KültürManşetSanat

Denemeye devam eden genç sanatçı…

Maldivler Kutlu Olsun

ozkan eroglu altsayfa

NationalTurk yorumcusu eleştirmen Özkan Eroğlu ‘nun bu haftaki “Denemeye devam eden genç sanatçı…” adlı makalesini sizlerle paylaşıyoruz.

Aşağıda İstanbul Modern Sanatlar Galerisi’nde yarın açılışı gerçekleştirilecek olan ve 16 Aralık 2011 gününe kadar açık kalacak olan genç sanatçı Kemal Kara’nın beşinci kişisel sergisinde yer alacak resimler üzerine yazdığım eleştiriyi veriyorum:

Bir genç sanatçı bıkmadan ve usanmadan; risk ala ala da olsa, deneyerek, gerekirse zaman zaman yanılabileceğini de düşünerek ve düşleyerek yürümelidir yolunda. Son resimlerinde Kemal Kara, böylesi bir sanat yaşam biçimini mizacına yedirerek yürüdüğünü göstergeliyor ve bence de doğru yapıyor. Özünde dışavurumcu bir temeli benimseyen Kemal, son çalışmalarında bu dışavurumun dağınık boya sürüş yapısını, daha kontrollü olan bazı öğelerle desteklemeye girişmiş gözüküyor. Bu görüntü dinamik olanla statik olan beraberliğini izleyiciye yansıtırken, diğer taraftan da bir grafizmi yakaladığı noktalarda başarılı olmaya yüz tutuyor.

Özünde heyecanlı olan genç sanatçı Kemal, son çalışmalarında bu heyecanını savruk, kontrolsüz görünen dışavurumcu yanıyla grafik bazı öğeleri (arapça harfler, Türk minyatürlerinden alıntılanmış malzemeler) kullanarak dengelemeyi deniyor. Özetle Kemal’in bir sentez ve yanılsamalı bir sentetik yolu da beraberinde getiren bu tutumu, bir mizaç eyleyip eylemeyeceğini zaman bize gösterecek. Fakat bir risk alarak yürümeye  başladığı bu yeni yolda, bu coğrafyaya ait bazı öğelerin postmodernize kılınarak, önem noktalarına dönüştürülmesi düşüncesi, doğrusu bana ilginç geliyor.

sultan ile beraber yurumek 2011
Sultan İle Beraber Yürümek 2011, tuval üzerine karışık teknik,

Soyutlamanın, volüm meselesi olduğunu hepimiz biliriz. Bu volüm, öyle bir enerjiyi de beraberinde getirir ki, kompozisyonlara eklenen ve çıkartılan her şeye göre, yine kompozisyonlar değişik haller alır ve bu haller; izleyici göze, kimi zaman somuta, kimi zamansa soyuta dönüşen “soyutlamalar” sunar.

Soyutlama, bir empati istencini de beraberinde getirir hiç çekincede kalmadan. Bu empati meselesi dahilinde Kemal, neyin yerine neyi koyabilirim sorusunu kendisine devamlı sorarak, buna göre öğe yerleştirmelerini kompozisyon düzeneklerine konumlar ve sorgulamaya alır. Bir tür yerleştirmeyi mekâna değil de tuvaline, eleman düzleminde monte ederek, adeta bir tür iki boyutlu malzeme montajlamasına yönelir. Evet Kemal’in yaptığı, iki boyutlu yanılsama içeren resimlerine, yine iki boyutlu kendi boyamasıyla elde ettiği başka elemanları katmaktan başka bir şey değildir. Bu katışın soyutlamadan geçen sürecinde, esas olduğunu bildiğimiz soyutlamacı mizaca uyarak elde edilen soyutlamaya ayak uydurduğu noktalardaki kompozisyon örgülerinde, hiç mi hiç sıkıntı yoktur. Tersi durumların da Kemal’in eleştiri alan boyutu olduğunu ve kendisine birebirde bu eleştirileri vererek, tartıştığımızı da belirtmeliyim.

İki boyutlu yanılsamalı düzeneklerine, yine iki boyutlu katkı elemanlarının kazandırılıp, izleyicinin üzerinde bambaşka bir “combine painting” mantığı etkisi uyandırmak da, yine bambaşka açılımlara doğru bu genç sanatçıyı götürebilir diye düşünüyorum. Bu bağlamda Kurt Schwitters’in şu sözleri akla gelir: “Seçilen elemanlar ister uzayda yer kaplasın, isterse sanatçı yaratımlı sadece resim düzleminde bir yer işgal etsin, hiç fark etmez. Çünkü geride bıraktığı, aldığı etkilerden kaynaklanan efektleri çok önemlidir. Bu efektlerdir ki bir çalışmanın, yapıta dönüşmesinde etkin bir rol üstlenecektir.

beklenen zafer 2011
Beklenen Zafer, 2011, tuval üzerine karışık teknik,

Efekt denilen şey, en başta önem noktaları denilen durum tespit duraklarında oluşmaya başlar, daha sonra da izleyicinin gözüyle birlikte efekte efekt yüklenmeye başlar. Bu eklemleme kolay bir yol gibi görünür, fakat değildir, zor olan bu yolda çok fazla üretmek, durmak bilmeden çalışmak ve dahası ayıklamasını bilmektir. Bu bir sanat gezintisidir çıkılan ve tanıyarak öğrenmeyi zorunlu kılar. Burada sanatçı kendisini tanır önce, sonra çevresini de tanıyarak bir auraya ulaşır.”(*) Burada dile getirdiğim Schwitters vurguları Kemal Kara’nın dikkatle ve özenle üzerinde durması gerekenlerin, kanımca en başında gelenlerin bir özeti gibidir. Genç bir sanatçının sanatına getirilen eleştirilerin yanı sıra, ona getirilecek önerilerin de büyük önemi olduğunu düşünüyorum. Bu öneriyi ise, burada şimdilik ben ve Kurt Schwitters yapmış olsun.

(*) Hanne Bergius, “Kurt Schwitters-Aspekte zu Merz und Dada”, Deutsche Kunst im 20. Jahrhundert Malerei und Plastik 1905-1985, München, Prestel Verlag, 1986, s. 442.

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

Özkan Eroğlu

Konserler

Özkan EROĞLU

Özkan Eroğlu yazılarını Türkiye ve Dünyanın en objektif gazetesi NationalTurk ile takip edin.

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu