İşte, Peru’nun en ünlü mumyası Juanita’nın yüzü
Peru'nun en ünlü mumyası Juanita'nın yüzü bilgisayar yardımıyla oluşturuldu.
And Dağları’nın zirvesinde 15. yüzyılda bir ritüel için kurban edilen Peru’nun en ünlü mumyası Juanita’nın, yüzünün bilgisayar yardımıyla yeniden oluşturulması sayesinde büstü yapıldı.
Perulu ve Polonyalı bilim insanlarından oluşan ekibin İsveçli arkeolog ve heykeltıraş Oscar Nilsson ile yürüttüğü çalışmalar neticesinde oluşturulan büst, Peru’nun Arequipa kentindeki Santa Maria Katolik Üniversitesine ait Andean Sanctuaries Müzesi’nde düzenlenen törenle sergilenmeye başlandı.
Silikondan yapılan büst, belirgin elmacık kemikleri, siyah gözleri ve bronz tenli genç bir kadını tasvir ediyor.
Juanita, “İnka Buz Kızı” olarak tanınıyor
“İnka Buz Kızı” olarak da bilinen Juanita isimli mumyayı bulan Amerikalı antropolog Johan Reinhard, “Hayattayken yüzünün nasıl göründüğünü asla bilemeyeceğimi sanıyordum.” dedi.
Yüzlendirme uzmanı İsveçli arkeolog ve heykeltıraş Oscar Nilsson, Juanita’nın yüzünü modellemenin yaklaşık 400 saat sürdüğünü belirtti.
Varşova Üniversitesi And Araştırmaları Merkezinden Polonyalı biyoarkeolog Dagmara Socha, törende Juanita’nın yüzünü elde etmenin ilk adımının “kafatasının bir replikasını yapmak” olduğunu söyledi.
Santa Maria Katolik Üniversitesinden yapılan açıklamada, yüzlendirme sürecinde etnolojik özellikler, yaş ve ten renginin göz önünde bulundurularak vücut taramaları ve DNA analizlerinin kullanıldığı ifade edildi.
Juanita, antropolojik araştırmalara göre, milattan sonra 1440 ile 1450 yılları arasında 13 ila 15 yaşlarındayken kurban edildi.
Juanita bir ritüel için kurban edildi
And Dağları‘nda bir ritüel için kurban edildiğinde, boyunun 1,40 metre, ağırlığının ise 35 kilogram olduğu tespit edilen Juanita’nın ölüm sebebinin, çekilen tomografilere göre, beyninin, oksipital lob olarak isimlendirilen bölümüne aldığı şiddetli darbe olduğu belirlendi.
Amerikalı antropolog Reinhard, Juanita’yı 1995’te karla kaplı Ampato Yanardağı’nda 6 bin metre yükseklikte keşfetmişti.
Peru, İnka İmparatorluğu öncesi ve sonrasında gelişen çeşitli uygarlıklara ait yüzlerce arkeolojik alana ev sahipliği yapıyor.
