AmerikaDünyaGündemManşetPolitika

“Zehirlenme korkusuyla McDonald’s ürünleri yiyor”

Maldivler Kutlu Olsun

ABD Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray’daki ilk yılını anlatan ve 9 Ocak’ta piyasaya çıkacak olan gazeteci Michael Wolff imzalı ‘Gazap ve Öfke: Trump’ın Beyaz Saray’ının İçinde’ adlı kitabın bazı bölümleri ABD basınında yayınlandı. Ses getirecek iddialar içeren kitapta Trump’ın Beyaz Saray’daki özel hayatına dair çarpıcı ayrıntılar da yer alıyor.

Washington’da şimdiden epey ses getiren Michael Wolff imzalı ‘Gazap ve Öfke: Trump’ın Beyaz Saray’ının İçinde’ adlı kitap Trump’ın Beyaz Saray’daki yaşamına dair çok çarpıcı iddialar yer alıyor.

Yazar Wolff’un iddiasına göre daha önce McDonald’s’ın ürünlerini ‘temizliği’ nedeniyle öven Trump’ın fast food gıdalarını tercih etmesi ‘daha karanlık’ bir nedene dayanıyor.

Trump’ın uzun süredir zehirlenmekten korktuğunu ve bunun da yemek tercihlerine yansıdığını öne süren Wolff “McDonald’s’tan yemeyi sevmesinin nedenlerinden biri kimsenin onun geldiğini bilmemesi ve yemeğin güvenli şekilde önceden hazırlanması” dedi.

Kitapta Trump’ın korkularının yüksek güvenlikli Beyaz Saray’ın kurallarının değişmesine de neden olduğu yazıldı.
Kitabın illgili bölümü şöyle: “Trump aslında Beyaz Saray’ı rahatsız edici ve hatta biraz da korkutucu buldu. Kendi yatak odasına çekildi. (Eski ABD Başkanı John F.) Kennedy’den beri ilk kez Başkan ve First Lady ayrı yatak odalarında kalıyor.”

“Trump ilk günlerinde halihazırda odada olan televizyona ek olarak iki tane daha istedi. Kapıya kilit isteyince Gizli Servis ile kısa bir tartışma yaşandı. Gizli Servis odaya erişimleri olduğu konusunda ısrar etti.”

Kitapta Trump’ın odasında yerde duran bir gömleği kaldırdıkları için temizlik görevlilerini ‘Eğer gömleğim yerdeyse orada durmasını istediğim içindir’ diye azarladığı belirtildi.

Wolff şöyle devam etti: “Ardından (Trump) yeni kurallar koydu: Kimse bir şeye dokunmayacak, özellikle de diş fırçasına. Ayrıca yatağının yapılmasını kendi istediği zaman temizlik görevlilerine söylüyor ve kendi yatağının örtüsünü kendisi kaldırıyor.”

Wolff kitabını bazıları kayıtlı bazıları kayıtdışı olmak üzere 200’den fazla kişiyle yaptığı görüşmelere dayanarak hazırladı. Kitapta Trump’ın hakkında çıkan olumsuz haberlerden şikayet ettiği vurgulandı.
Kitabın girişinde yer alan bir kaynağın Trump ile yaptığı 6 Şubat tarihli 26 dakikalık bir telefon konuşmasına göre Trump, görüşmede New York Times muhabiri Maggie Haberman’a ‘deli’, köşe yazarı Gail Collins’e ise ‘moron’ dedi.

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

Time dergisinin eski baş stratejisti Steve Bannon’ı ‘gölge Başkan’ olarak nitelemesine de kızan Trump “Steve Bannon’ın üzerimde ne kadar etkisi olduğunu düşünüyorsun? Sıfır! Sıfır!” ifadelerini kullandı.

Kitapta yer alan çarpıcı iddialardan biri de Trump’ın 2016 Başkanlık Seçimi’ndeki zaferine şaşırdığı oldu.
NYMag’in aktardığına göre kitabın ilgili bölümü şu şekilde: “Seçim gecesi 20.00’dan kısa süre sonra Trump’ın kazanabileceğinin doğrulanmasının ardından (Donald Trump’ın oğlu) Donald Trump Jr. bir arkadaşına babasının bir hayalet görmüş gibi gözüktüğünü söyledi. (First Lady) Melania (Trump) ise gözyaşları içindeydi ve bunlar sevinç gözyaşı değildi. Bir saatten kısa süre içinde şaşkınlık içindeki Trump önce inanamayan bir Trump’a, sonra da dehşete düşmüş bir Trump’a dönüştü. Ancak son dönüşüm sonra gelecekti: Aniden Donald Trump, ABD Başkanı olmayı hakettiğini —ve bunu yapabilecek kapasitede olduğuna- inanan bir insana dönüştü.”

Kitapta yer alan iddialardan biri de Trump’ın resmi olarak göreve başladığı yemin töreninde öfkeli olduğu ve First Lady ile kavga ettiği oldu.
Wolff kitapta şu ifadelere yer verdi: “Trump kendi kemin töreninden hoşnut kalmadı. Önemli sanatçıların etkinliği hor görmesine öfkeliydi, Blair House’daki düzene canı sıkılmıştı ve ağlamasına ramak kalmış eşiyle görünür şekilde kavga ediyordu. Gün boyunca golf oynarkenki yüz ifadesini takındı: Kızgın surat, kambur omuzlar, sallanan kollar, çatık kaşlar ve sımsıkı kapalı dudaklar”

Bu iddiaya Beyaz Saray’dan yalanlama da geldi. Beyaz Saray İletişim Direktörü Stephanie Grisham açıklamasında “Melania Trump eşinin Başkan adayı olmasını destekledi ve aslında onu bunu yapması için teşvik etti. Onun kazanacağından emindi ve kazandığında çok mutlu oldu” dedi.

Kitapta İngiltere’nin eski Başbakanı Tony Blair’in, Trump’ı, İngiliz istihbaratı tarafından dinlendiği yönünde uyardığı da iddia edildi.
Blair’in geçen yılın şubat ayında Trump’ın damadı Jared Kushner ile bir araya geldiği ileri sürüldü. İddiaya göre Blair, Kushner’e, İngiltere’nin İletişim ve Dijital İstihbarat Kurumunun (GCHQ), Trump’ın kampanya ekibini izlediğini, Trump Tower’ın telefonlarını, hatta muhtemelen bizzat Trump’ı dinlediğini söyledi.

Blair’in Beyaz Saray’da gerçekleşen görüşmede, Trump yönetiminin kendisini Ortadoğu temsilcisi olarak istihdam etmesi için lobi yaptığı da öne sürüldü.

Blair’in basın sözcüsü ise Michael Wolff’un kaleme aldığı kitapta yer alan iddiaları yalanlarken, eski Başbakanın ‘ABD yönetiminin Ortadoğu temsilciliği ‘gibi bir şeyin peşinde olmadığını belirtti.

GCHQ, ilk defa geçen mart ayında Fox News televizyon kanalında bir yorumcunun dile getirdiği ve ardından dönemin Beyaz Saray Sözcüsü Sean Spicer’in yinelediği iddiayı ‘tamamen komik’ diye nitelendirmişti.

Eski Başkan Barack Obama’nın ‘iz bırakmamak için’ Trump’ın dinlenmesinde ABD istihbaratını değil, QCHQ’yu kullandığı öne sürülmüştü.

Trump da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Berbat! Obama’nın (başkanlık) zaferimizin hemen öncesinde Trump Tower’ı dinlettiğini öğrendim. Hiçbir şey bulunmadı. Başkan Obama, çok kutsal olan seçim sürecinde benim telefonlarımı dinletecek kadar nasıl alçaldı?” ifadelerini kullanmıştı.

Kitaptaki iddialardan biri de Trump’ın kızı Ivanka’nın eşi Jared Kushner ile birlikte gelecekte Ivanka’nın başkan adayı olabilmesi için anlaşma yaptığı oldu.
Wolff kitabında şu ifadeleri kullandı: “Riskleri değerlendiren Ivanka ve Jared, Beyaz Saray’ın Batı Kanadı’nda rollerini etraflarındaki herkesin tavsiyesi üzerine kabul etti. Bu ikisinin aldığı bir karardı ve bir anlamda ortak bir görevdi. İkili kendi aralarında ciddi bir anlaşma yaptı: Eğer bir gün fırsat olursa Ivanka başkanlığa aday olacak. İlk kadın Başkan Hillary Clinton değil Ivanka Trump olabilir. ‘Javanka’ sözcüğünü uyduran Steve Bannon ikilinin bu anlaşması kendine rapor edildiğinde dehşete düşmüştü.”

Kitapta ilgi çeken bölümlerden biri de Trump’ın Avustralya kökenli ABD vatandaşı medya imparatoru Rupet Murdoch’a olan hayranlığının karşılık bulmadığı oldu.
Wolff kitabında Murdoch ile Trump arasında Başkan’ın Silikon Vadisi’ndeki yöneticilerle yaptığı bir toplantı hakkındaki telefon görüşmesini aktardı.

Buna göre Trump, Murdoch’a “Bu adamlar benim yardımıma ihtiyaç duyuyor. Obama onlara çok iyilik yapmadı, çok fazla düzenleme. Bu gerçekten onlara yardım etme fırsatım” dedi.

Murdoch ise Trump’a “Donald, bu adamlar 8 yıl boyunca Obama’yı ceplerinde tuttu. Pratikte ABD’yi onlar yönetti. Senin yardımına ihtiyaçları yok” dedi.

İddiaya göre görüşmede Murdoch’ın Silikon Vadisi yöneticilerinin personel çalıştırmak için ihtiyacı olan H-1B vizeleri konusunda (uzmanlık isteyen iş alanlarında çalışmak üzere geçici olarak ABD’ye gelmek isteyen bireylere verilen vize tipi) daha liberal bir tutum almasını tavsiye etmesi üzerine ABD Başkanı ilgisizce “Bunu halledeceğiz” dedi. Murdoch ise ‘ Ne s… bir aptal’ ifadelerini kullanıp ve telefonu kapattı.

Konserler

NationalTurk

NationalTurk Haber Merkezi, En Son Haberleri Gündemi, Spor Haberlerini, Ekonomi, Seyahat, Magazin, Politika ve Son Dakika Haberlerini en doğru ve objektif şekilde size ulaştırır.NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu