
Sevgi Gürtuna ‘nın bu haftaki “Leonardo’nun Milano’ya hediyesi: SON AKŞAM YEMEĞİ” adlı makalesini sizlerle paylaşıyoruz;
“Vakit gelince İsa sofraya oturdu. Haberciler de O’nunla birlikte oturdular. İsa onlara şöyle dedi: İşkence çekmeden önce, bu Passah yemeğini sizlerle birlikte yemek için dayanılmaz bir istek duydum. Çünkü size derim ki, Tanrı hükümranlığında tüm anlamı belirinceye dek, bir daha böyle bir yemeğe oturmayacağım. Yemekten sonra, onlara bardağı verdi. Bu bardak sizler için akıtılan kanımdaki yeni antlaşmadır. Ancak, beni ele verenin eli, işte benimle birlikte sofradadır. Bunun üzerine öğrenciler aralarında bu işi yapacak adamın kim olabileceğini tartışmaya başladılar.” (Luka 21: 14-24).
“-Size önemle belirtiyorum, içinizden biri beni ele verecek-. Öğrenciler kimin hakkında konuştuğuna şaşırarak birbirlerine bakıyorlardı. İçlerinden biri sofrada İsa’nın bağrına yaslanmıştı. İsa onu severdi. Simon Petros ona işaret ederek, -kimden söz ettiğini sor- dedi. O da İsa’nın göğsüne yaslanmış, sordu. -ya Rab, kimdir o?- İsa, -ekmek lokmasını banıp kime verirsem odur- diye yanıtladı. Ardından bir lokma ekmek aldı, banıp Yahuda İşkaryot’a verdi.” (Yuhanna 13: 18-27).
Kutsal Kitap’ta konu böyle geçiyordu. İsa’ nın son akşam yemeğinde havarilerine “içinizden biri bana ihanet edecek” dediği anı anlatır fresk. Betimleme, bu sözün dinamiğinden yola çıkmakta, yüzlerde ve ellerde bu sözün yankısı sürmektedir. Merkezde İsa, konunun can alıcı noktasını oluşturmaktadır. Klasik heykelleri anımsatan giysileriyle 12 havari katı simetriler olmadan üçlü gruplar halinde dizilmişler; kutsal kaseden şarap içmekte, ekmek yemektedirler.
Mutluluk ve başarı umuduyla: Floransa’dan Milano’ya
30 yaşındaydı ve mutlu değildi Leonardo. Floransa’da geçirdiği yıllardan sonra, 1482’de Milano’ya doğru yola çıktı. Ressam kimliğiyle değil, askeri mühendislik alanındaki çalışmalarıyla dikkatini çekmek istiyordu Milano dükü Ludovico Sforza’nın. 1495’e dek Milano Katedrali’nin danışman mimarlığına değgin birçok projeler yaptı onun için. Ludovico ve Leonardo birbirlerini tanıyor, kapasitelerini biliyorlardı artık ve bir gün:
-“Şu Dominiken keşişlerinin yemekhanesine bir fresk yapılması gerekiyor, özellikle senden son akşam yemeği freski istiyorlar ” dedi Ludovico, Leonardo’ya. Ve ustaya optik, akustik, anatomi, mekanik, alanlarında farklı deneyimlerin sıra dışı sentezini gerçekleştirme olanağını sunacağı Son Akşam Yemeği freskini yapmasını istedi.
Leonardo’nun tümüyle bitirdiğine inandığı eserlerinden biri olan Cenacolo Vinciano’ya ulaşma çabası
Milano’ya gelmişken “o”nu da bir göreyim diye kapısına gitmişsen, aylar öncesinden internetten bilet almamışsan göremezsin! Gişe görevlisinin ne de cahilsin, dünyadan haberin yok! bakışıyla karşılaşır, bilim insanı ısrarıyla “efendim Türkiye’de, İstanbul Üniversitesi’nde sanat tarihi hocasıyım, belki bir gelmeyen olur da beni alırsınız” şirinliğine, “impossibile-mümkün değil” yanıtını alırsın. Kapıda saatlerce beklemene rağmen içeri giremediğinde, düş kırıklığı ve kendine kızgınlık duyguları içinde sokaklarda yürürken, kederini kitapçılarda unutmaya çalışırsın. Ülkene ulaştığında ilk iş internetten 3 ay sonrasının biletini alır, aylar sonrasının seyahat planını yapar ve ona ulaşacağın günü sabırsızlıkla beklersin. Ve o gün geldiğinde 1 saat önceden kiliseye gidip, en ince ayrıntısına kadar önce adını aldığı ve genellikle boş olan Santa Maria delle Grazie’yi incelersin.
Yine de erkendir ve dışarıdaki “Caffé Leonardo” da espresso’yla kalp atışlarını daha da hızlandırırsın. Asıl kiliseden bağımsız yan taraftaki bölüme girme zamanı geldiğinde, bekleme yerine alınırsın. Her yeri dikkatlice incelerken kendini kaybedip, diğerlerinin çoktan girdiğini fark edersin. Hapishane hücrelerini andıran parmaklıklı birkaç bölümden geçerken arada yine mahsur kalıp “aiuto-yardım” çığlıklarını kameradan gören görevlinin yardımıyla nihayet yemek salonuna yani SON AKŞAM YEMEĞİ’nin duvarına ulaşırsın.
Nasıl geçtiğini anlayamadığın 15 dakika sonunda salon görevlisinin uyarısıyla karşı duvara bile bakamadığını çıkınca fark edip, karmakarışık duygular içinde kendini dışarıda bulursun! Yaşadığın mutluluğu, bu durumdan en çok heyecanlanacağını umduğun birisiyle paylaşmak isteyip cep telefonuna sarılıp bir arkadaşını ararsın: “Nihayet onu gördüm! Leonardo’nun Gioconda’dan sonraki en dikkat çekici yapıtı Son Akşam Yemeği’ni Dünya gözüyle gördüm” diye çığlıklar atarsın.
“En çok övgüyü hak eden resim, öykündüğüne en çok benzeyendir”
XII. Louis, I François, Napolyon Bonaparte gibi Fransa krallarının, bu “duvarı”, ülkelerine götürmeyi deneyecek kadar hayranlığının ve Leonardo’nun çağdaşlarından başlayıp, Rubens’ten Rembrandt’a her dönemdeki sanatçının beğenisinin nedeni neydi?
Santa Maria delle Grazie kilisesinin yemek salonundaki, 460x 880 cm boyutlarındaki duvara yapılmış Son Akşam Yemeği freski neden bu kadar ilgi çekiciydi?
Devam edecek…
Sevgi Gürtuna
Merhaba sevgi kardeş gezi hakkında bilgi bekliyorum.?
Harikasın Sevgiciğim sabırsızlıkla yo
lculuğunuzu bekliyorum…Açıklama?
Ertesi yıl da, 3 ay önceden benim için internetten bilet alıp tüm programı yapman ve benimle tekrar aynı yolları yapman yetmezmiş gibi, parmaklıklar arasında kalmamam için uyarıların ve sabrın için nasıl teşekkür etsem azdır. Leonardo’nun izinde yeni yolları seninle yapmak çok zevkli olacak,kasım ayını heyecanla bekleyenlerden biriyim..
Hz. İsa ve havarileri, akşam yemeği yemektedir. Hz. İsa tam ortada oturmaktadır. Diğer figürler, üçlü kompozisyonlarla iki yanına sıralanmışlardır. Bu bakımdan Hz. İsa’nın, güneş; üçerli olarak bir arada olan dört grubun ise aylar ve mevsimler olarak simgelendiği de kabul edilir. Bu resimde Leonardo, İsa’nın içlerinden birinin kendisine ihanet edeceğini söylediği anda kişilerin yüzündeki dramatik ifadeyi ressam çok iyi yansıtmıştır. İsa’nın arkasındaki pencereden içeri süzülen bir ışık, dikkati İsa’ya çekmektedir.
«İyi ve Kötü’nün yüzü aynıdır… Her şey insanın yoluna ne zaman çıktıklarına bağlıdır…» Paulo Coelho