalışmalarını aynı hız ve heyecanla sürdürmesini istedi. Bahçeli, “Önümüzdeki cumhurbaşkanı seçiminde Sayın Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun 12. cumhurbaşkanı olması için tüm gücünüzle mücadele vereceğinizden en ufak şüphe duymuyorum” dedi.

Herkesin Ramazan ayını da kutlayan Bahçeli, yapılacak duaların ve tutulacak oruçların kabul olmasını niyaz etti. Bahçeli, “Bu rahmet ve bereket ayının Türkiye’miz ve Türk dünyası için huzur, barış ve sükunete vesile olmasını, İslam aleminin oluk oluk akan kan ve gözyaşının dinmesi için de yeni bir umut doğurmasını Cenab-ı Allah’tan diliyorum” diye konuştu.

MHP TBMM Grup Toplantısı, Anayasa Mahkemesi’nin Balyoz Davası’na ilişkin “hak ihlali” kararının ardından tahliye edilen İstanbul Milletvekili Engin Alan’ın da katılımıyla yapıldı. Genel Başkan Bahçeli, grup toplantısının yapıldığı salona Alan ile birlikte girdi. Partililer, Bahçeli ve Alan’ı uzun süre alkışladı. Partililer, Alan’a, “Türkiye seninle gurur duyuyor” tezahüratı yaptı.

Bahçeli, konuşmasına 21. Dönem MHP İstanbul Milletvekili ve eski TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu’nun vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirerek başladı.

Son yarım asırlık sürede demokrasinin, siyasetin ve milli iradenin farklı aralıklarla silahların gölgesinde kaldığını belirten Bahçeli, her darbenin sosyal ve ekonomik gerilemeyi hızlandırdığını, Türkiye’nin uluslararası iddia ve itibarını aşındırdığını söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin topluma korku enjekte ettiğini, orduyu sürekli töhmet altında bıraktığını savunan Bahçeli, “Darbe ne kadar tehlikeli, ne kadar gayri meşru bir hareket tarzıysa sözde darbe davaları icat edip siyaseti terbiye, devlet kurumlarını ve TSK’yı dizayn emeli taşımak bir o kadar tehlikelidir. 28 Şubat’ın ürünü ve doğal bir sonucu olan Recep Tayyip Erdoğan, içi boş ve samimiyetsiz demokrasi söylemleriyle, darbelere karşı muvazaalı tutumuyla yıllardır huzursuzluk kaynağı haline gelmiştir” diye konuştu.

Bahçeli, 12 Eylül darbesine ilişkin davanın yerel mahkemede geçen hafta sonuçlandığını, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın müebbet hapse mahkum edildiklerini anımsatarak, “Cezalar kesinleşmese de çıkan netice bizleri nispeten memnun etmiştir” dedi.

– “Sadece iki yaşlı darbeciye güç gösterisi akıl karı değil”

Dava sürecinin siyasi istismar malzemesi yapıldığını, 12 Eylül ile hesaplaşma gayesi gütmediğini her zaman vurguladıklarını anlatan Bahçeli, şöyle konuştu:

“Aslında hukuken bile tartışmalı olan bir soruşturma ve kovuşturma neticesinde birisi 89, diğeri 97 yaşında olan iki darbeci generalin cezalandırılmasıyla 12 Eylül aklanmayacak, temize çıkmayacaktır. Algısı kapanmış Kenan Evren ile yataktan çıkamayan Tahsin Şahinkaya’nın müebbet hapse mahkum olmasını ’12 Eylül ile hesaplaşmak’ şeklinde yorumlamak çok ucuz, çok sorunlu ve çok temelsiz bir yaklaşımdır. Kuşku yok ki bu iki darbeci general, 12 Eylül 1980’den sonra yapılan zulümlerin, kötü muamelelerin elebaşları arasındadır. Fakat 12 Eylül darbesini sorgulayacaksak, darbecilerin yakasından tutacaksak, sadece iki yaşlı darbeciye güç gösterisi yapmanın akıl karı olmadığını da bilmemiz gerekmektedir. 12 Eylül 1980’den sonra çıkarılan yasaları, alınan kararları, ülke yönetiminde bulunan kişi ya da kişileri ne yapacağız, nereye koyacağız? 34 yıldır süren, 34 yıldır devlet ve toplum hayatının en ücra köşelerine kadar sinen 12 Eylül düzenini, hak kayıplarını, mağduriyetleri nasıl yorumlayacağız? Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’yı cezalandırınca geçmişin acıları bir çırpıda dinecek, çekilen çileler bir anda sıfırlanacak mıdır?

