Günün Olayı

“Kurmay subaylar abisi” Hakan Çiçek’in savunma ve çapraz sorgusunda çelişkili ifadeler

Maldivler Kutlu Olsun

FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullanılan Akıncı Hava Üssü’ndeki eylemlere ilişkin davada, sanık Hakan Çiçek’in çapraz sorguda çelişkili cevaplar vermesi dikkat çekti.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü’ndeki eylemlere ilişkin davada, “kurmay subaylar abisi” olarak örgütün tepe yöneticilerinden aldığı talimatları kurmay subaylara ilettiği belirtilen, kapatılan Anafartalar Kolejinin sahibi sivil sanık Hakan Çiçek’in savunması alındı.

Çiçek, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki duruşma salonunda görülen davadaki savunmasına şöyle başladı:

“15 Temmuz menfur darbe girişiminin ülkemize yapılmış hain bir darbe girişimi olduğunu düşünüyorum ve bu girişimin içinde bulunmuş herkesi lanetliyor, hadiseyi kınıyorum. Bu darbe Sayın Cumhurbaşkanımızın dik duruşu ve Türk milletinin canları pahasına tankların önüne atılarak darbenin durdurulduğuna canıgönülden inanıyorum. Bu darbe girişiminde yakınları olan olmayan bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet, kalanlara başsağlığı, 2 bin 200 gazimize can sağlığı diliyorum.”

Darbe girişiminin aynı zamanda mağduru olduğunu söyleyen Çiçek, toplumsal travmaya neden olan 15 Temmuz dolayısıyla kendisinin, ailesinin, işlerinin, şirketlerinin zarar gördüğünü ifade etti.

Cezaevinde bulunduğu sırada, hakkında “kara propaganda” şeklinde haberler çıktığını savunan Çiçek, şöyle devam etti:

“O haberlerle darbe yöneticisi olduğumu öğrendim. Türk olarak, Türk vatandaşı olarak, bu ülkenin bir mensubu olarak gurur duyduğum bu ülkeyi yıkmakla suçlanıyorum. Yani devlete, millete, bu vatana ihanet etmiş bir insan olarak beni yargılıyorsunuz. Fakat bu iddianame içerisinde hakkımda somut suç delili olan, darbe ile alakalı bir tane bir şey bulamadım. Bunu da normal görüyorum. Zira atfedilen suçlamayla ilgili bu işin içinde olmam, yönetmem, yönetilmem, emir almam ve vermem şeklinde hiçbir ilgi ve alakam yoktur.”

“Sadece varsayımlarla zanlarla darbe girişiminin parçası olduğunu” ileri süren Çiçek, “darbe girişiminin yönetildiği 141’inci, 142’nci, 143’üncü filoları iddianameden ve haberlerden öğrendiğini söyledi.

İddianamede kendisinden suçsuzluğunun ispatının istendiğini söyleyen Çiçek, “15 Temmuz akşamı ben Akıncı Üssüne neden gittim, ne yaptım, neden kaçtım, bunların cevaplarını vereceğim.” dedi.

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

“23 bin 800 doları yolda buldum”

Çiçek, 16 Temmuz sabahı saat 08.00-08.30’dan itibaren iki, iki buçuk saat tarlada yürüyerek bir köye ulaşmaya çalıştığını, yürüyüşü sırasında içinde 23 bin 800 dolar olan bir çanta bulduğunu anlattı. Yürürken sonra jandarma aracı gördüğünü, ona yöneldiğini ve gözaltına alındığını anlatan Çiçek, jandarma karakolunda işlerinden ve okul sahibi olmasının ardından kendisinden şüphelenildiğini ifade etti.

O sabah kendisinin de 5 bin dolar ve 7-8 bin lira parası olduğunu bildiren Çiçek, jandarmaya “Bu poşeti de yolda buldum, aldım” dediğini söyledi.

Türkiye’de farklı sektörlerde 4, ABD’de bir şirketi bulunduğunu, ABD’ye yılda 3-4 milyon liralık mermer sattığını, alışveriş merkezlerinde dükkanları ve bankada milyonlarca lira parası olduğunu anlatan Çiçek, 23 bin 800 doların kendisi için çok büyük bir meblağ olmamasına rağmen basında bu konuda aleyhine haberler çıktığını söyledi. Darbe girişiminin ardından FETÖ’ye bağlı okul ve şirketlerin kapatıldığını anımsatan Çiçek, hakkındaki haberler üzerine de kendi okulunun da kapatıldığını bildirdi.

“Akın Öztürk’ü hayatımın hiçbir döneminde görmedim”
Hakan Çiçek, asker yöneticisi olduğu belirtilen Akın Öztürk’ü tanımadığını, hayatının hiçbir döneminde görmediğini öne sürdü.

“Öğrenci bulmak için gittim”
Değişik iş kollarında faaliyet gösteren bir iş adamı olduğunu, yurt içi ve dışında sık sık seyahatlerde bulunduğunu anlatan Çiçek, 3 çocuğunun da FETÖ okullarında değil Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda eğitim gördüğünü, FETÖ’nün şirketleriyle hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını, devlet ihalelerine de katılmadığını öne sürdü.

“Cumhuriyetimize, anayasamıza bağlı biriyim. Bu ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duyuyorum.” diyen Hakan Çiçek, “Benim üzerime kalmış Yenimahalle’deki okul inşaatından dolayı 24 trilyon kullanılmış kredi borcu var. Ben gizli FETÖ’cüyüm, 24 trilyon da borcum var. Oysa bu adamların piyasaya tek kuruş borcu yok.” dedi.

Hakan Çiçek, Ankara’da 2 ilköğretim okulu, 1 lisesi, Yenimahalle’de de okul inşaatı bulunduğunu, Yenimahalle’deki okulun kayıtları için mart ayında bursluluk sınavı yaptığını, bu andan itibaren okulundaki pazarlama ekipleriyle yeni okula öğrenci bulmak için hep birlikte çalıştıklarını anlattı.

Özel okulların öğrenci çekebilmek için resmi kurumlarla çeşitli anlaşmalar yapıp, indirimler uyguladığını dile getiren Çiçek, en son 15 Temmuz’dan 2 gün önce Yenimahalle’deki okulun iskan işlerini halletmek için İstanbul’dan Ankara’ya geldiğini, okullarını ve iş yaptığı taşeron şirketlerin yöneticilerini ziyaret ettiğini söyledi.

Akıncı’ya Ahmet Özçetin’in davetiyle “happy hour” için girmiş
Okulda bulunduğu dönemde velilerle bizzat ilgilendiğini ifade eden Çiçek, şöyle devam etti:

“15 Temmuz’da beni Akıncı Üssü’ne davet eden Albay Ahmet Özçetin ile Anafartalar Kolejinin Çankaya Yıldız’daki şubesinde 2 gün önce tanıştım. Bundan önce bu kişiyle tanışıklığım yoktu. Akşam saatlerinde okuldan çıkarken sağa sola bakınan Özçetin’e yardımcı olabileceğimi söyledim. Bana Albay olduğunu, Akıncı Üssü’nde görev yaptığını söyledi. Bunun üzerine Özçetin’e Yenimahalle’deki okul açılınca Akıncı’dan gelen çocukları Çankaya’dan Yenimahalle’ye alacağımızı söyledim. Yeni öğrenciler bulabilmek için Özçetin’den yardım istedim. Bana, ‘Ben de okuldan memnunum, size yardımcı olabilirim’ dedi. Okuldan pazarlama ekibini yollayabileceğimi söyledim. Cuma günü Akıncı Üssü’nde sosyal etkinlik düzenlediklerini söyledi. Buraya gelip gelemeyeceğimi sordum. Bana, ‘Olabilir’ karşılığını verdi. Bizzat katılmak istediğimi söyledim. Nasıl geleceğimi tarif etti. ‘Üssün dışında büyük bir otopark ve cami var. Ben sizi oradan 19.30-20.00 gibi alayım. Aksilik olursa kapıya ismimi verin, ben sizi ya alırım ya da aldırırım’ dedi. Zaten tek yapacağım iş orada çocukları bulunan velileri okulumuza davet etmekti, ben de bunu yaptım.”

Ahmet Özçetin’in “Çiçek’i tanımam” ifadesi hatırlatıldı
Bu beyan üzerine Mahkeme Başkanı Selfet Giray, Ahmet Özçetin’in Çiçek’i tanımadığı, Akıncı Üssü’ne de davet etmediği yönündeki ifadesini hatırlattı. Hakan Çiçek, bunun üzerine, “Benim beyanım bu şekilde. Ben doğruları söylüyorum. Darbe davasından yargılanıyorum. Kuzenim bile beni tanımadığını söylese bir şey diyemem.” diye konuştu. Bunun üzerine mahkeme başkanının, “Sivil bir kişi olsa bunu anlayabiliriz. Oysa Ahmet Özçetin sanıklardan biri, yargılanıyor. Sizi tanımadığını söyleyerek neyi kurtaracak?” dedi. Çiçek’in “Onu kendisine soracaksınız.” demesi üzerine Giray, “Soracağım zaten ama siz yalan söylemeyeceğinizi belirttiniz. Buna dayanarak soruyorum” karşılığını verdi.

15 Temmuz akşamı Özçetin ile anlaştıkları saatte Akıncı Üssü’ne gittiklerini belirten Çiçek, lojman bölgesine geçtiklerinde Özçetin’in bir telefon konuşması yapıp, “Acil bir durum var. Siz burada oyalanın. Ben gidip geleceğim” diyerek ayrıldığını öne sürdü.

Burada yaklaşık 45 dakika oyalandığını anlatan Çiçek, saat 20.30 gibi etkinliğin yapılıp yapılmayacağını öğrenmek için nizamiyeye doğru yürüdüğünü, kapıya varmadan hareketlilik fark ettiğini savundu. Çiçek, rütbeli 2 askerden ziyarete geldiğini belirterek yardım istediğini ancak askerlerin terör saldırısı nedeniyle giriş çıkışların kapalı olduğunu belirterek kendisini nizamiyeden uzaklaştırdığını öne sürdü.

Birkaç saat sonra nizamiye bölgesindeki hareketliliğin daha da arttığını anlatan Çiçek, gece saat 24.00’e kadar üssün lojmanlar bölgesindeki evlerin arkasına saklandığını, buradan hava hareketliliğini duyduğunu ancak bulunduğu mesafeden uçakları göremediğini savundu.

Saat 24.00 sularında dışarıdan tekbir sesleri duyduğunu bildiren Çiçek, bunun üzerine tekrar nizamiyeye geçtiğini ancak dışarı çıkamadığını belirterek, “Nizamiyeye doğru giderken silah sesleri gelmeye başladı. Kapıdakilere dağılmaları yönünde anonslar yapılıyor, patır patır silah sıkılıyor. Normal bir insan ne yapıyorsa ben de onu yaptım. Döndüm ve evlerden de uzaklaşıp kimsenin göremeyeceği şekilde kendimi gizledim. Tek derdim sabah olunca buradan çıkmaktı.” diye konuştu.

“Ben oradan çıksam bugün karşınızda bulunmayacaktım, şehit olacaktım” diyen Çiçek’e salondakiler tepki gösterdi.

Hakan Çiçek, sabah 08.00 sularında tel örgülerin arasından çıkıp dışarıdaki tarlaya geçtiğini, yaklaşık 2 saat uzakta gördüğü bir köye doğru yardım istemek için yürümeye başladığını söyledi. Yolda iki jandarma aracı gördüğünü ve bu araçlara doğru yürüdüğünü belirten Çiçek, jandarma aracının da tarlaya girip kendisine yöneldiğini dile getiren Çiçek, kendisini tanıtıp kimlik kontrolünün ardından araca bindiğini ve jandarma karakoluna gittiklerini anlattı.

Aleyhindeki tanık beyanlarını kabul etmeyen Çiçek, “Ailemden bazı kişilerin Gülen’in koruması olduğu öne sürülüyor. İkinci iddia ise benim kurmay subayların abisi olduğum. Bu şahsın burada iddialarını açıklamasını istiyorum. Benim akrabamdan biri bu adamın koruması olsa bu beni bağlayan bir suç mudur? Ben kurmayların abisi olsam o güçle kendi kardeşimi kurmay yapmaz mıydım? Benim kardeşim düz subay, yargılanıyor. O gece Akıncı Üssü’ndeymiş. İddianamesinden anladığım kadarıyla hiç uçuş yapmamış, bir kenara çekilmiş. Eğer yargılama sonucu suçlu bulunursa cezasını çeksin” dedi.

Bank Asya’ya yatırılan para soruldu
“Yılda 6-7 kez yurt dışı, 30 kez yurt içi seyahati, 4 şirketi, ABD’de şirketi, 200 çalışanı olan, işi tamamen para kazanmak olan bir adam nasıl ‘kurmay subay abisi’ oluyor, ben çözemedim” diyen Çiçek, örgütle hiçbir bağı olmadığını, sohbetlerine gitmediğini, himmet vermediğini, kitaplarını okumadığını ve okutmadığını iddia etti.

Kod ismim bulunmadığını söyleyen Çiçek, mali yapısının incelenmesi halinde okulunun FETÖ okulu olmadığının anlaşılacağını kaydetti.

İddianamede yer verilen tespitin aksine “ByLock” kullandığı suçlamasını kabul etmeyen Çiçek, Mahkeme Başkanı Giray’ın, “Bu darbeyi kimin yaptığını düşünüyorsun?” sorusuna “FETÖ” karşılığını verdi.

Çiçek, terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen’in Bank Asya’ya para yatırılması yönündeki talimatının anımsatılması üzerine, bu bankaya hiç para yatırmadığını söyledi.

Eşinin yatırdığının anımsatılması üzerine Çiçek, “Eşim de kendine ait olan bir parayı ben seyahatteyken yatırmış. Evde durmasın diye yatırdığı bir paradır” dedi.

Çiçek’in savunmasıyla sona eren yargılamaya yarın 09.30’da devam edilecek.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü’ndeki eylemlere ilişkin davada, “kurmay subaylar abisi” olarak örgütün tepe yöneticilerinden aldığı talimatları kurmay subaylara ilettiği belirtilen, kapatılan Anafartalar Koleji’nin sahibi sivil sanık Hakan Çiçek’in savunması tamamlandı ve çapraz sorgusuna başlandı.

Savunması sırasında sık sık Türkiye ve ABD’deki şirketlerinden, ticaret hayatından, yanında 200 kişi çalıştırdığından bahseden ve 5 Temmuz’dan bir hafta-10 gün önce cep telefonunun çöktüğü yönündeki iddiasını tekrarlayan Çiçek, Mahkeme Başkanı Selfet Giray’ın, “Bu kadar yoğun insansınız, bu süre size uzun değil mi?” sorusuna, “Okulda yanımda müdürüm, çalışanlarım var, gerekirse oradan ulaşabilirler.” yanıtını verdi.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinin Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki duruşma salonunda görülen davada Çiçek’İn savunması tamamlandı.

Aralarında Anadolu Ajansının (AA) da yer aldığı bazı medya kuruluşlarının hakkındaki haberlerine tepki gösteren Çiçek, savunmasının ardından çapraz sorguya alındı.

Mahkeme Başkanı Giray, Çiçek’e, “Savcılık ifadende sanık Ahmet Özçetin’in seni Akıncı Üssü’ne cuma akşamı 20.30’da sosyal etkinlik için davet ettiğini, gittiğinde Ahmet Özçetin ile bir-iki şahıs daha olduğunu söylemişsin. Sulh ceza hakimliğinde randevuyu kimden aldığınız sorulmuş, ‘Velimiz Albay Ahmet Özçetin.’ demişsin. ‘Telefonla mı aradı?’ diye sorulmuş, ‘Yok. Daha önce okuldaki arkadaşlar görüşüyorlar.’ şeklinde beyanda bulunmuşsun. Duruşmalarda Özçetin’in Yıldız’daki okula geldiğini, orada yüz yüze görüştüğünüzü beyan ettiniz. Hangisi doğru?” sorusunu yöneltti.

Çiçek, Özçetin’in Yıldız’a geldiğini ve yüz yüze görüşmede davette bulunduğunu öne sürerek, “Telefon görüşmesi yok çünkü telefon numarası yok. Benim de telefonum onda yok.” dedi.

Akıncı Üssü’ne taksiyle gittiğini ve burada kendisini Özçetin’in aldığını söyleyen Çiçek’e, Başkan Giray, “Ahmet Özçetin’in numarası sizde yok. Sizi nasıl aldı?” sorusunu yöneltti. Bunun üzerine Çiçek, “19.30-20.00’de orada oldum. 5-10 dakika dolaştıktan sonra geldi, beni aldı. Herhangi bir haberleşme olmadı. Zaten aksilik olursa nizamiyeye gidip ismini söyleyip içeri alınabileceğimi söyledi.” diye konuştu.

“15 yıl önce kimsede telefon yoktu”
Mahkeme Başkanı Selfet Giray, iddianamede, 16 Temmuz’da yakalandığı sırada üzerinde bulunan cep telefonunun fabrika ayarlarına döndüğüne yer verildiğini hatırlattı.

Çiçek, telefonunun, kızının iPad’ine indirdiği oyun programları yüzünden çöktüğünü, özel program yüklemediğini, çocuğunun indirdiği programların kendi telefonuna da yüklendiğini öne sürdü ve telefonunun fabrika ayarlarına döndüğünü iddia etti.

Giray’ın yönelttiği sorular ve Çiçek’in yanıtları şöyle oldu:

Giray: Savunmanızda ticari faaliyetlerinizden bahsettiniz. Birçok alanda şirketleriniz var. Uzun yıllardır aynı telefonu kullanıyorsunuz. Telefonunuzun çöktüğünü söylemişsiniz. Bu ne zaman oldu?

Çiçek: Bir hafta-10 gün

Giray: Çok yoğun bir insan olduğunuzu anlattınız, yüzlerce işçiniz var, ticari faaliyetiniz var, 10 gün telefonsuz mu kaldınız?

Çiçek: Bir hafta-10 gün, doğrudur efendim.

Giray: Hiç kimseyle irtibat kurmuyorsunuz…

Çiçek: Eşim, çocuklarım yanımda. Bayramı beraber geçirdik. Hepsinin telefonu var.

Giray: Faaliyetiniz çok yoğun ya, size biri mutlaka ulaşmak ister. Bir başka telefon almayı ya da hat almayı düşünmediniz mi?

Çiçek: Hayır. Cumartesi günü de telefonu kurulum yaptırmak için kendime göre plan yaptım. Telefonun kapalı olmasının başka sebebi yoktur.

Giray: Bu süre size uzun değil mi? Bu kadar yoğun insansınız.

Çiçek: 27 yıldır ticaret yapıyorum, 15 yıl önce kimsede telefon yoktu. Telefon olmadığı zaman hayat durmuş muydu?

Giray: Aksama olmadı yani.

Çiçek: Herhangi bir aksama yok. Okulda yanımda müdürüm, çalışanlarım var, gerekirse oradan ulaşabilirler. Olsaydı zaten 155-156 ilk arayacağım yerlerdi.

Giray: Bu telefon fabrika ayarlarına döndürüldüğü için bilirkişiler telefon içinde çalışma yapamamış. SIM kartta da herhangi bir kayda rastlanmamış yani, 27 yıllık, 15 yıllık, neyse telefon bilgilerinin tümü silinip gitmiş mi?

Çiçek: Silinip gitmez. Turkcell’de hepsinin yedeği var. Bunu defalarca yaptım.

Giray: Bir hafta size sıkıntı yaratmadı yani.

Çiçek: Yaratmadı.

“Ahmet Özçetin’in misafiriyim”
Başkan Giray, “13 Temmuz’da Ankara’ya geldiniz, kardeşiniz Gökhan Çiçek’in evinde kaldınız. Sanık Ahmet Özçetin ile onun evinde mi karşılaştınız?” diye sordu.

Çiçek, Özçetin ile iki gün önce karşılaştığını hatırladığını ifade ederek, “Herhangi bir problem olursa Ahmet Özçetin ismiyle nizamiyeden girebileceğim için de rahattım.” dedi.

Başkan Giray, “Zaten öyleymiş. Nizamiyede nöbetçiler oluşturulduğunda ya ‘Yurtta Sulh’ parolasını söyleyenler ya da ‘Ahmet Özçetin’in misafiriyim.’ diyenler alınmış.” dedi, ardından, “İçeri girdiniz. Cumhurbaşkanı’nın konuşması saat 00.00. Ondan sonra vatandaşların meydanlara inmesi söz konusu yani 3,5 saatlik süreç var. Ondan sonra nizamiyenin dışı kalabalıklaşmış olabilir. Niye çıkamadınız?” sorusunu yöneltti.

Çiçek, soru üzerine şunları söyledi:

“Özçetin benim yanımdan ayrıldıktan sonra, saat 21.00 civarında kendisinin gelmediğini görünce nizamiyeye, tekrar sosyal faaliyetin olup olmayacağını öğrenmek için giderken hareketliliğin başladığı an o an. Nizamiye kapısına ben ulaşamadım. Yürüyerek geldiğimi gören askerler, ‘Herkes evine gitsin, terör saldırısı var. Giriş çıkış yasak.’ diye bağırıyorlardı. Lojmana geçtim, ‘Bir-iki saat daha bekleyip çıkarım’ diye düşünüyordum. O saatten sonra kapıdaki hareketlenmeyi gördüm. Uçak, helikopter sesleri başlamış. Orada kendimi gece yarısına kadar gizledim. Ahmet Özçetin’e herhangi bir şekilde ulaşamadım.”

Lojman bölgesinde biraz dolaştığını söyleyen Çiçek, “Hiçbir asker, ‘Ne geziyorsun lojman bölgesinde?’ diye sormadı mı?” sorusuna, “Oralarda asker yoktu.” karşılığını verdi.

Çiçek, ağaçların, çalıların arkasında oturarak gece yarısına kadar beklediğini öne sürdü.

Giray’ın, Bank Asya hesaplarına ilişkin sorusuna ise Çiçek, “Bank Asya’da hesaplarım var ama ticari bir çalışmam, kredi kullanmam yok. Restoranımın yanı Bank Asya şubesiydi.” yanıtını verdi. Çiçek, bazı şubelerdeki hesaplarının iş yerlerinin müdürlerince açılmış olabileceğini iddia etti.

Başkan Giray, “Değişik tarihlerde 5-6 tane hesap açılmış, kapatılmış.” dedikten sonra, “Sanık Ahmet Özçetin sizi tanımadığını, Akıncı Üssü’ne davet etmediğini söylemiş.” ifadelerini kullandı.

Çiçek, bunun üzerine, “Hakkında bu salonda en fazla yalan haber yapılmış insanım. Bir akrabamın da şu anda beni tanımamasını normal karşılarım. Afaroz edilmiş bir insanım. Bu adam neye göre bunu söylediyse cevabını versin. İddianameden okuduğum kadarıyla birçok şeyi zaten kabul etmiyor.” diye konuştu.

Giray, iddianamede ifadesine yer verilen “Hasan Polat” adlı kişinin, “1994’ten sonra, ‘murakıp’ dediğimiz, 3-5 subaydan sorumlu kişiler, esnaflık yapmaya başladılar. Cemaatin sermayesiyle kurulan bu işler paravan olarak bugüne kadar devam etti. ‘Hakan Çiçek’ isimli şahıs da murakıp görevine devam etmektedir.” dediğine işaret etti. Ayrıca, Giray, FETÖ/PDY yöneticisi birçok isimle temasının olduğunu anımsatarak, Çiçek’e, “Bu tesadüf müdür?” sorusunu yöneltti.

Çiçek, şunları kaydetti:

“FETÖ/PDY yöneticisi bin tane midir? Ben 11’iyle temas kurmuşum. Hasan Polat, bu adam 2002’de cemaatten koptuğunu ifade ediyor. 17-25 Aralık’ta olan darbeye kadar bu adamın hiçbir beyanı yok. Sonrasında Temmuz’da darbe olmuş, bu adamın yine beyanı yok. Oradaki sayıya göre yüzlerce, isimleriyle tespit ettiği darbeye karışmış insan yetiştirdiğini bizzat söylüyor. 30 Temmuz’da bir yerde basılmış ve ‘İtirafçı olacağım.’ diyor. ‘Yönetici’ dediğiniz isimlerin benden alışveriş yapmış olması, tesadüfse tesadüftür. Bir referansla, ‘Bundan alışveriş yapın.’ diye yapılmış bir şey değildir.”

“Benden kurmay abisi olmaz”
Hakan Çiçek, İlkay Ateş’in, “kurmay subayların ağabeyi olduğu” yönündeki ifadesinin sorulması üzerine, bu kişiyi toplam bir veya iki kez gördüğünü, hakkındaki suçlamayı kabul etmediğini söyledi. Çiçek, “Benden kurmay abisi olmaz. Benden kurmay değil, hiçbir şeyin abisi olmaz. Ben Gökhan Çiçek’in öz abisiyim. Onun haricinde bir abilik yaftasıyla hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum.” dedi.

Çiçek, örgüt mensuplarıyla irtibatları hatırlatılıp, “Bunlarla bu kadar yolunuzun çakışması konusunda ne diyorsunuz?” diye sorulması üzerine, savcılığın uzun bir süreci ele aldığını, 20-30 yıl gibi bir zaman diliminde bu tür irtibatların makul karşılanabileceğini öne sürdü.

FETÖ ile 17-25 Aralık sürecinden önce de bundan sonra da hiçbir bağlantısının bulunmadığını savunan Çiçek, “Adamların gazetesini bile okumamışım, yanlı, yanlış olduğunu düşündüğüm için. Çocuklarımı bunların okulunda okutmamışım. Benim anlattıklarım doğrularımdır. Darbeyle bağlantımın olmadığını ifade ettim.” şeklinde konuştu.

Müşteki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vekili avukat Hüseyin Aydın’ın, 15 Temmuz’dan 2 gün önce İstanbul’dan Ankara’ya gelmesinin nedenini sorması üzerine Çiçek, yeni açacağı okulun ruhsat işlemlerini çözmek için Ankara’ya geldiğini, bunun darbeyle ilişkilendirilecek bir sebebi bulunmadığını iddia etti.

Aydın’ın, “Akıncı Üssü’ne sanıklardan eski Albay Ahmet Özçetin’in daveti üzerine sosyal etkinliğe katılmak üzere okul tanıtımı için gittim.” savunmasını hatırlatarak, askeri birlikte okul tanıtımı veya ticari bir faaliyetin mümkün olup olmadığını sorduğu Çiçek, daha önce de okulunda görevli pazarlama ekibinin askeri birliklerin lojmanlarına okul tanıtımı için gittiğini, Akıncı Üssü’ndeki etkinliğin akşam saatlerine denk gelmesi nedeniyle üsse bizzat gitmeyi tercih ettiğini savundu.

Çiçek, “2 gün önce ayaküstü kendisini albay olarak tanıtan bir kişinin daveti üzerine Akıncı Üssü’ne gittiniz. Bu, hayatın olağan akışına uygun mu?” sorusu üzerine batmak üzere olan bir okulu devralıp bin 600 öğrenci kazandırdığını belirterek, “Ben daha önce de velilerin yanına resmi kurumlara gittim. Çalışanlarımız da bunu defalarca yapmıştır. Bizzat gitmemin sebebi yüz yüze tanıştığımız için rahat bir şekilde gider, akşam okulumu tanıtır gelirim diye düşündüm.” dedi.

“Üs bölgesini görmedim”
“Akıncı köyü sizin bulunduğunuzu öne sürdüğünüz lojman bölgesinden uzakta ama 143. Filo’ya yakın bir yerde. Dolayısıyla lojman bölgesinden kaçsaydınız TUSAŞ ve TAİ tarafına, otobana doğru gitmeniz gerekirdi fakat siz tam ters bir yerde, filo bölgesine yakın bir noktada Kemal Batmaz ve Harun Biniş ile yakalandınız. Bu, mümkün mü?” sorusuna karşılık Çiçek, Akıncı Üssü’nde lojman bölgesinde bulunduğu, filoların olduğu kısma geçmediği yönündeki iddiasını tekrarladı.

16 Temmuz günü sabah saatlerinde tellerin kenarından yürüyüp uygun bir yerden çıktıktan sonra uzakta gördüğü köye doğru yardım almak amacıyla yürüdüğünü savunan Çiçek, “Üs bölgesini hiçbir şekilde görmedim. Yürüdüğüm yol 2,5 saatlik bir yer. Ben orada gizli saklı bir adam değilim. Beni orada gören biri varsa çıksın, şahitlik yapsın. Ben orada bulunmadım.” diye konuştu.

Davet edildiği sosyal etkinliğe gelen başka bir sivil görüp görmediği sorulan Hakan Çiçek, başka bir sivil görmediğini ifade etti. Çiçek, soru üzerine istihbarata karşı koyma eğitimi almadığını savundu.

Hakan Çiçek, kendisine 6 milyon 700 bin dolar para gönderen Muaz Güngören’i, emlak alışverişi sırasında tanıdığını iddia etti. Bu kişinin babasının “FETÖ imamı”, kendisinin de FETÖ’cü olduğunun söylenmesi üzerine Çiçek, bu konuda bilgisi olmadığını, söz konusu paranın da FETÖ ile ilgisinin bulunmadığını öne sürdü.

Çapraz sorgu sırasında sanıklar ile izleyiciler arasında gerginlik çıkması üzerine mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdi ve salonun boşaltılmasını istedi.

Kolluk güçleri, Mahkeme Başkanı’nın talimatıyla salonu boşalttı.

Konserler

NationalTurk

NationalTurk Haber Merkezi, En Son Haberleri Gündemi, Spor Haberlerini, Ekonomi, Seyahat, Magazin, Politika ve Son Dakika Haberlerini en doğru ve objektif şekilde size ulaştırır.NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu