Mental (zihinsel) antrenman; teknik, taktik ve kondisyon olarak maça hazırlanan sporcuyu ve takımı zihinsel olarak da maça hazırlamaktır.
Yani mental antrenman, duygu-düşünce-davranış üzerine yapılan çalışmadır. Ben buna “3D” diyorum. Kökeninde felsefe vardır. Bildiğiniz gibi spor felsefesi; varlığın özünü, nedenlerini ve ilkelerini, derinliğine ve bütün yönleriyle inceler. Burada varlık derken sporcu ve takımı, bütün yönleriyle derken psikoloji, sosyoloji, sosyal psikoloji ve mantık kastedilmektedir.
Zaten “Felsefe Grubu” bu bilim dallarını kapsamaktadır. Dolayısıyla mental antrenman yaptırdığım sporcularıma, felsefe grubuna ait spor felsefesi ve olimpizm ile bazı kitapları okumaları için tavsiye ediyorum. En son tavsiye ettiğim kitap, ABD’deki City College of New York’da bir felsefe profesörü olan Lou Marinoff’un yazmış olduğu “Felsefe Hayatınızı Nasıl Değiştirir?” adlı kitaptır. Amerikan Felsefe Uygulamacıları Birliği’ne de üye olan Marinoff pek çok insana danışmanlık yapıyor.
Felsefe ile insanlarımızın arasının iyi olmadığını düşünürsek bir felsefe profesörünün insanlara danışmanlık yapması size ilginç gelebilir. Adı geçen kitabın 307.sayfasında bakın Marinoff neler yazmış? “Bir Çinli usta herhangi bir sanat dalını ustalıkla uygulayabilmek için o sanatı üç seviyede anlamak gerektiğini söylemişti: Teknik (ya da fiziksel), düşünsel (ya da zihinsel) ve bütünsel (ya da manevi).
Spor felsefesi nedir? Aynısı sporlar için de geçerlidir. Bir oyuncu yetiştirmek için 15 yıl gerekir. Vuruşları öğrenmek için beş yıl (teknik), vuruşları oyunda nasıl kullanacağını öğrenmek için beş yıl (fikir seviyesi) ve nasıl kazanılacağını öğrenmek için beş yıl daha (bütünleşme seviyesi). Oyunu benimsemek için oyunun ruhunu hissetmeniz gerekir: Baskı altındayken puan almak ya da rakibinizin servisini kesmek ya da maçı kazanmak için kendi yönteminizi bulun. Arada sırada, üzerinde bilinçli bir şekilde düşünmeden vuruşlar yapacaksınız.
İşte o zaman oyunun ruhunu yakalamış olacaksınız. Sporcular bu duruma ‘sahada olmak’ diyor. Sahada olduğunuz zaman her şey kendiliğinden ve kolayca gelişir. Sahada zaman yavaşlar ve endişe ya da aciliyet hissi kalmaz. Tekniğiniz çaba gerektirmez, fikirleriniz tam yerindedir, vuruşlarınız bilince gerek kalmadan kusursuzdur. Ruhunuz, oyunun ruhuyla birleşir. Oyun sizsinizdir.
O gün kazanacağınıza şüphe yoktur! Fakat saha size uzak geldiğinde zorlanırsınız. Tekniğiniz bozulur, vuruşlarınız başarısız olur, oyun zevk vermez, oyuncular canlılığını yitirir, kelimenin tam anlamıyla oyunun ruhunu kaybederler.” Dolayısıyla felsefe danışmanlığı konusunda kapsamlı ve bilgilendirici bir eser olan bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. Çünkü nasıl ki bedenimizin sağlıklı olması için gıdaya ve suya ihtiyacı varsa zihnimizin de sağlıklı olması için spor felsefesine ihtiyacı var. Tabii ki sporcuların da mental antrenmana!…