Milliyetçi ülkücü hareket 12 Eylül’ün en ağır, en olumsuz şartlarına maruz kalmış, her anlamda kayba uğramıştır. Suçsuz günahsız 9 ülküdaşımızı idam sehpasına çıkaranlardan, boğazlarına 12 Eylül urganını bağlayanlardan, çırpına çırpına şehit olmalarını tebessümle izleyen alçaklardan ezelden ebede kadar alacaklıyız, davacıyız. İman ediyoruz ki bu hesap değil bu dünyada, Mahkeme-i Kübra’ya kalsa bile görülecektir.

Sayın Başbakan, milliyetçi ülkücü hareket senin ayak oyunlarına, senaryolarına, tuzaklarına, kandırmalarına karşı şerbetli ve deneyimlidir. Yürümekten dahi aciz iki yaşlı insanın yargılanmasıyla 12 Eylül’ün kara defteri kapanmaz, diyeti ödenmez.”

Devlet Bahçeli, 12 Eylül’ün hem öncesinde hem sonrasında feleğin çemberinden geçtiklerini, şehitler verdiklerini ama taviz vermediklerini ifade etti. Başbakan Erdoğan’dan 12 Eylül ile ilgili öğrenecekleri hiçbir şey olmadığını dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti:

“Şu hayret edilecek işe bakınız ki şimdilerde Recep Tayyip Erdoğan bize 12 Eylül’le ilgili ahkam kesmekte, 12 Eylül’le ilgili parmak sallamaktadır. Sayın Erdoğan sen ki Kenan Evren’in ve 12 Eylül cuntasının kucağında pışpışlanan, muhtıralardan süt emen, demokrasi karşıtı cepheden gıdalanan, 12 yıldır Türkiye’ye kan ağlatan bildik bir despotsun. Sen 12 Eylül’ü bırak da, 28 Şubat’ın, 27 Nisan’ın derdine ve peşine düş.

1980’den 34 yıl sonra darbeciler şeklen cezalandırılıyorsa, yıllar alsa da, on yıllar geçse de bir gün gelecek 17-25 Aralık’tan dolayı Başbakan adaletin önüne çıkacak ve yaptıklarının bedelini ödeyecektir. Başbakan, Pınarhisar’daki üç beş ayını bile mumla arayacaktır. Bu bizim için siyasi namus meselesidir.”

– “Darbe davaları birer birer çöktü”

Hükümetin “vesayeti sonlandırıyorum, statükoyu bitiriyorum” diyerek Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hedef aldığını savunan Bahçeli, sözde darbe davalarıyla suçlu suçsuz ayrımına gidilmeden Türk askerinin darbeci gösterildiğini söyledi.

Türkiye’nin yakın tarihinin siyasallaşmış, bağımsızlığını yitirmiş, objektifliğini elden çıkarmış yargı operasyonlarından geçilmediğini ifade eden Bahçeli, “Haksızlık, adaletsizlik ve usulsüzlük AKP ile derinleşmiş ve genelleşmiştir” dedi.

Bahçeli, gelinen aşamada darbe davalarının birer birer çöktüğünü öne sürerek, “En son olarak Balyoz Davası, AKP’nin başında paralanmış, başında patlamıştır. Biz göre, Peygamber Ocağı’nın mensuplarına camileri bombalama hazırlığı yapıp darbe şartları oluşturdukları iddiasında bulunmak, iftiraların en şerefsizi olarak tarihe geçmiştir” diye konuştu.

Balyoz Davası’nda yüzlerce kişinin ceza aldığını anımsatan Bahçeli, “AKP’nin suflörlüğünde hukuku linç eden, haklı-haksız gözetmeden, önüne gelene yağmur gibi ceza yağdıran görevli hakim ve savcılar tarihe kara bir leke olarak geçmişlerdir. Özel yetkili mahkemeler efendilerinden aldıkları emirlerle suçlu-suçsuz dinlemeden Türk askerini cezaevine koymuştur” dedi.

Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla yıllardır tutuklu olan muvazzaf ve emekli askerlerin özgürlüklerine kavuştuğunu anlatan Bahçeli, “İnsan hak ve özgürlüklerini hiçe sayan sözde hukukçular ne zaman hak ettikleri yaptırımla tanışacaklardır? Yüzlerce askerimizin kaybolan ve esaret altında geçen yıllarının hesabını kim verecektir?Cezaevlerinde vefat edenleri kim geri getirebilecektir? Ailelerin dramını, yıllarca akan gözyaşlarını, her gün büyüyen özlemlerini Başbakan Erdoğan ve kol kola TSK’ya kumpas kurduğu ahlaksızlar nasıl telafi edecektir?” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan’ın tahliyeleri içine sindiremediğini, benimseyemediğini ve kabullenemediğini söyleyen Bahçeli, Erdoğan’ın, “2010 referandumunda ‘evet’ oyları yüzde 58 ile sandıklardan çıkmasaydı bugün bunlar çıkabilecek miydi?” ifadesinin şuursuz bir soru olduğunu öne sürdü. Bahçeli, “Madem durum böyledir, Erdoğan 13 Aralık 2002’de kendisi için özel olarak yapılan anayasa değişikliği olmasaydı, milletvekili, dolayısıyla Başbakan olamayacağını da tutarlılık gereği kabullenmek zorundadır. Önünü açan, yasağını kaldıran, daha doğrusu başımıza bela eden anayasa değişikliğini hiç hatırlamayan bu zihniyet, sıra bireysel başvuru hakkından yararlanan mağdurlara gelince mi ‘bize dua edin, bize minnet duyun’ demek istemektedir?” dedi.

Engin Alan

– Alan, salonu bozkurt işaretiyle selamladı

Anayasa Mahkemesi kararıyla tahliye olan herkesin sevincini içtenlikle paylaştıklarını vurgulayan Bahçeli, 12 Haziran 2011 genel seçiminde İstanbul milletvekili seçilen Engin Alan’ın cezaevinde olmasına değinerek, şöyle konuştu:

“Aklımızın bir köşesinde o tarihlerde aramızda olmayan çok değerli bir arkadaşımız bulunuyordu. Kendisi hedef seçilmiş, terörle mücadeledeki üstün başarı ve gayretleri birilerini aşırı derecede rahatsız etmiş, kıvrandırmıştı. Bizler hep birlikte sabrettik. Adaletin tecelli edeceğine ve bu ülkede hala şerefli hukuk insanlarının bulunduğuna inandık. ‘Hükümlü ve hükmü kesinleşmiş milletvekillerini’ konu edinen kanun teklifleriyle PKK’lıları affetme kurnazlıklarına aldanmadık, bu oyuna düşmedik. Hassasiyetlerimizi kullanmak ve çarpıtmak isteyenlere aldırış etmedik, vakarımızdan milim de olsa ayrılmadık. Biz AKP’ye rağmen, Başbakan’a rağmen doğrunun, haklının ve masumiyetin kazanacağına hep güvendik. 18 yıl ceza almış arkadaşımızın suçsuzluğuna, komploya kurban gittiğine yürekten itimat ettik.”

Başbakan Erdoğan’ın, “Bu ülkenin başbakanı, bir anma törenine gider de bir korgeneral orada ayağa kalkmaz mı? Kalkması gerekir. Kalkmadığı anda da tabii bedelini öder, o ayrı mesele. Zaten de bedeli ödedi. Ama şimdi bakın gideceği yeri o da buldu” dediğini anımsatan Bahçeli, “Sayın Başbakan, bizler bedeli ödeme konusunda sırayı savdık. Ancak bedel ödeme sırası sana geçtiğinden adaletin karşısında ayakta uzun uzun dikileceğin günler çok yakındır” diye konuştu.

TBMM Grup toplantılarını üç yıldır bir milletvekilinden yoksun yaptıklarını anlatan Bahçeli, “Çok şükür, son tahliyelerden sonra hasretimiz dinmiş, eksiğimiz tamamlanmış, grubumuz değerli üyesine kavuşmuştur. Bu duygularla, zor ve zahmetli olsa da, İstanbul Milletvekilimiz Sayın Engin Alan’a huzurlarınızda geçmiş olsun dileklerimle birlikte ‘aramıza hoş geldiniz’ diyorum” dedi.

Bahçeli’nin bu sözleri üzerine ayağa kalkan Engin Alan, salonu bozkurt işareti yaparak selamladı.

Bahçeli, Alan’ın bugün edeceği milletvekili yemininin de hayırlı olmasını temenni etti, Alan’a başarılar diledi.

Konserler

NationalTurk

NationalTurk Haber Merkezi, En Son Haberleri Gündemi, Spor Haberlerini, Ekonomi, Seyahat, Magazin, Politika ve Son Dakika Haberlerini en doğru ve objektif şekilde size ulaştırır.NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu