Sportif alanda zihinsel performans antrenörlüğü yapan NationalTurk yorumcusu Ersin Afacan’ın “Bayrak Yerde Kalmaz” başlıklı yazısı;

Zafer kazanmış Başkomutan olarak İzmir’e girdiği gün, önüne serilen düşman bayrağını: “Bayrak bir milletin bağımsızlık işaretidir; düşmanın da olsa saygı göstermek gerekir!” (1) diyerek, yerden kaldırtan Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulan Cumhuriyetimizin kuruluşunun 93.yılını kutlayarak makaleme başlamak istiyorum.

Yukarıdaki örnekte de görüldüğü üzere bayrak saygısı, Türk törelerine göre bir fazilettir ve erdemli bir davranıştır. Töre, ahlakın bir parçası olarak örf ve adetlerden oluşur. Örf ve adetler, her ülkede başka türlü olabilir ama evrensel olanları da vardır. Bunlardan biri de kişinin kendi ülkesini temsil eden bayrağa olan saygısıdır. Bu saygının davranış olarak göstergelerinden biri de bayrağın yere düşürülmemesi ve yerde olan bayrağın kaldırılmasıdır. Ayrıca, gündelik dilde “Türk bayrağı altında yaşamak” diye bir tabir var. Yani bayrağımız bizim ayaklarımızın altında veya yanında olmaz, başımızın üstünde olur ve dalgalanır. İstiklal Marşımız’da da “Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!” denilmektedir.

Bu yazılı olmayan Milli Kültürün yanında bir de yazılı olarak 2893 Numaralı Türk Bayrağı Kanunu var. Bu kanunun 7.maddesinde “Türk Bayrağı, yırtık, sökük, yamalı, delik, kirli, soluk, buruşuk veya layık olduğu manevi değeri zedeleyecek herhangi bir şekilde kullanılamaz. Resmi yemin törenleri dışında her ne maksatla olursa olsun masalara, kürsülere örtü olarak serilemez. Oturulan veya ayakla basılan yerlere konulamaz. Bu yerlere ve benzeri eşyaya Bayrağın şekli yapılamaz. Elbise veya üniforma şeklinde giyilemez. Bayrak yırtılamaz, yakılamaz, yere atılamaz, gerekli özen gösterilmeden kullanılamaz. Bu Kanuna ve tüzüğe aykırı fiiller yetkililerce derhal önlenir ve gerekli soruşturma yapılır.” şeklinde bir yasaklama var (2). Yani hem yazısız hem de yazılı milli örf ve adetlerimizde bayrağımızın ayakla basılan yere konulması ve serilmesi yasaklanmış ve ayıplanmıştır.

Durum böyle iken içteki hainlerin dıştaki düşmanlarla terör ve bölücülük eylemlerini devam ettirdikleri ve ülke olarak son derece hassas bir dönemi yaşadığımız bugünlerde herkesin milli ve manevi değerlere karşı son derece dikkatli olması gerekmektedir. Dikkatli olunmayan durumlarda da hemen özür dilenip hatadan dönülmelidir. Çünkü değerlerimizin kötüye kullanması açısından örnek olmak, ülkesini seven hiçbir kimseye fayda vermez.

Bu bağlamda neredeyse her geçen gün skandal olayların yaşandığı spor ve futbol kültürümüzde bu makalenin konusuyla bağlantılı olarak Boluspor kaleci antrenörü Levent Zorluer’in facebook hesabından yaptığı bu paylaşım, hem dikkatimi çekti hem de beni üzdü.

Boluspor kaleci antrenörünün, kalecilerle beraber Cumhuriyet Bayramımızı kutlamak adına Türk Bayrağını ayaklarının önüne sererek poz vermesini bir anlık dalgınlık ve şaşkınlık olarak değerlendirmek istiyorum. Çünkü bu fotoğrafta olan kişilerin ve fotoğrafı çekenin, az önce bayrağımız ile ilgili bahsettiğim yazılı ve yazısız kurallardan haberleri olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bu makalemi yazdığım an itibariyle bu fotoğrafın 400 civarında beğeni alması da ülke insanımız açısından da son derece düşündürücü bir durum.

Netice itibariyle hem ülke kültürü hem de spor kültürü olarak geri durumda olduğumuzun pek çok örneklerini yaşıyoruz. Bu kötü örnekleri yazıp çizerek ve tartışıp doğruyu bularak belki gelişim adına bir adım atabiliriz. Umarım, bu olay fotoğrafta yer alan kişiler ve fotoğrafı çeken için bir ders, diğer insanlarımız için de bir ibret olur.

Ersin Afacan / NationalTurk

KAYNAK
(1) KOCATÜRK, Utkan; Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi, Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara- 2000, s.455
(2) http://www.tccb.gov.tr/cumhurbaskanligi/resmi-simgeler/bayrak/
www.instagram.com/mental_destek
twitter.com/mentaldestek