FIFA Dünya KupasıFutbolGündemSporUzak Doğu

Dünya Kupası ve değişmeyenler

Kadınlar Günü Kutlu Olsun

fabiano el2010 Güney Afrika Dünya Kupasında -vuvuzela gürültüsünü saymazsak- sessiz sedasız çeyrek finale girilirken, futbolda değişenlerden çok değişmeyenler dikkat çekmeye devam ediyor.

Futbolun güzel yüzü, centilmen duruşu ne kadar zarar gördü son yıllar içinde, bunu anlamak için Baba Hakkı’lara, Vedat Okyar’lara kadar gitmeye gerek yok. Ara ara denk geldiğiniz eski dünya kupalarına, eski Avrupa kupaları maçlarına, ligimizden nostalji yayınlarına bir iki dakika bakmak yeterli. Artık oynanan şeyin adı futboldan çok, yakalanmadan yapılabileceklerle, istifade edilebilecek kural boşluklarıyla sonuca gitmek amaçlı, ayakla oynanan bir spor. Öyle ki, yakalanmadığınız sürece ayakla oynama kuralı bile çok şart değil.

Dünya üzerindeki en dindar ulus -Amerikalılar “Biziz” deseler de- herhalde Brezilyalılardır. Bunu sporda da, siyasette de, sanatta da, her yerde yaşar ve yaşatırlar. Hayatları İsa, dinleri ve Tanrıdır. Bunu futbol maçlarındaki bitmeyen duaları, maç içindeki her boşluğa sığdırdıkları dini ritüelleri ve her golleri sonrası yere diz çökerek göğe yolladıkları şükürde de görürüz devamlı.

Ancak nasıl bir perhiz ve lahana turşusu durumuysa, sahada rakipten oyuncu attırmak, açıktan bir penaltı koparmak, hakemi bir şekilde aldatmak için her türlü ayıplı harekete başvuran, kul hakkı üzerine en büyük günahları işleyen de hep bu milli takım ve oyuncularıdır. Rivaldo’nun 2002 Dünya Kupasında milli takımımızla yaptıkları maçta yaptığı berbat tiyatro daha hafızalarda yeniyken, milletçe Cassio Lincoln diye bir arkadaşı henüz tecrübe etmişken, bu kupada da bir Fabiano izledik ki, Fildişi Sahili maçında attığı ikinci golde, elle oynamaktan eli nasır tutmuştur. “Tanrı bir dua ederken mi geliyor aklına?” diye sorası geliyor insanın.

Rio’da bir İsa heykeli durur, 38 metre. Ama herhalde İsa hep aynı yere bakıyor diye arkasından iş çevirmeye alışmışlar, futbolda her maç türlü rezillik.

Şili maçında Lucio’nun kendini rakip ceza alanında bir yere atışı var, hayatımızda ilk kez kendini yere atarken ağır yaralanan bir insan görecektik.

Dindarlık, Tanrı, hepsi iyi güzel de, sizin dininizde kitabınızda “Aldatın, kandırın, hile yapın, üçkağıda yatın, kul hakkı yiyin” mi diyor? Kul hakkının bilmemneyin futbol yazısında ne işi var diyeceksiniz, e maçını yazdığınız adam futbolcudan çok rahip gibi çıkıyorsa sahaya, İsa’nın havarisi gibi geziyorsa 90 dakika, ben o adama bunu sorarım. Anlaşılan bunlarda da bizdeki bazı Müslümanlar gibi diyelim geçelim.

neuer ingiltere gol e1277965170515Kupanın şu ana kadarki en tartışılan pozisyonu, şüphesiz İngiltere’nin attığı ama sayılmayan gol. Bu pozisyon sonrası orta hakem, yardımcı hakem, hatta dördüncü hakeme kadar tüm saha içi amirleri eleştirildi. “Bu pozisyon gol sayılsaydı bile biz bu maçı alamazdık, bu futbolla olmazdı” dedi İngilizler, Fabio Capello da eleştirildi. Kimseden nasibini almayan biri var oysa. Topun yarım metre içeri düştüğünü herkesten iyi ve net görmüş olan, ama renk vermemek şöyle dursun, bir de üzerine parmağını iki yana sallayarak, hakeme “Gol değil, Gol değil!” diye bağıran, kaleci Neuer.

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

Hep söylerim, yine aynı örneği vereyim; Neuer’in bir arkadaşı, komşusu, bir tanıdığı olsanız, şu maç sonrası Neuer’in “Kesinlikle şöyleydi, Kesinlikle böyleydi…” diye anlattığı bir şeye inanır mısınız?

Paraguay-Japonya maçı. Japonya sağdan kaleye inmiş, korner bayrağının dibinde sahaya ikinci bir top giriyor. Hakem maçı durduruyor, sahaya giren topu dışarı aldırıyor ve oyunu hakem atışıyla başlatıyor. Top hakemdeyken Paraguaylı Japon’a diyor ki “Bırak bana, size vereceğim yine”. Japon duruyor, Paraguaylı oyun durmadan önce korner bayrağı dibinde olan topu, şutla Japonya yarı sahasına yolluyor. Ne o, topu Japonya’ya verdi.

Ne mal olduğunu bizim kendi ligimizden çok iyi bildiğimiz Keita; İspanya-Portekiz maçında Capdevilla’nın, Ricardo Costa’nın atılışında yaptığı “Bana odunla vurdu” çırpınışı ve daha niceleri.

Erkek sporu, delikanlı adam sporu vs. diye geçen ama artık içinde delikanlılıktan mertlikten başka her şey olan futbol sporunu, dünyada erkek gibi oynayan tek ekol kaldı, Britanyalılar. Süre geçirmekle işleri yok. Kendini yere atmak yok. Faullü pozisyonda bile düşmeyebilecekse, düşmüyor; düştü, kalkabilecekse kalkıp devam etmeye çalışıyor. Penaltı hırsızlığı yapmıyorlar. Vinnie Johnson gibi absürt örnekleri istisna kabul etmek gerekir, ısırmıyorlar, tükürmüyorlar. Karşılarında da böyle rakipler bekliyor, göremeyince şaşkınlıktan kendilerine beş dakika gelemiyorlar. İngiltere o yüzden 1966’dan sonra kupa göremedi, göremez. Özellikle kulüpler düzeyinde son otuz seneye o yüzden çirkefin önde gidenini yapan İspanyollar ve İtalyanlar damga vurdu, vurmaya da devam edecekler.

Cristiano Ronaldo neden hiçbir zaman 94 milyonluk bir ‘apaçi’den fazlası olamayacak, Maradona’nın Messi’nin elle attıkları golleri de görenler, neden futbolculuğunu hiç izleyemedikleri halde Pele’yi daha büyük görüyorlar, biz neden Fener’deyken yaptıklarını bildiğimizden Nobre’yi sahiplenmekte zorlandık, cevap hep mertlikte saklı.

Teoman Akben / Beşiktaş Postası

Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 103)
8 Mart Kadınlar Günü Turları

Teoman AKBEN

Teoman Akben yazılarını Türkiye ve Dünyanın en objektif gazetesi NationalTurk ile takip edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu