Silvio Berlusconi’nin liderliğindeki Özgürlükçü Hareket Partisi(PDL)’nin Teknokrat Başbakan Mario Monti hükümetinden desteğini çekmesiyle başlayan erken seçim süreci, İtalyanların yarın sandığa gitmesiyle sonuçlanacak.

Başbakan Monti’nin tasarruf sebebiyle parlamento ve senato seçimin’ birleştirmesi sonucu, iki gün sürecek olan seçimlerde ülke genelinde 20 eyalet, 109 şehir ve 8092 belediyede, 51 milyondan fazla kişi oy kullanabilecek. Dünyada en yaşlı nüfusa sahip ülkelerden biri olan İtalya’da halkın sadece yüzde 10’unun oy kullanma mecburiyeti bulunmuyor.

İtalya’daki seçim yasalarına göre seçimlerden 2 hafta önce anket yayınlaması yasak olduğundan, partilerin son oy oranları net olarak tahmin edilemiyor. Buna rağmen yapılan araştırmalara göre, son anketlere kadar önde bulunan Pierluigi Bersani liderliğindeki Merkez Sol’un oy oranında yüzde 2’lik bir düşüş olduğu bildiriliyor. Diğer taraftan anketlerde 2. durumdaki eski Başbakan Silvio Berlusconi liderliğindeki ‘Merkez Sağ’ın oy oranında ise yüzde 3 artış olduğu belirtiliyor. Bu artışta halkın tepkisini çeken konut vergisi (IMU)nin, ilk ev için kaldırılacağı vaadinin büyük etkisi olduğu tahmin ediliyor.

Teknokrat Başbakan Monti’nin oy oranında ise bir değişikliğin olmadığı bildiriliyor. Komedyan Beppe Grillo’nun liderliğindeki ‘5 Yıldızlı Hareket’in oy oranının da yüzde 4 arttığı ve Monti’nin önünde bulunduğuna dikkat çekiliyor. Grillo’nun özellikle çekimser seçmenin oylarını toplamada başarılı olduğu biliniyor.

Uzmanların yorumları, anket sonuçları ve yapılan araştırmalara göre seçimde ipi önde göğüsleyecek olanın Bersani liderliğindeki Merkez Sol olacağı, fakat hükümet kurmak için yeterli çoğunluğu sağlayamayacağı yönde. Bu olasılığı seçim süreci başından itibaren göz önünde bulunduran Bersani’nin ise Monti ile bir koalisyona sıcak baktığı fakat Monti’nin bu koalisyona yanaşmaması durumunda kurulacak bir hükümetin ömrünün bir veya iki yıl olacağı belirtiliyor. Bunun yanında eski Başbakan Berlusconi liderliğindeki ‘Merkez Sağ’ın oy oranının son zamanlardaki artışı “İtalyanlar Berlusconi’ye yeni bir şans daha mı verecek?” şeklinde tartışmalara yol açıyor.

MERKEZ SOL VE BERSANİ
24 Şubat Pazar ve 25 Şubat Pazartesi günü sandıktan birinci çıkması beklenen Merkez Sol’u üç ana parti oluşturuyor: Demokrat Parti (PD – Partito Democratico), Çevreci Sol Özgürlük Partisi (SEL – Sinistra Ecologia Libertà) ve İtalyan Sosyalist Partisi (PSI – Partito Socialista Italiano)

Demokrat Parti ve Merkez Sol’un liderliğini 1951 doğumlu Pierluigi Bersani yürütüyor. Bersani, Avrupa Birliği yanlısı ve serbest piyasa ekonomisi taraftarı. Özelleştirmeye eleştirel gözle bakmayan Bersani, hatta hükümet görevlerindeyken bunu kolaylaştıran, gerekli yasal düzenlemelere imza atan, masrafları aşırı ve gereklilikleri tartışılır olsa bile büyük kamu yapılarının inşasına destek verdi. Bersani’nin 30 yılı aşan siyaset tecrübesi bulunuyor. Kendisini Katolik ve sosyal demokrat olarak tanımlayan PD’nin Başbakan adayı Bersani’nin politikaları kısaca; Avrupa, demokrasi, özgürlük, bilim, eşit haklar, sorumluluklar, sürdürülebilir bir kalkınma ve doğal kaynaklara saygı başlıkları altında toplanıyor.
PD’nin ve Bersani’nin ilk hedefinde Berlusconi zamanında siyasi ve son zamanlarda da iktisadi açıdan itibar kaybeden İtalya’ya yeniden prestij kazandırmak. Kamu harcamalarında kısıntıya gitmek, vergi kaçakçılığının önüne geçmek, devletin kullanmadığı yapıların satılması, bazı vergilerde indirim, devletin yaptığı yatırımlara özel sektörü ortaklık yoluyla dahil etmek ve bu şekilde kamu harcamasını bazı noktalarda azaltmak, erken emekli olmak isteyip işini genç birine devretmeyi kabul eden İtalyan vatandaşlarını bazı vergilerden muaf tutmak, PD’nin iktisadi kalkınma konusundaki planları olarak sıralanıyor.

İtalya’da doğan bir çocuğun anne ve babası İtalyan vatandaşı değilse çocuk vatandaş olamıyor, ancak yapısında azımsanmayacak sayıda göçmen asıllı İtalyan vatandaşı bulunan PD, seçim programında bu uygulamayı hükümete geldikleri ilk 100 gün içerisinde değiştireceğini vaat ediyor.

Merkez Sol’daki bir diğer parti olan Çevreci Sol Özgürlük Partisi ve Puglia Eyaleti’nin ikinci kez başkanı seçilen Nichi Vendola’nın asıl adı Nichola Vendola. PD gibi Komünist Parti kökenli bir siyasetçi olan Vendola, yerel yöneticiliği üzerine birçok konuda olumsuz eleştiri almasına rağmen Puglia, 2012 İtalya İstatistik Kurumu (ISTAT) raporuna göre işsizliğin en hızlı azaldığı ve yenilenebilir enerji kaynaklarının en iyi kullanıldığı eyalet durumunda bulunuyor.

MONTİ’NİN EN BÜYÜK RAKİBİ BERLUSCONİ

Berlusconi hükümetinin güven kaybından sonra Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano tarafından ömür boyu senatör ilan edilerek hükümet kurma görevi alan ünlü think-tank uzmanı, Profesör Mario Monti göreve geldiğinde ilk işi ekonomiyi düzeltmek ve ülkeyi kurtarma paketine başvurmadan düze çıkarmak oldu. Kurmaylarıyla oluşturdukları ekonomik kemer sıkma paketini açıkladıktan sonra gerek kreditörler gerekse AB kurucu üye ülkelerinden olumlu tepkiler aldı. Fakat tedbirlerin halka yansıması çok ağır olduğundan kısa süre sonra sokaklarda eylemler arttı. Berlusconi’nin lideri olduğu hükümet ortağı PDL’nin desteğini çekmesiyle hükmünü yitiren Monti hükümetinin son günleri erken seçimden çok Monti’nin siyasete devam edip etmeyeceği tartışmalarıyla geçti. İlk zamanlarda siyaset arenasına çıkmayı düşünmediğini ifade eden Monti partilerden gelen teklifleri reddederek zamanla etrafında oluşan destekle Sivil Seçim (Scelta Cıvıca) isimli yeni bir oluşum kurup yola devam kararı aldı. Hareketin içinde PD, PDL, Hıristiyan Demokratlar gibi birçok partiden isim katılmasına rağmen son anketlerde yüzde 16 kadar bir oy oranına sahip gözüküyor. Monti’nin en büyük endişesiyse görevi devraldığı Berlusconi’nin yeniden seçilmesi.

5 YILDIZLI HAREKET VE KOMEDYEN LİDER GRİLLO

1948 Cenova doğumlu ünlü komedyen Beppe Grillo, 4 yıl önce siyaset arenasına girmeye karar verdi. Grillo, televizyonlarda kendisine uygulanan sansür dolayısıyla meydanlardan insanlara ulaşarak etrafında büyük bir kitle oluşturdu. Meydanlardaki konuşmalarında bilgisayar parçalayan, argo ve küfürlü bir dil kullanmaktan çekinmeyen, yüksek ve sınırlı bir ses tonuyla konuşan Grillo tüm siyasetçilere karşı sergilediği tavır ile biliniyor.
2009 yılında Avrupa Parlamentosu tarafından konuşma yapması için davet edilen Beppe Grillo, yaptığı konuşmada Parlamento’ya İtalyan Devleti’ni şikayet ederek uluslararası projelerde finansman sağlanmamasını isteyip verilen paraların hükümetlerce doğru harcanmadığını belirterek halkın dikkatini çekmişti.

Grillo ve 5 Yıldızlı Hareket’in planları; yurttaşlık bilinci üzerine eğitim yatırımı yapılması, sürdürülebilir toplu taşıma tercihlerinin yapılması, yenilenebilir enerji yatırımlarının arttırılması, bilgi akışının bilhassa devlet tarafından ücretsiz ve şeffaf olarak yapılması, sağlık ve eğitim harcamalarının kurallara oturtulup devlete verilmesi olarak yayınlandı.

SİVİL DEVRİM HAREKETİ VE INGROİA
İtalya’nın güneyindeki Palermo kentinde 1959’da doğan Antonio Ingroia yine bu şehirde hukuk fakültesinden mezun olup meslek hayatını hakimlik yolunda uzmanlaşmaya adadı. Silvio Berlusconi’nin başkanlığını yaptığı ‘Forza Italia’ partisi milletvekili Marcello Dell’Ultri’nin ‘Cosa Nostra’ isimli organize suç örgütüyle olan bağlantısını ortaya çıkaran davayla da adını tüm ülkeye duyurdu.
Vatikan’ın İtalya topraklarındaki mal varlığı olan yapıların emlak vergisini ödemediğine dikkat çekerek bunun değişmesi gerektiğini belirten Antonio Ingroia ve ortakları, böylelikle devletin yılda yaklaşık 100 milyar Euro kazanacağını öngörüyor. Meclise girmesi halinde eski başbakanlar Mario Monti ve Silvio Berlusconi’nin koalisyonları ile ortaklık yapmayacağını her fırsatta belirten İngroia, Merkez Sol ve 5 Yıldızlı Hareket ile gerekli anlarda çalışabileceğinin sinyallerini veriyor.

ŞÖVALYE SİLVİO BERLUSCONİ
Hakkında açılan davalar ve kötü giden ekonomi dolayısıyla zor günler geçiren Berlusconi, hükümetin güvenoyu kaybından sonra bir daha seçimlere katılmayacağını ve siyasi hayatına son verdiğini açıklamıştı. Ne var ki bu açıklamasının üzerinden çok geçmeden gerek partinin başına kimin geçeceği tartışmalar sırasındaki söylemleri gerekse hakkında açılan vergi kaçırma davası, sürecindeki açıklamalarıyla geri döneceğinin sinyallerini vermişti. Berlusconi, dava sonucunda 4 yıl hapse mahkum edilmesinden kısa bir süre sonra da seçimlerde aday olacağını açıklayarak gündeme oturdu. Bu süreç ve hapis kararı akıllarda ceza almamak için dokunulmazlıktan yararlanmaya çalıştığı şeklinde tartışmalara yol açsa da Berlusconi, tüm iddiaları yalanladı.

Silvio Berlusconi, Monti’yi yanlış ekonomik politika izlemekle suçlayarak kendi planlarını hemen hemen tüm televizyon kanallarına çıkıp anlattı. Yoğun tempo ve ilerleyen yaşı Berlusconi”n’n partisinin aday tanıtım toplantısında ayakta duramayacak hale gelmesine neden olsa da seçim çalışmalarına ara vermeden devam etti. Son anketlere kadar yükselen bir grafik izleyen “Merkez Sağ”ın lideri Berlusconi’nin, seçmeni çok iyi tanımasından dolayı seçim vaatlerini de çok iyi belirlediğinin altı çiziliyor. Zira Berlusconi’nin oylarındaki artışın İtalyanların en çok şikâyet ettiği ilk konuttan da vergi alınmasını öngören konut yasasını (IMU) kaldıracağını açıklamasının ardından gerçekleştiğine dikkat çekiliyor. Özel hayatıyla ilgili skandallardan dolayı eleştirilen Berlusconi, bu sorunu da nişanlandığını açıklayarak aşmış gözüküyor. Anketlerde ve yapılan son araştırmalarda Merkez Sağ’ın oy oranını artırmasına rağmen sandıktan ikinci çıkması öngörülüyor.