ABD doğumlu yeni Katolik lider Papa Leo XIV, göreve gelişinden kısa süre sonra verdiği mesajlarla ABD Başkanı Donald Trump ile nasıl farklı bir çizgide durduğunu ortaya koydu. Sistine Şapeli’nden yükselen beyaz dumanın ardından “köprüler kurma” çağrısı yapan Papa Leo XIV, ilk sözlerinde barış ve adalet vurgusu yaptı.
Bu ifadeler, kendisinden önceki Papa Francis’in sıkça dile getirdiği “duvarlar değil, köprüler inşa edin” sözlerini anımsattı. Francis, bu ifadeyi özellikle Trump’ın göçmen politikalarını eleştirirken kullanmıştı. Görünen o ki Papa Leo XIV, bu yaklaşımı miras alarak sürdürecek.
Trump ve Vance’a yönelik eleştirileriyle tanınıyor
Kardinal Robert Prevost iken sosyal medyada Trump ve ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’a doğrudan eleştiriler yönelten Leo XIV, şubat ayında yaptığı bir paylaşımda, Vance’ın “önce yurttaşları sevin” yaklaşımının Hristiyan değerlerle çeliştiğini savunmuştu.
Göçmenlere, yoksullara ve iklim krizinden etkilenenlere dair duyarlılığıyla tanınan yeni Papa, kadınların Vatikan’da üst düzey görevlere getirilmesini savunuyor. Ancak kadınların rahibe olarak atanmasına hâlâ mesafeli olduğu biliniyor. LGBTQ+ topluluklarına karşı ise daha gelenekçi bir tutum sergiliyor.
Papa Leo: Sessiz bir özgüven
Minnesota’daki bir Katolik piskopos olan Robert Barron, Papa Leo’nun “gösterişli değil ama sessiz bir özgüveni olduğunu” belirtiyor. Bu da Trump’ın sert ve baskın karakterinden oldukça farklı bir profil ortaya koyuyor.
Seçilen papalık ismi de bu duruşu yansıtıyor olabilir. Papa Leo XIII (1878–1903) sosyal adalet ve işçi haklarını savunmuştu. Leo XIV’ün de benzer bir sosyal sorumluluk çizgisi izlemesi bekleniyor.
Trump’tan ilk yorum: Büyük bir onur
Yeni Papa’nın ABD’li oluşu, bazı kesimlerce Trump yönetimine karşı bir duruş olarak yorumlanırken, Beyaz Saray ise bu görüşe karşı sessiz kalmayı tercih etti. Başkan Trump, sosyal medya hesabında “bir Amerikalının papa olması büyük bir onur” yorumunu yaparken, JD Vance ise “başarılı görev süreci için dua edeceğini” belirtti.
Trump’a mesaj mı?
Chicago’daki Katolik Teoloji Birliği’nden Prof. Steven Millies, kardinal seçiminin “Trump’ın otoriter yaklaşımına karşı açık bir mesaj” taşıdığını öne sürdü. “Tıpkı 1978’de Sovyetler’e karşı Polonyalı bir papa seçilmesi gibi, bu seçim de çağın otoriter liderlerine bir karşı duruştur” diyen Millies, seçim sonucunun tesadüfi olmadığını savundu.
Oxford Üniversitesi’nden Kilise tarihçisi Miles Pattenden ise daha temkinli. “Papa’nın Amerikalı olması ya Trump’a karşı güçlü bir mesaj ya da sadece bir tesadüf. Ama bunun sadece vatandaşlığı nedeniyle yapıldığını düşünmek abartı olur” dedi.
“Köprüler kuracağız”
Papa Leo XIV’ün göreve başlama mesajı şu sözlerle sona erdi: “Barış ve adaleti birlikte inşa edeceğiz. Köprüler kuracağız. İnsanları değil, duvarları aşacağız.”
Yeni Papa ile ikinci kez başkanlık koltuğunda oturan Donald Trump’ın nasıl bir ilişki kuracağı ise önümüzdeki dönemde şekillenecek. Vatikan’daki gelişmeleri yakından takip edenler içinse en önemli mesaj hâlâ geçerli: “Tanrı sürprizlerle doludur.”
