FutbolGündemHaftanın YorumuManşetSpor

TFF ve Sosyoloji

Bali

ersin afacan 1Sportif alanda zihinsel performans antrenörlüğü yapan NationalTurk yorumcusu Ersin Afacan’ın “TFF ve Sosyoloji” başlıklı yazısı;

Psikoloji; davranış bilimi ve de sanatıdır. Bu özelliğinden dolayı psikolojiyi diğer insan bilimlerinden ayırma imkânı yoktur. Çünkü her tür bilim, insan tarafından oluşturulmuş olup eninde sonunda insanoğluna yarar sağlamaktadır. (1) Bu nedenle, bireyi tanımadan ona yapılacak yardımlar anlamlı ve etkili olmayacaktır. Bireyi tanımak ise genellikle onu biyolojik, psikolojik ve sosyolojik boyutta gelişen ve kendine özgü özellikleri ve ihtiyaçları olan bir varlık olarak anlamayı ve onun davranışlarını belirli durumlarda ve sınırlılıkla kestirebilmeyi kapsar (2).

Her ne kadar kolektif hayat, bireysel hayattan kaynaklanmıyorsa da bu ikisi arasında yakın bir ilişkinin var olduğu kesindir. Bireysel hayat, kolektif hayatı açıklayamasa bile en azından onun açıklanmasını kolaylaştırabilir (3). Çünkü ruh, toplumsal ilişkilerle uyumun organıdır. Dolayısıyla toplumsal ilişkileri belirleyen kurallar psikoloji için temeldir. Çevremizin kurallarını bilmezsek, kendimizi de bilemeyiz ve kendimizi bilemezsek hiçbir zaman özgür olamayız (4). Yani hem psikoloji (ruhbilim) hem de sosyoloji (toplumbilim), kendilerine konu olarak insanı alır (5).

Psikolojik ve sosyolojik sorunlar yaşayan insanlarda iki farklı eğilim görülür; sorunun kaynağı olarak kendi varoluşunu görmek veya sorunun kaynağı olarak ötekinin varoluşunu görmek (4). Gerçekten de toplumsal şeyler sadece insanlar tarafından gerçekleştirilebilir ve yalnızca insan etkinliğinin ürünüdür. Bu bakımdan, toplumsal şeyler, doğuştan gelen veya sonradan kazanılan fakat içimizde taşıdığımız fikirlerin işletilmesinden ve insanların birbirleriyle olan ilişkilerini çevreleyen çeşitli durumlara uygulanmasından başka bir şey değildir (3). Kültürel eğilimlerin niteliği ile bireysel çatışmaların niteliği arasındaki ilişki her zaman ilgi çekicidir. Bu ilişkinin araştırılmasındaki zorluk, farklı beceriler gerektirmesidir. Sosyoloji belli bir kültürün sadece toplumsal yapısı konusunda; psikoloji sadece bir nevrozun yapısı konusunda bilgi verebilir. Bu zorluğu aşmanın yolu, işbirliği yapmaktır (6). Örneğin Türk insanını oluşturan sürecin anlaşılmamış tarihsel dayanakları vardır. Bu insan potansiyeli tanınmadan ve onun tarihsel geçmişi anlaşılmadan amaçlanan değişiklikler gerçekleştirilemez (7).

Sosyoloji, bütün sosyal yaşamlarda meydana geldiği gibi insan davranışının biçimleri ve işleyişi ile ilgilenir.  Ekonomi, siyaset bilimi ve psikoloji bu genel alanın belirli sektörleri üzerinde çalışır (8). Zaten araştırma safhasında, hiçbir mesele fizik veya kimyanın, biyoloji, psikoloji veya sosyolojinin yahut da diğer herhangi bir bilimin sınırları içinde kalmaz. Bilimsel araştırmada, bilim bölümleri arasındaki bütün sınırlar silinir ve kaybolur (9).

İnsan, evrende en karmaşık varlıklardan biridir. Toplumsal ve fiziksel bir ortam içinde yaşamakta olan insan, çevresi ile sürekli bir etkileşim halindedir. Hatta psikolojinin konusunu meydana getiren olaylar, insanın çevresi ile olan ilişkilerinden doğmaktadır. Bu bakımdan insanın davranışları, fiziksel ve sosyal çeşitli disiplinlerin konusu olmaktadır. Dolayısıyla insanın gelişimi ve davranışları üzerinde içinde yaşanılan kültürün, gelenek ve göreneklerin de etkisi olur. Bu yüzden psikoloji toplumların genel niteliklerini, çeşitli kuruluşlarını, fonksiyonlarını ve gelişimi inceleyen sosyolojiden faydalanır (10). Örneğin İngiliz sosyolog Frank Füredi, Terapi Kültürü (Therapy Culture) adlı kitabında belirsizlik çağında yaratılan incinebilirlik ile bir “terapi kültürü” oluşturulduğunu savunuyor (4). Frank Füredi örneğinde de görüldüğü üzere bir sosyolog, psikolojiye ait sanılan bir temel kavram olan terapi üzerine kitap yazabiliyor.

Zaten psikologlar, zihinsel etkinliğin açıklanmasında birleşiklik etkeninin mutlak önemini uzun zamandır göstermektedir. Bu bakımdan, sosyolog için gerekli ön hazırlık aşamasını oluşturan şeylerden birisi de biyoloji eğitiminden çok psikoloji eğitimidir (3). Birçok sosyolog, gayet becerikli psikolojik araştırmalar yapmış, birçok psikolog da kurum seviyesindeki incelemelerle meşgul olmuştur. Araştırmanın ve incelemenin metodunu tayin eden şey bir üniversite şubesine üye olmaktan ziyade problemin içeriğidir (11).

Davranışta bulunan kişilerin doğasını, sosyal ilişkilerde kendini ifade eden bireysel bilincin yapısını incelediğimiz zaman psikolojik görüş noktasını ele alırız. İlişkilerin kendisini incelediğimiz zaman ise sosyolojik görüş noktasını benimseriz. Her iki bilim (gerek psikoloji, gerek sosyoloji) bölünemeyen bir gerçeğin farklı yüzleri ile ilgilidir. Bireyler, birbirleriyle olan ilişkilerinden ayrı olarak anlaşılamaz; ilişkiler de ilişkide bulunan ünitelerden veya ilişkinin şartlarından ayrı olarak anlaşılamazlar. Böylece cemiyeti araştırırken bizler aynı zamanda psikoloji öğrencileri durumundayız ve bizzat psikologların dahi gittikçe artan bir ölçüde onayladıkları bireysel varlığın psikolojisini incelerken de sosyoloji öğrencileri oluyoruz (12).

NationalTurk World Son Dakika

Aslında sosyoloji, “birey-toplum” tartışmasını kapatmıştır. Bireyle toplum artık birbirleriyle uzlaşması olanaklı olmayan iki nesne olmaktan çıkmıştır. Bugün, birey ve toplum iki ayrı varlık gibi değil de bir ve aynı varlığın birbirini tamamlayan iki öğesi gibi görünmektedir (13). Örneğin sosyoloji alanında önemli çalışmaları olan Mahmut Tezcan’ın Türkiye’deki futbol hakkında şu yorumları dikkat çekicidir; “Futbolumuzun gelişmeme nedenlerinden birisi de bireysel futbol oynayışımızdır. Bunu bütün yerli ve yabancı sporcular onaylamıştır. Oysaki ekip halinde oynandığında futbolda daha başarılı oyun çıkarılabilmektedir. Bizdeki futbolcu daima kendisi gibi gol atmak ister, arkadaşlarına genellikle pas vermek istemez. Sırf kendisini göstermek ve daha meşhur olmak için bu yola başvurur” (14).

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

Dolayısıyla sosyoloji ve psikoloji bilimi birbirleri ile örtüşmektedir. Psikoloji insanın; fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimini inceler. Ayrıca toplum insanın kişiliğinin oluşmasına katkıda bulunur. Her kişi bir toplumda doğar, toplum o kişiyi kendine benzetir. Kısacası kişi topluma fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimi ile etki ettiği kadar toplum da kişiyi kendine benzetmeye çabalar. Bu açıdan bakıldığında oldukça karmaşık olan insan ve davranışını ele aldığımızda sosyoloji ve psikoloji bilimlerinin de birlikteliği kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle psikolojiyi veya sosyolojiyi tek geçerli bilim dalı kabul etmek metodolojik bir hatadır. Dolayısıyla insana yani bireye bakmanın yolu tek bir bilim dalının konuyu algılama boyutunu aşmaktadır. Bu nedenle insanı ve insanla ilgili sorunları disiplinler arası bir anlayışla algılama eğiliminde olmak zorundayız.

Sosyolog, psikiyatrist, psikolog ve filozof kökenli yazarlardan yaptığım alıntılarla desteklediğim bu açıklamaları neden yaptım? Geçtiğimiz günlerde Futbol Federasyonunun sitesinde (15) Psikolojik Performans Danışmanlığı 1. Basamak Eğitim Kursu adlı haberi okudum. Haberde adayların mezun olması gereken alanları sıralanmıştı ama sosyoloji bilimi yoktu. Bunun yanlışlığını anlatmak istedim. İstedim ki hem halkımız davranış bilimleri hakkında genel bir bilgi sahibi olsun, hem de bu kursu düzenleyenler sosyoloji bölümünü dışlamakla ne kadar ciddi hata yaptıklarının farkında varsınlar.

Ersin Afacan / NationalTurk

KAYNAKLAR

  1. Daco, Pierre; Çağdaş Psikolojinin Olağanüstü Başarıları, Çev.;O.A.Gürün, İnkılap Kitabevi, İstanbul-1989
  2. Özoğlu, Süleyman Çetin; Eğitimde Rehberlik ve Psikolojik Danışma, Ege Üniversitesi Matbaası, İzmir-1982
  3. Durkheim, Emile; Sosyolojik Yöntemin Kuralları, Çev.;Cenk Saraçoğlu, Bordo Siyah Yayınları, İstanbul-2008
  4. Sayar, Kemal; Terapi, Timaş Yayınları, İstanbul-2012
  5. Fromm, Erich; Yeni Bir İnsan Yeni Bir Toplum, Çev.; Necla Arat, Say Yayınları, İstanbul-1984
  6. Horney, Karen; Psikanalizde Yeni Yollar, Çev.; Selçuk Budak, Öteki Yayınevi, Ankara- 1999
  7. Kayalı, Kurtuluş; Türk Düşünce Dünyası-1, Ayyıldız Yayınları, Ankara-1994
  8. Lundberg, George A. – Schrag, Clarence C. – Larsen, Otto N. – Catton,William R.; Sociology, Harber International Edition, New York-1968
  9. Sayılı, Aydın; Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir, Kültür Bakanlığı, Ankara-2001 10. Baymur, Feriha; Genel Psikoloji, İnkılap Kitabevi, İstanbul-1994
  10. Krech, David – Crutchfield Richard S.; Sosyal Psikoloji, Çev.; Erol Güngör, Ötüken Neşriyat, İstanbul-1980
  11. MacIver, R.M. – Page, Charles H.; Cemiyet, Çev.;Amiran Kurtkan, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul-1969
  12. Kösemihal, Nurettin Şazi; Durkheim Sosyolojisi, Remzi Kitabevi, İstanbul-1971
  13. Tezcan, Mahmut; Türk Kişiliği ve Kültür-Kişilik İlişkileri, T.C.Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara-1997
  14. http://www.tff.org/default.aspx?pageID=625&ftxtID=27927
Konserler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu