Futbol

Sergen Yalçın ve Montella’nın zorunlu sorumlulukları

NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan'ın bu haftaki "Sergen Yalçın ve Montella’nın zorunlu sorumlulukları" başlıklı yazısı;

WTS ile Ayın Fırsatları

Beşiktaş’ta oynayan Portekizli Manuel Fernandes, Haliç Üniversitesi’nde bir söyleşiye katıldığı zaman ‘Türkiye’de futbol duygusal oynanıyor’ derken, gerçek bir analize dair bir zaman diliminde yaptığı gözlemler neticesinde bir düşünceye sahip olmuştu.

Duygusallığın boyutunu sadece futbol üzerinden değerlendirmek de doğru olmaz. Bu sosyokültürel bir kodun yansımasıydı.

Bu, aslında gerçeklerin baypas edilerek, algı manipülasyonunun alan bulmasına yardımcı olan kötü bir kavrama şeklidir ve feodal bir tepkimedir.

Sorgulamadan ziyade, duyular aracılığı ile olayın, nesnenin ayrımına ve bilincine varmadan, onları gerçek anlamda idrak etmeden beklentilerin cevap bulması üzerine gösterilen tepkilerin toplamıdır.

Bugünkü koşullarda futbolun yönetim mekanizması içinde tüm başkanların yaptıkları ve yapacaklarının sorgulanmasını da geçiştirecek bir silahtır.

Bunun en temiz örneği, gelen futbolcunun maliyetine bakmaksızın -asgari ücretli bir taraftarın ‘uçak inecek’ söylemi üzerinden- kulübü büyük zarara uğratacak bir transfere olumlu bakmasına ve havaalanına gitmesine neden olabilecek kadar radikal bir tetiklemeye sahiptir.

İşte tüm davranış kodlarının dışında kalan iki teknik direktörün, her şeye rağmen başarı odaklı prensipler üzerinden ve gerçeklere bağlı kalarak çalışmasını analiz etmek önemli ayrıcalıktır.

Benim için bunun temel dayanağı; her iki antrenörün de oyuna dair sistematik taktiksel belirli prensiplere sahip olmasıdır. Haliyle, bu da sahada nasıl bir oyun oynandığının da temel göstergesi olmaktadır.

Montella’nın grup maçlarının bitmesine iki maç kala ve neredeyse çıkmamızın imkânı yokken gelip takımın başına geçmesi, iki maçın alınıp gruptan çıkmamıza neden olmuştu.

Aynı şekilde, Sergen Yalçın’ın Beşiktaş’a her şeye rağmen, Ahmet Nur Çebi’nin seyirci baskısıyla anlaştığı ve sonradan gitmesi için her yolu denediği Sergen Yalçın’ın takıma gelip 13-14 kişiyle şampiyonluğu yakalaması, aynı değerlendirme üzerinden Montella ile benzerliğe sahiptir.

Tüm federasyon başkanları ile tüm kulüp başkanları duygusallığı sömürecek kadar bu politikaları iyi bilmektedirler. Kendi devamlılıkları için koşulları sağlarken, sonuçların kendi devamlılıklarını güç haline getirdiğinde o duygusallığı bu sefer kendi lehlerine kullanarak, hocalar dâhil, tüm paydaşları görünmez kılarak, her şeyi kendi amaçlarına göre yorumlamasını sağlamak için tüm yolları denemektedirler.

Montella’nın İtalyan ekolünden gelmesinden dolayı, kendi birikimlerini sadece bunun üzerinden şekillendirmesinin olumsuz sonuçları olacağını o da çok iyi bilmektedir. Montella Türkiye’de farklı bir kültürü yönetmekle mükellef bir durumdadır. İşinin temel dayanağı budur. Ne zaman bunu unutup, bunun dışına çıkarsa hem oyun olarak, hem de sonuç olarak hüsrana uğramaktadır.

Çünkü, bizdeki oyuncu kalite farklılıkları ile istikrar ve sürdürebilirlikteki kırılmalar mevkilerde büyük ayrıcalıklara neden olmakta. Bu ayrıcalıklar maalesef olumlu yönde değil, aksine, sonuç olarak başarısız olabileceğimiz içeriğe sahiptir. İşte sırf bunu yönetmek nasıl bir taktiksel değişimlere neden oluyorsa, oyun içindeki gel-gitler ile, hakeme, rakibe ve kendi arkadaşına karşı tutum ve davranışlardaki gel-gitler de sonuca etki etiği için bunları iyi tanıyıp analiz ederek yönetmek gerekir. Bu Montella’nın en büyük handikapıdır.

Sergen Yalçın bu noktada Montella’ya göre bir farklığa sahiptir. 25 yıldır kulübe büyük zarar veren tüm başkanlara göre bir ayrıcalığı vardır. Sergen Yalçın 25 yıl içinde başkanlık yapanların sahip olmadığı kulüp kültürüne ve kulübün tarihsel kodlarına sahiptir.

Sergen Yalçın, tüm başkanlar ne kadar zarar verdiyseler onlardan çok daha fazla fayda sağlamıştır.

Sergen Yalçın her iki gelişinde de var olan kadro üzerinden başarı yakalamaya çalıştı. Kendi iradesiyle kadro kuramadığı gibi böyle bir olanak Çebi zamanında varken bile sağlanmadı. Ve var olan kadroyu oynatıp başarılı olmak, ancak duygusallığı bir kenara bırakarak, eldeki verileri iyi analiz edip onun üzerinden bir oyun şablonu çıkarmakla olacağını iyi bilecek donanımda bir antrenördür. Harcanan parayla kurulan kadronun birbiriyle hiçbir alakası olmamasına rağmen ve başkanın günahını da yüklenerek bu süreci yönetmek zorundadır.

Montella bu konuda Sergen Yalçın’dan daha avantajlı gözükse de, finalde oynayacağı takımların futbol ekolüne sahip ve futbola yön veren ülkeler olması onun için de sürecin zorluğunu ortaya koymaktadır. Adana Demirspor ile bu ligde ortaya koyduğu performans neyin bu lig için olması gerekeceğinin cevabını zaten vermişti. Şimdi ise süreç daha farklı…

Her iki teknik adam ülkede oynanan futbol için büyük şanstır.

Yönetenlere rağmen büyük şanstır.

Sergen Yalçın – NationalTurk

Yunanistan Golden

NationalTurk

NationalTurk gazetesi, yazarları ve yorumcuları en doğru ve tarafsız olarak gündeme dair en önemli haberleri size ulaştırır. NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

Maldivler Turu
Başa dön tuşu