FutbolHaftanın YorumuManşetMedyaSpor

“Krallar asla palyaço olmaz”

Maldivler Kutlu Olsun

gheorghe hagi galatasaray nationalturk11

Türkiye Gazetesi Spor Müdürü ve Spor Yazarı Naci Arkan, siz NationalTurk okuyucuları için Trabzonspor, Fenerbahçe, Beşiktaş ile Galatasaray’ı mercek altına aldı…

İşte  Türkiye’nin en çok okunan Spor Yazarlarından Naci Arkan’ın “Krallar asla palyaço olmaz” diyerek son noktayı koyduğu görüşleri.

Eldeki kuş, daldaki kuş

“Bizim için lig daha önemli”

Bu sözler, Ziraat Türkiye Kupası‘nı fazla ciddiye almayan, hatta çeyrek finale çıkması hemen hemen garanti iken, Beşiktaş yenilgisi ile dışarıda kalan Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş‘in felsefesi…
Trabzonspor için çizdiği yol planı…
Yedeklerle çıkılan Beşiktaş maçı sonrası kupa yarı yolda kaybedildi…
Hiç yoktan yere…

Belki de 10 milyon dolarlık bir kayıp, peşin peşin kabul edildi…
Ne için ?
“Lig bizim için daha önemli” denildiği için…
Oysa “Eldeki kuş, daldaki kuştan iyidir” derler…
Belki, 5 maç sonra kaldırılacak kupa hayali buharlaştı böylece…
Eee ne oldu ?

Fenerbahçe
ile 10 puanlık bir fark doğacakken, şimdi 4 puana inen bir hesap yanlışlığı var ortada…
Bu yanlışlığın tek adresi de Şenol Güneş‘tir…
Dolu dizgin giden bir takımın kafasına sadece ligi sokarak, kupayı çıkaran “Brozek kardeşler” transfer yanlışlığı ile terse düşen Şenol Güneş
Haa her şey bitti mi ?
Yooo…

Ama büyük moral bulan Fenerbahçe ile yeniden kendine gelen Bursaspor‘un inadını kırmak o kadar kolay değil artık…
Üstelik Trabzonspor‘un Beşiktaş ve Galatasaray deplasmanları önünde bir engel gibi dururken…

Bir hafta içinde ligde 5 puan kaybeden, kupadan elenen bir Trabzonspor için gelin Şenol Güneş gibi düşünün hadi…
Artık “Her şey güzel olacak” diye bir garanti yok…
Her kafadan bir ses çıkma da devam edecek tüm hızıyla…
Bu yıpratmalar, Karadeniz‘in hırçın dalgalarından daha yıpratıcı olacaktır üstelik…

Kocaman hem kazandı, hem kaybetti

Fenerbahçe‘de her zaman tartışılan bir insan Aykut Kocaman
Çıraklık döneminden, kalfalık zevkini tatmadan, direkt ustalığa geçen bir hoca o…
Malatya, İstanbulspor, Ankaragücü, Konyaspor ve Ankaraspor‘u hep düşme hatlarında tutmuş ama geçmiş yıllardaki futbol yaşantısı nedeni ile kendisini Fenerbahçe‘de bulmuş birisidir Aykut Kocaman

Sarı-lacivertli taraftarların yarısı arkasında, yarısı da isyanlardadır…
O, Başkan Aziz Yıldırım‘dan aldığı büyük destekle, görevinin başındadır şimdilik…
Hele Trabzonspor galibiyetinden sonra, Fenerbahçe‘deki hocalık vadesini iyice uzatmıştır artık…

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

Evet…
Kocaman, lider Trabzonspor‘u üstün bir oyundan sonra yenerek, büyük bir sükse kazanmıştır…
Ama aynı Kocaman, Şenol Güneş‘e karşı tutumuyla çok şey kaybetmiştir…

Siyaset sahnesinde bile, çok ağır eleştiriler sonrası, yine de ellerini birbirlerine uzatanları gördüğümüz Türkiye‘de, bir karşılaşma öncesi, misafirine “Hoş geldin” demeyen tek hoca, Aykut Kocaman‘dır bu ülkede…
Ve belki de “kazanırken kaybeden ilk ve son hoca” olarak da, futbol tarihine geçecektir…

Çıkın oynayın !

Bu başlık Beşiktaş‘ta Schuster‘in oyunculara verdiği taktiktir…
Eee, ne yapabilir ki ayrıca…
Guti, Quaresma, Fernandes, Simao, Almeida gibi dünya yıldızlarına “Şöyle yap, böyle oyna mı” diyecek yani…

“Bildiğiniz gibi oynayın”
demekten başka şansı olabilir mi !
Buraya kadar tamam…

Ama maç içinde, sakatlanma, kart görme, oyundan düşme gibi durumlarda “acil tedbir” düşünemeyen görüntüsüyle de Schuster; futboldan az çok anlayanlardan kırık not almaya devam ediyor….
İstanbul Büyükşehir Belediyespor karşılaşmasında gördük…
Aurelio devre sonuna doğru kırmızı kart gördü…

Ön libero için kadroda iki isim var…
Birisi vatandaşı ama şimdi kafayı taktığı Ernst, diğeri de genç Necip
Ama o, ikinci yarıda oyundan düşen Guti‘yi, maç boyunca komik işler yapan Ekrem‘i de göremeyerek, Ernst ve Necip‘i ne zaman oyuna aldı biliyor musunuz ?
87 ve 89. dakikalarda…

Yani Büyükşehir “Üsküdar’a geçtikten” sonra…
Birilerinin bu anlı şanlı (!) hocaya kocaman bir pankart yazıp gözünün önüne koyması gerekiyor:
“Günaydın Schuster”

Galatasaray staj yeri mi?

Hani “Gelen gideni aratır” derler ya…
Bu söz şu anda Rijkaard ve Hagi için geçerli…
Düşünebiliyor musunuz ?

Sarı -kırmızılı takımda çok başarısız bir dönem geçiren Rijkaard, şimdiki hoca Hagi‘den pek farklı değilmiş yani…
Rijkaard‘ın Servet takıntısı vardı…

Hagi
‘nin Misimovic ve Baros takıntısı…
Tabii bir de Rumen merakı…

Fenerbahçe
‘nin kurtulmak için bin takla attığı Kazım‘dan ısrarla santrfor yapmaya çalışan Hagi, geldiği günden beri sarı -kırmızılı takıma oyun, taktik ve başarı adına en ufak bir katkı sağlayamazken, taraftarın büyük bir çoğunluğuna “Galatasaraylılığını dondurma kararı” aldıran kişidir…

Futbolculuk döneminin parlak günleri adına, şu anda kendisine saygı duyulan Rumen hocanın, arkasından teneke çalınacak ve tribünlerin “I love you” yerine “Go home” diyeceği günler uzak değil gibi gözüküyor ne yazık ki…
“Beceriyorum” demek yerine “gidiyorum” deme zamanı gelip de geçmektedir…
Oysa kralların asla palyaço olamayacağını, en iyi bilen kişi Hagi olmalıdır…

Konserler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu