
İspanya’da Bakanlar Kurulu, İsrail’e yönelik silah ambargosunu düzenleyen kararname yürürlüğe girdikten yalnızca üç ay sonra ilk istisnayı uygulamaya koydu. Hükümet, savunma ve çift kullanımlı askeri malzemelerin transferine izin vererek, kendi çıkardığı düzenlemeyi “ulusal çıkar” gerekçesiyle esnetti.
Resmi gerekçe: “Ulusal çıkar”
İspanyol hükümetinin resmi açıklamasına göre, söz konusu izinler, Real Decreto-ley 10/2025’te yer alan “istisnai durum” maddesi kapsamında verildi. La Moncloa tarafından yayımlanan notta, kararın “istisnai nitelikte” olduğu vurgulanırken, uygulamanın yasal dayanağının kararnamenin ek maddesi olduğu belirtildi.
İzin verilen transferlerin, askeri nitelikli A400M, A330 MRTT, C295 ve SIRTAP projeleriyle bağlantılı olduğu aktarıldı. Hükümet, bu projelerin “yüksek sanayi ve ihracat potansiyeline” sahip olduğunu, ilişkilerin kesilmesinin istihdam, savunma sanayii ve ülkenin “stratejik özerkliği” açısından olumsuz sonuçlar doğuracağını savundu.
Gazze bağlamı ve uluslararası raporlar
Bu karar, Gazze’de devam eden savaşın uluslararası alanda ağır suçlamalara konu olduğu bir dönemde alındı. Birleşmiş Milletler bünyesinde kurulan bir soruşturma komisyonu, İsrail’in Gazze’deki eylemlerinin 1948 Soykırım Sözleşmesi kapsamında değerlendirilebileceğini belirtti. Raporda, sivil nüfusa yönelik kitlesel öldürmeler, yaşam koşullarının kasıtlı olarak yok edilmesi ve kolektif cezalandırma uygulamalarına dikkat çekildi.
Filistin Sağlık Bakanlığı’nın 22 Aralık tarihli verilerine göre, Donald Trump’ın Mısır’da duyurulan sözde “barış planı” sonrasında en az 405 Filistinli İsrail saldırılarında hayatını kaybetti.
İspanya’ya sert tepki
Karara en sert tepki, İsrail ile silah ticaretinin sonlandırılmasını savunan sivil toplum örgütlerinden geldi. Filistin’le Dayanışma için kurulan RESCOP öncülüğündeki “İsrail’le Silah Ticareti Dursun” kampanyası, hükümetin adımını “yasadışı, gayrimeşru ve ahlaki olmayan” bir karar olarak niteledi.
Açıklamada, İspanya’nın soykırım iddiaları karşısında uluslararası hukuk yükümlülüklerini ihlal ettiği, kamuoyunun yıllardır sürdürdüğü silah ambargosu talebinin görmezden gelindiği ve hükümetin Filistin’e destek söylemiyle fiili uygulamalar arasında derin bir çelişki bulunduğu savunuldu. Kararname için “deliklerle dolu bir süzgeç” benzetmesi yapıldı.
“Ambargo göstermelik”
İstisna maddesinin kullanılacağı yönündeki eleştiriler, kararname Meclis’ten geçerken de gündeme gelmişti. Podemos, ambargonun gerçek bir silah ticareti yasağı getirmediğini savunmuştu. Partinin Genel Sekreteri Ione Belarra, düzenlemenin “sahte bir ambargo” olduğunu söyleyerek, İspanya’nın İsrail’le askeri ilişkilerini fiilen sürdürmeye devam edeceğini dile getirmişti.
İlk uygulama tartışmayı büyüttü
Bakanlar Kurulu’nun aldığı bu karar, eleştirileri doğrular nitelikte oldu. Kararname ilk kez, silah transferlerini durdurmak için değil, askeri sevkiyatlara izin vermek amacıyla kullanıldı. Hükümetin Filistin halkını savunduğunu vurgulayan açıklamaları sürerken, savunma sanayii ve askeri iş birliklerinin korunması dikkat çekti.
Ortaya çıkan tablo, ambargonun başından itibaren kalıcı bir yasak olarak değil, artan toplumsal ve uluslararası baskıyı yönetmeye dönük siyasi bir araç olarak tasarlandığı eleştirilerini yeniden gündeme taşıdı.






