ManşetRöportaj

NationalTurk yorumcusu Dr. Özkan Eroğlu dövmelerini anlattı

Maldivler Kutlu Olsun

nationalturk ozkan eroglu roportajNationalTurk yorumcusu Dr. Özkan Eroğlu, Milliyet Gazetesi ‘nden Pelin Çini ‘ye dövme sanatına duyduğu ilgiyi anlattı.

Sanat Tarihi uzmanı ve eleştirmeni Dr. Özkan Eroğlu, ünlü sanatçıların eserlerinin dövmeleriyle dolu olan kolunu Milliyet ‘e anlattı.

NationalTurk ‘te yer alan yazılarıyla büyük ilgi gören Özkan Eroğlu ‘nun dövme röportajı da büyük yankı uyandırdı.

Makaleleri, eleştirileri, kitapları, renkli kişiliği ile öğrencileri başta olmak üzere kültür- sanat camiasından birçok kişinin övgü ve saygıyla  bahsettiği Özkan Eroğlu röportajını paylaşıyoruz;

İşte Dr. Özkan Eroğlu ‘nun röportajı;
Sanat tarihi dersleri veren Dr. Özkan Eroğlu’nun kolları, ünlü sanatçıların eserlerinin dövmeleriyle dolu

Birçok kez “Dövmenin modası olmaz, bu bir sanat” dedim. Dövme deseni tavsiyesi isteyenlere de ısrarla kişinin bedeninde taşıyacağı şeyi kendisinin bulması gerektiğini, bunun şapka ya da ayakkabı gibi aksesuar olmadığını anlatmaya çalışıyorum. Dilimde tüy bitti. Neyse ki bu hafta karşıma söylediklerimi destekleyen biri çıktı. Sanat tarihi uzmanı, akademisyen ve yazar Dr. Özkan Eroğlu “Kişi bedenini desenlerle donatıyorsa onlarla illa bir şeyler anlatmalıdır” diyor. Eroğlu’nun sol kolunda dövmeden bir müze var. “Arm Museum” (Kol Müzesi) Eroğlu’nun omzundan başlayıp bileğine kadar iniyor. Müzede 14-20’inci yüzyıllarda yaşamış önemli sanatçıların eserleri var.

ozkan eroglu dovme“Arm Museum” projesi nasıl oluştu? Dünyada bir benzeri var mı?

2008’de annemi kaybettim. Bu beni psikolojik açıdan çok etkiledi ve dövme sanatına karşı ilgim arttı. Dövme benim için terapik bir uygulama oldu. Sonat’ı bir arkadaş tavsiyesiyle buldum. İlk dövmem ‘Arm museum’ yazısının altındaki desendir. Bu, aynı zamanda müzemizin logosu. İlk başta sadece onunla kalacaktım ama sonra düşündüm. Ülkemizde büyük bir müze sıkıntısı var, özellikle de batı sanatının geçtiği süreçlerin sergilendiği bir müze yok. Ben de bir sanat tarihi uzmanı olarak dövme sanatı ile kendimi terapi ediyorum, ikisini birleştireyim dedim. Bu arada araştırmalarım sonucunda söyleyebilirim ki bunun dünyada bir eşi daha yok.

* Bizi müzede gezdirir misiniz?

Kolumun iç tarafında dirsek altında logo var. Oradan giriyoruz. Sonra omuz başından aşağıya doğru iniyoruz. Genel anlamda bakarsan dirsek üstü bölge Rönesans, dirsek altı Rönesans sonrası diyebiliriz. Omuzda Floransalı ressam Giotto’nun “Altın Kapıda Buluşma” isimli resmi var. Özelliği, ilk defa dinsel temalı bir resimde mavi rengin kullanılmış olması. Giotto bu hareketiyle naturalizmi başlatmış. Giotto’nun resminin etrafına da Giorgione’nin Venüs’ünü, Bruegel’in oduncusunu ve Dürer’in tavşanını yerleştirdik. Hepsi yaşadıkları dönemler için ilklere imza atmış isimler. Kolun ortasına doğru da Yüksek Rönesans sanatının zirvesi sayılan Michelangelo’nun “Davut” heykelinin yüzünü yerleştirdik. Bu heykel sanatta deformasyonu başlattığı için önemlidir. Davut’un arkasına da Yunan kökenli İspanyol sanatçı El Greco’nun “Laocoon”u var. Böylece müzenin Rönesans bölümü bitmiş oluyor. Damarların bulunduğu bölgede Barok sanatının önemli örneklerinden Caravaggio’nun “Medusa”sı bulunuyor. Hemen yanında Goya’nın “Sardine’nin Gömülüşü” eserinden bir detay var. Goya’dan sonra da William Turner’ın “Yağmur, Buhar ve Hız” ve Monet’in “Rouen Katedrali” resimleri görebilirsiniz. Kolun sonlarına doğru da post empresyonist Cèzanne’ın Provence yoluna, ve Kübizm’in gerçek babası Braque’ın “Çıplak”ına ile Malevich’in “Siyah Kare”sine rastlayabiliriz. Son eser de pop sanatının temellerini atan Duchamp’ın “Bisiklet Tekerleği”. Kısacası bu müzede 14’üncü yüzyıldan 20’inciye kadar sanatın öyküsünü izlemiş oluyoruz.

ozkan eroglu roportaji

* Müzede neden Da Vinci, Picasso ya da Warhol gibi daha popüler isimlerin eserleri yok?

Belki o isimlerin eserleri olsa sokakta görenler dövmelerin anlamlarını daha net anlarlar ya da bu proje daha hızlı dikkat çekerdi ama bu işin bir felsefesi var. Çağının önündeki ve geri planda kalmış sanatçıların işlerine yer verdik.

Öğrencilerine ders anlatırken kolundaki dövmeleri gösteriyor

* Sokakta nasıl tepkiler geliyor? Siz üniversitelerde ders veren bir akademisyensiniz. İnsanlar yadırgıyorlar mı?

Soranlar var ama anlatmaya kalksam bir saat süreceği için geçiştiriyorum. Çok ısrar ederlerse de oturup müzeyi gezdiriyorum. “Bu kadar dövmeye ne gerek vardı abi?” diyenler de oluyor. Neyse ki dövme artık Türkiye’de çok popüler. Alıştı insanların gözleri ama bu popülerlik benim biraz canımı sıkıyor. Zira dövme ciddi bir sanat ve dövmeli insanlar da yürüyen sanat eserleri. Bu bakış açısının oturmasını diliyorum. Uludağ, Yeditepe ve Işık üniversitelerinde sanat tarihi dersleri verdim. Hiç kötü tepki almadım. Derslerde dia kullanıyorum. Duvara yansıtıyorum resimleri ama bazen kolumun üzerinden de anlatıyorum. Öğrencilere enteresan geliyor.

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024
Konserler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu