AtletizmBasketbolFutbolManşetSporTenis

Pembe Balonlar Sönerken

Bali

Emre GöllüNationalTurk yorumcusu Emre Göllü’nün ‘Pembe Balonlar Sönerken’ başlıklı yazısını sizlere sunuyoruz.

Hızlı geçen bir yaza veda edip sonbaharı karşılarken, sonbaharın kendi özgü hüznünü değil farklı boyutlardan toplumumuzda baş gösteren bir gerilim ortamını yaşıyoruz ne yazık ki. Havanın sıcaklığı mevsim gereği azalmaya başlasa da güney sınırımızdaki sıcaklığın düşmediği hattâ epey yükseldiği ortada. Son derbi maçtaki tribün şiddeti de cabası. Olimpiyat adaylığına aslanlar gibi soyunmuşken, Olimpiyatı Tokyo’ya kaptırmanın hayalkırıklığını yaşasak da aslında silkinip kendimize gelmeyi denediğimizde, yıllardır üflene üflene şişip durmuş pembe balonların hızla söndüğü gerçeği karşımıza çıkıyor ki bunu ne kadarımızın gördüğü, ne kadarımızın görmediği, ne kadarımızın da görüp de görmek istemediği veya görmezden geldiği, asıl tartışma konusu kanımca.

Neymiş bu zihinleri de dilleri de meşgul eden pembe balonlar peki?

Olimpiyat adaylığını bir kenara bırakalım, farklı branşlarda yaşanan hezimetlerle sporumuz, geçen yazın bir numaralı pembe balonu. Halter, bisiklet, atletizm, yüzme, basketbol, voleybol derken ata sporumuz güreşte dahi dibe vurmuşuz da farkına yeni varıyoruz.

Türk sporu tükeniyor

Türk sporu, devşirme sporcular, doping ve şike skandalları ile tribün şiddeti içinde gün be gün tükeniyor. Dünya Atletizm Şampiyonası’na gidiyoruz, bir bakıyoruz ki gurur duyduğumuz öz evlatlarımız ortada yok, dopingin esaretinde kalmışlar. Kendi ülkelerinin yedeğe ayırdığı devşirmelerden medet umuyoruz, sonuç hüsran elbette. Bisiklette, uluslararası düzeyde sporcu çıkartıyoruz, onu dahi dopinge karşı koruyamıyoruz. Halter deseniz, doping Türk halterinin kangrenleşen yarası, tedavi edilemiyor. Basketbolda, yönetim zâfiyetleriyle, tecrübelerinden en fazla faydalanılabilecek dönemde 79-80 jenerasyonu ayrı, yetenek bileşkesi 86-87 jenerasyonu ayrı harcanıyor, deyim yerindeyse bozuk para gibi.

Voleybolda, Filenin Sultanları’nın takım olmakla alâkası kalmamış. Ata sporumuza gelirsek, ne siz sorun ne ben söyleyeyim, madalyalı sporcularımızın dahi sırtı mindere yapışıp kalıyor, bronz madalya olursa hasbelkader, züğürt tesellisi buluyoruz. Kıssadan hisse, Türk sporunun neresini tutsan elde kalıyor.

Merak edilen ikinci pembe balona gelirsek, aslında bence merak bir yana gün gibi ortada ama görmek isteyince elbette, bu hızlı şişen ve hızlı sönen balon, büyümesiyle övündüğümüz ama kronik sorunlarını da bir türlü çözemediğimiz ekonomimiz. Bir bakıyoruz ihracat rekorlarıyla övünüyoruz, ama bu ihracatın ithalata bağımlılığındaki artışı, bunun tetiklediği dış ticaret açığını ve kronikleşmiş olan, ekonomimizin başında Demokles’in kılıcı gibi duran cari açık sorununu görmüyoruz. FED’in Başkanı Bernanke’nin söylemlerinin, babamın lisede edebiyat öğretmeni olan büyük usta Behçet Necatigil’in şiirinde Pan’ın ılık teneffüsünün yüzü okşaması gibi ekonomimizi hafiften okşamasıyla “Yarabbi şükür!” misali ayakta durmaya çalışıyoruz.

Ne yapılmalı?

Ne yapılması lazıma gelirsek, Türk sporu için TMOK dahil olmak üzere federasyonlar bazında bir yeniden yapılanma şart bana göre. Özerk federasyonların statüsü korunmakla birlikte denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekiyor. Her branşta devşirme sporcu politikası terkedilmeli ve yatırımlar pilot bölgelerde altyapı tesislerine yönlendirilmeli. Her branşta, antrenör eğitim ve gelişim programları açılmalı ve bölgelerde görev alacak antrenörler yetiştirilmeli. Spor, ilköğretime yeniden sokulmalı, yetenek taraması yapılmalı. Farklı branşlarda bölge okulları açılarak yetenekli çocuklar buralarda öğrenim görmeli ki güreş ve voleybolda uygulamaları yapılmıştır.

Ekonomimiz için ise en başta cari açığın riskinin farkına varılmalı ve bunu ortadan kaldırmak için yapısal reformlara gidilmeli. Bu bağlamda, iç tasarrufların artırılması teşvik edilmeli, ithalata dayalı büyüme modeli bırakılmalı, tamamen dolaylı vergilerin üzerinde duran vergi sistemi değiştirilerek dolaysız vergilerin tabanı yaygınlaştırılmalı ve bu şekilde kayıt dışılık engellenmeli; ayrıca, cari açığın tetikleyici unsuru enerji ithalatında bu bağımlılıktan kurtulmak için alternatif enerji kaynakları değerlendirilmeli, alternatif enerji yatırımları daha fazla teşvik edilmeli.

NationalTurk World Son Dakika

Kemer sıkmaya, acı ilaç içmeye toplumca alışkınız ama öyle bir noktaya doğru gidiyoruz ki sıkılan kemerlerden, içilen acı ilaçlardan harap olan organların dayanacak hâli kalmayacak, vücut iflas etmeden tedbir alma zamanı şimdi. Bulutların üzerindeki pembe balonlar sönerken onların yeniden nasıl şişirileceğini değil, pembe balonlara gerek olmadan gökyüzüne ve güneşe nasıl bakacağımızı düşünmeliyiz.

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

Emre Göllü / NationalTurk

 

Maçlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu