‘Zincire bir halka daha eklendi’: Hayatları ihmalle değişen anneler Kartalkaya yangınını nasıl izledi?
'Zincire bir halka daha eklendi': Hayatları ihmalle değişen anneler Kartalkaya yangınını nasıl izledi?

Türkiye, Mısra Öz’ü 2018 yılında dokuz yaşındaki oğlu Arda’nın hayatını kaybettiği Çorlu tren kazasıyla tanıdı.
Öz, o günden beri yedisi çocuk 25 kişinin ölümüne neden olan kazanın mahkemesini adım adım takip ediyor.
Kazanın ana nedenlerinden birinin Kapıkule – İstanbul arasında tren raylarının bakımının ihmal edilmesi olduğu mahkeme kayıtlarına geçti.
Öz bu nedenle kaza sonrasındaki adli süreci “ihmal cinayeti davası” olarak tanımlıyor.
Bolu Kartalkaya’da 36’sı çocuk 78 kişinin öldüğü Grand Kartal Otel yangınını da bu duygularla izlediğini söylüyor.
“Biz bu ülkede güvende değiliz. İlk duyduğumda hissettiğim duygu buydu” diyor:
“İhmal cinayetiyle karşı karşıyayız ve bu cinayetler gün geçtikçe artıyor. Hiç kimse sorumluluk almıyor, hiç kimse ceza almıyor.”
21 Ocak’taki Kartalkaya yangınıyla ilgili şu ana kadar aralarında otel sahipleri ve belediye yetkililerinin de olduğu 19 kişi tutuklandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3 Şubat’ta “Acımız da öfkemiz de halen çok büyük” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bir gecelik hasılatını ‘masraf olur’ diyerek yangın tedbirlerine harcamayan aç gözlüler başta olmak üzere ihmali olan kim varsa tek tek hesap sorulacaktır” dedi.
Kartalkaya’da yakınlarını kaybeden aileler de bir araya gelerek kendi hukuk mücadelelerini başlatmak için görüşmelere başladı.
‘Günlerce, haftalarca nöbet tuttuk’
Ancak ihmal davalarını yaşayan aileler yasal sürecin uzun ve meşakkatli olduğuna dikkat çekiyor.
Mısra Öz, tren kazasından sonra açılan davada ilk aşamada dört alt düzey memur sanığın yargılandığını söylüyor.
“Bunu 13 sanıklı bir dava dosyası haline getirebilmek için çok emek verdik” diyen Öz, süreci şöyle anlatıyor:
“Altı yıl boyunca ben işimi bıraktım, çalışmayı bıraktım, oturdum dava dosyalarını okudum. Nereye gidilecekse hangi kanala gidilecekse her yere en önde gittim.
“Konuştum, anlattım, hiç sıkılmadan anlattım. Sokaktaki insanlara bile anlattım. Anayasa Mahkemesi, Çorlu adliyesinin önü. Günlerce haftalarca nöbet tuttuk.Trenin geçtiği her yerde, her istasyonda nöbet tuttuk ve olayı anlattık.”