FutbolSpor

Koşarsan Barçalarsın

Maldivler Kutlu Olsun

Ersin AfacanSportif alanda zihinsel performans antrenörlüğü yapan NationalTurk yorumcusu  Ersin Afacan’ın, ‘Koşarsan Barçalarsın’ başlıklı yazısı;

Yazımın başlığını okuyunca atletizm ile ilgili bir yazı kaleme aldığımı düşünebilirsiniz. Fakat konumuz futbol ve futbolumuza egemen olmaya başlayan zihniyeti analiz etmek. Zihniyet önemli çünkü bizi geri bırakan şey zihniyetimizdir. Yanlış anlaşılan ve yanlış uygulanan bir futbol. Zihniyet, sosyal bir grubun kendi içinde bir dünya görüşüdür. Yani bir grup insanın ortak zihinsel referanslarıdır ve buna bilim felsefesinde paradigma denir. Paradigma ise değerler dizisi ve genel anlamda dünya bakışı demektir.

Zihniyeti ve paradigmayı ortaya koymak için ise metot olarak analitik felsefe kullanılır. Bu metot dildeki kavramları çözümleme üzerine çalışır. Yani bir bilginin doğru olup olmadığını anlamak için o bilginin analizi gerekir.

Çünkü kurulan cümleler, düşüncelerin dile aktarılmasıdır. Böylece konuşulanlara bakarak toplumun yapısı da anlaşılır. Şimdi analitik felsefeden esinlenerek asıl konumuza giriş yapalım ve aşağıda adı geçen teknik direktörler ile futbolumuzda egemen olmaya başlayan zihniyeti ve paradigmayı daha net anlamaya çalışalım.

Geçenlerde bir haber okudum. linkte yer alan bu haberin başlığı “Koşarsan Barçalarsın” şeklindeydi. Haberin detayları şöyle: “Barcelona, B.Münih karşısında 4-0 yenilerek Avrupa kupalarındaki en ağır yenilgilerinden birini aldı. Alman ekibi takım halinde 112.846 metre koşarken, Barcelona’nın koşu mesafesi 106.577 metrede kaldı. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz yerli teknik adamlar “Koşan kazanır, güç yetmez”  görüşünde birleşti. İşte hocaların yorumları:

Samet Aybaba (Beşiktaş):Takım halinde koşmak, takım halinde istemek, bu istek ve arzuya taraftarın da ayak uydurması Bayern Münich’in kazanmasına neden oldu. Bu istekler bir araya geldiğinde kimsenin yenemeyeceği takım yoktur.

Mesut Bakkal (Karabük):Bu maçın galibi güç oldu. Herkes koşacak. Artık teknik yok. “Hocam bu iyi futbolcu dursa da oynar mı” diye soruyorlar. Oynamaz.  Artık dünya koşuyor. Bayern Münih adamları duman etti.

Yılmaz Vural: (Elazığ):Bayern rakibi çok iyi analiz etmiş. Barcelona’ya pas yapma imkanı verirseniz kazanmanız mümkün değil. Bunları yapmak için tabii ki çok koşmak gerekiyor. Şu görüldü ki Barcelona’nın paslarını engellendiğinizde bir B planları yok.

Hakan Kutlu (Mersin):Bayern fiziksel açıdan çok kuvvetli bir takım. Barcelona’ya karşı bazı takımlar da kapanıp kontraatağa çıkmak istediler ama olmadı. Münich bunun yanına agresifliğini ekledi. Bu galibiyette ön plana çıkan Bayern’in fizik gücü ve agresif olmaları…

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

Rıza Çalımbay (Sivas):Bayern Münih’in kazanmasının nedeni takımın istekli ve arzulu olması. En önemli faktör buydu. Oyun disiplininden 90 dakika boyunca kopmadılar. Fizik gücü, oyun anlayışı, oyun disiplini dört dörtlüktü. Messi’yi mükemmel kapattılar.

Antrenmanların şekillendirilmesi ve maçların yönlendirilmesi için futbolda gözlem ve değerlendirme artık bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu ihtiyaçtan dolayı modern futbol matematik, fizik ve tıp gibi pozitif bilimler ile hızlı bir gelişim içine girmiştir. Takımların maçları kazanmalarındaki başarılarının neye bağlı olduğu ve hangi özelliklerin daha etkili olduğu herkes tarafından merak edilmektedir. Bu doğrultuda adı geçen maçın bitiminde Barcelona’nın twitter hesabında maçın istatistikleri aşağıdaki fotoğrafta olduğu gibi verilmiştir. Bu resmi iyi okuyabilmek önemlidir. Çünkü önemli olan sayılar değil sayıların arkasında saklı olandır.

bbbb

Baktığımızda koşu mesafeleri dışında bütün rakamlar var. Çünkü koşu mesafesi, Avrupalılar için önemli fakat en önemli kriter değildir. Mesela B.Münih %38 topla oynarken Barcelona %62 topla oynamış. Yani bu maç istisnadır. Çünkü futbolda yenilen takımların çoğu en fazla mesafe koşan takımlardır. Çünkü topun ve oyunun hakimi olmadıkları için topun peşinde koşmaktan ve topa sahip oldukları ender zamanlarda hızlı hücum yapmaktan başka çareleri yoktur. Futbolda en başarılı takımlar bir maçta ortalama 500 ve üzerine pas yapar.

Yoksa futbolda çok koşmak değil topu koşturmak marifettir.
Yukarıda ismi geçen yerli teknik direktörler şunlara atıf yapmış:

1. “İstek ve arzu”: Sanki ikisi farklı anlamda! Barcelona’ya karşı sadece B.Münih mi istekli oynuyor?
2. “Koşmak”: Topa ve oyuna sahip olan rakibe karşı bir takımın az koşmak gibi seçeneği var mı?
3. “Fiziksel kuvvet”: Barcelona’ya karşı oynamış olan diğer takımlar güçlü değil mi?

Dolayısıyla futbol koşu sporu değildir. Koşu sporu atletizmdir. Futbol, kendine özgü bir topla oynanan ve pasa dayalı olan bir takım sporudur. Keşke bu teknik adamlar maçı teknik-taktik ve sistem açıdan analiz edebilselerdi. Fakat kendi futbol zihniyetleri koşmak ve rakibi oynatmamak, temel oyun taktikleri “at topu, koş peşinden” olduğu ve öğretici becerileri gelişmediği için bu maçta atılan şutlar, isabet oranı, pas yüzdeleri ve topla oynama oranı ile skor arasındaki farkın sebepleri, her iki takımın mental özellikleri gibi konulardan bahsetmek onların işine gelmez. Belki de bahsedecek yeterli bilgi ve kelime hazineler yok. Kim bilir?

Yayıncı kuruluşun TJK yayını gibi her maç sonunda koşu mesafelerini vermesi ama maçta 500 isabetli pasa ulaşılmaması üzerinde durmaması ile bu teknik adamların koşudan bahsetmesi arasındaki paralellik, futbolumuzun geri gitmesindeki temel faktörlerden biridir.

Ersin Afacan / NationalTurk

Konserler

NationalTurk

NationalTurk Haber Merkezi, En Son Haberleri Gündemi, Spor Haberlerini, Ekonomi, Seyahat, Magazin, Politika ve Son Dakika Haberlerini en doğru ve objektif şekilde size ulaştırır.NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu