NationalTürk yorumcularımızdan Ersin Afacan bu haftaki yazısında, Şenol Güneş ‘in TFF ‘nin dergisi Tam Saha ‘ya verdiği röportajında kullandığı bazı ifadeleri yorumladı.

Şenol Güneş TFF röportajı : Düşünce Devrimi

TFF’nin aylık dergisi Tam Saha’nın Şubat sayısına röportaj veren Şenol Güneş’in bazı ifadelerini yorumlamak istiyorum.

1. “Antrenör olarak biz eğiticiyiz ama birinci görevimiz yarışmacılık. Dolayısıyla yarışma yapan antrenör, oyuncunun eğitimiyle uğraşmaz.”

Şenol hoca haklı. Zaten uğraşmak istese de bir antrenörün bu konuda ne bilgisi, ne görgüsü ne de zamanı yeterli olur. Peki bir sporcu kendi gelişimini nasıl sağlayacak? Tabi ki zihinsel antrenörü ile.

2. “Bizim işimiz oyuncunun eksiklerini gidermek. Bunun için fiziksel ya da taktik antrenmanlar yaptırıyoruz değil mi? Peki, davranış bozukluklarını gidermezsek bunlar ne işe yarar?”

Mental antrenmanın önemini ve faydasını anlatan bu ifadeleri ayakta alkışlıyorum. Zihinsel (mental) çalışma olmadıkça teknik-taktik-kondisyon çalışmaları ne kadar işe yarar?

Oyuncunun karakteri de güçlü olmalı

3. “Bir oyuncunun yeteneklerinin yanında karakteri de çok güçlü olacak. Burada söylemek istediğim genel anlamdaki ahlak değil. Tenkitten ya da övgüden az etkilenen, ne yaptığını bilen, doğru analizler yaparak kendisine yön verebilen, toplumla ilişkilerini iyi kurabilen, takım içindeki dengeleri gözetebilen, baskı altında kendisini yönetebilen oyuncuları kastediyorum.”

Şenol hoca burada mental antrenmanın hedeflerini özetlemiş. Ben de 2001’den bu yana mental antrenmanlarımla gerek takımlarımda gerekse sporcularımda bu hedeflere ulaşmaya ve onlara olumlu alışkanlıklar kazandırmaya çalışıyorum.

4. “Oyuncu istediği zaman benim işim kolay ama istemiyorsa ona bir şey veremem. Köyde inekleri otladıktan sonra su içmeleri için dere kenarına getirirlerdi. İneklerin hepsi istisnasız oraya gelirdi ama iş su içmeye geldiğinde, isteyen içer, isteyen içmezdi. Dere kenarına getirirsiniz fakat içmek istemeyene zorla su içiremezsiniz.”

Bu ifadelerin benzerini ben de sürekli söylüyorum. Çünkü mental antrenmanın 3 temel prensibi vardır. Gizlilik-Gönüllülük-Devamlılık. Sporcu sadece fiziksel antrenmanda değil mental antrenmanda da gönüllü olmalıdır. Bu sezon başında, büyük umutlarla geldiği FB’de istediği performansı sergileyemeyip bir Anadolu takımına transfer olmuş genç bir futbolcuya mental antrenmanı teklif ettiğimde bana verdiği cevap şu olmuştu: “Ben normal antrenmanı bile zor yapıyorum. Mental antrenmanı hiç yapamam.” Şimdi bu oyuncu devre arasında düşük performansı nedeniyle takımdan gönderildi.

5. “Bizim işimiz dere kenarına getirmek, içenleri kurtarmak, içmeyenleri de kesmek. Sabrın da bir sonu var, olmaz mı? Biz kurum için çalışıyoruz.”

Her sporcuya az veya çok şans gelir. Yani her sporcuya birkaç kez fırsat gelir. İşte bu durumlarda sporcunun bu fırsatları değerlendirmesi için zihinsel açıdan sağlam ve güçlü olması gerekiyor. Çünkü profesyonel sporda kimsenin sonsuz kredisi yoktur.

Düşünce devrimi yapmalıyız

6. “Kriterlerimizin ne olduğu belli değil. Onun için bizim topyekün düşünce devrimi yapmamız gerekiyor.”

Şenol hoca burada felsefenin temel kavramlarından olan düşünceye atıfta bulunmuş. Düşünme; belli bir konuda yapılan zihinsel faaliyet iken düşünce; bu zihinsel faaliyetinin sonucudur. Zaten mental antrenman da duygu-düşünce ve davranış üzerine yapılan çalışmadır. Dolayısıyla bir sporcu, mental antrenman yapıyorsa düşünce devrimini gerçekleştiriyor demektir.

Ersin Afacan