En Son HaberlerFutbol

Franz Beckenbauer’in futbol imparatorluğu

NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan'ın Franz Beckenbauer ile ilgili kaleme aldığı yazı;

Yurt Dışı Konserler

İmparatorluk krallıkların üzerinde rütbe ve mevkiyi ifade eder. Ve bir kültür hegemonyasının egemenliği üzerine kurgulanır.

İmparator gücünü elde etmesiyle kendi düşünce ve stratejilerini kuvvetli bir hiyerarşi üzerinden tasarlayarak bir yönetim mekanizması oluşturur.

İşte Alman futbol ekolünün en üst seviyeye çıkmasındaki tasarımın sahibi Franz Bechanbauer’dir.

Beckenbauer aynı Pele gibi, oyuncu olarak ulusal futbolcu kalıp dünya üzerinde büyük etki yapan bir profile sahipti.

Her üst düzey oyuncunun sosyal boyutunu tamamlayan keskin bir kod vardır.

Beckenbauer’in de oyun yapısındaki özelliğinin temelini oyun disiplininde yatar, Alman olmasının genetik kodundaki gerçeklik ile beraber, topa olan yatkınlığı ile tüm maç boyunca oyuna aynı tepkiyi göstermesi ve takım arkadaşlarının oyuna katkısındaki yönlendirme becerisi-ki bu farklılık sanırım Beckenbauer ve Cruyff’u diğer oyunculardan ayıran özellik olarak çok etkiliydi-onu farklı kılan ve tüm bunların yanında onu lider yapan özelliğiydi.

Liderlik özellikleri, baskın oyun karakteri ve ilk isminin Franz (Avusturya imparatorlarını hatırlatması) olması bu lakabı almasını sağlamıştır.

Beckenbauer için futbol sürecinin kurgusundaki değer, bir yıkılıştan-yıkıştan ve utançtan çıkışın dünyaya kabullendirme azmi ile bütünleşerek futbol sahasında onun ile var olmuştu.

Yetiştiği süreci göz önüne alırsak, yıkılıştan var oluş sürecindeki tüm geçişleri görerek ve onları yaşam kurgusu içinde kullanarak, ki zaten kullanmak zorundaydı, ortaya çıkan mücadelenin tüm evrelerine hâkim olması oyun içindeki stratejilerini önceden belirlemesini sağlamıştı.

Almanya her zaman takımların karşılaşmak isteyeceği son takım olmuştur. Disiplin, zihinsel güç, azim ve kararlılık en önemli karakterleridir. Pes etmemek üzerine kurulan iradeleri, kazanmak için her şeyi yapma azimleri kaybederken bile kazanma azmini ortaya koyar.

Her ülkenin kendine ait var oluş kültürü vardır. Bunun sahaya yansıması doğru olandır ve tabii olandır. Ekoller ve sistemler bu kültür üzerine şekillenerek oyun kurgusu haline gelmektedir.

İkinci Dünya Savaşı sonra ortaya çıkan harap bir ülkenin yanında, suçluluk duygusu ile kaygı karışımı bir ruh hali Almanya ya egemen olmuştu. 1954 Dünya Kupası bu ruh hali içerisinde oynanmıştı.

Bu suçluluk duygusunun yüzlerine yansıması ile sahaya çıkmışlardı. Ve ayağa kalkmaktaki dirençleri, onları sahada da var olma sebepleri olmuştu. İngilizlerin 1966 Dünya Kupasındaki talep karlığından daha fazlasına ihtiyaçları vardı Almanya’nın.

5 yıldır yenilmeyen ve o dönem Dünya futboluna hâkim olan Macaristan karşısına bu bütünlükte çıkmışlardı. Macaristan’ı yenerek ki her kes mucize olarak adlandırır ve şampiyon olmuşlardı.

Bu şampiyonluğun değeri Almanya için çok büyüktü. İkinci Dünya Savaşı sonrası suçluluk histerisini ortadan kaldırıp, tekrar saygın bir yer elde etmek için, bayraklarının zirveye çıkartıp saygınlığı elde etmeleri gerekiyordu.

Herkese dünyanın bir parçası olduklarını kabullendirmişlerdi.

En zoru bunu başarmaktı…

1974 Dünya kupasını kazanmalarının içeriği tamamen futbol olmuştu. Hollanda sanatına karşı ve Cruyff yeteneğine karşı bir damga vurdular. Almanya Milli takımı özel bir akımdı; özveri, inanç, azim ve güç ile oluşan sağlam bir birlikte oluşan sistemleri ile yenilmeleri çok güç olmaktaydı.

Beckenbauer liberolu oyun için tüm özelliklere sahip olduğu gibi bu mevkinin rol modeli olarak bir oyun karakteri yaratmıştır. Kademeli oyuna giriş, birere bir savunma ve en önemli özelliği; bir orta saha oyuncusu donanımlarına sahip-arkadan oyun kurma yeteneği ile topu kullanma becerisiydi.

Özellikle 30 ile 50 metre arasındaki mesafelere attığı paslardaki isabet oranındaki yükseklik onu farklı kılmaktaydı. Topu kullanma becerisi, onu o zaman dilimi için ‘çağdaş libero’ denebilecek özelliklerden olan oyuna girme özelliği ile farklı bir tanıma yerleştirmişti.

Topa iyi vurma özelliği ile gol şansının olması ve pas yüzdesindeki yüksek oranı, onun ilk dünya kupası olan-futbola sol açık olarak başlasa bile, 1966 İngiltere’de orta saha oynaması ile kazanılmış özellikler olarak görülebilir.

Futbolda rekabet kaliteyi en üst seviyeye çıkartır. İşte Cruyff ve Beckenbauer 1974 Dünya Kupasında olmaları hem rekabet açısından hem de finale kadar gelip oynamalarına herkes için büyük şanstı.

Her iki takım bu iki oyuncunun saha içi yönetimi sayesinde ayrı kulvarlardan finale kadar gelmişti. Final maçı olması gerekenin olduğu ile beklenenin olmadığı bir maç idi. Cruyff ile Hollanda takımı tüm dünya vatandaşlarının gönlünde taht kurmaları ve oynadıkları oyun ile taktir toplamaları, onları şampiyon olarak görülme isteğini insanlarda uyandırmıştı.

Ama duygusallığı bir tarafa bıraktığımızda da bir Almanya gerçeği vardı. Bechanbauer önderliğinde maça çıkış tünelinde başlayıp gene maçı çıkış tünelinde bitiren bir kültürden bahsediyorum.
Ve kazanmaları için gerekenleri yaparak şampiyon olmuşlardı.

Franz Beckenbauer’in futbolcuyken 1 Dünya Kupası, 1 Avrupa Şampiyonluğu, 3 Bayern Münih ile Şampiyon Kulüpler Kupası’nı kazanmasının yanında, futbola yapmış olduğu bir katkıdan daha bahsetmek gerekir ki o da 1990 yılında Alman Milli takımının başında antrenör olarak Dünya Kupasını kazanmış olmasıdır.

Beckenbauer, kupayı oyuncu ve antrenör olarak Mario Zagallo ve Didier Deschamps ile kazanan üç kişiden biri ve takım kaptanı olarak Didier Deschamps ile sadece iki kişiden biridir.

28 Aralık 1993’ten 30 Haziran 1994’e ve ardından 29 Nisan 1996’dan 30 Haziran 1996 tarihleri arasında Bayern Münih’te antrenörlük yaparak futbol içinde kalan Beckenbauer, sorumlu olduğu kısa süre içinde, iki önemli başarıya daha imza attı: 1994’te Bundesliga şampiyonluğu ve 1996’da UEFA Şampiyon Kulüpler Kupasını kazanmasıydı.

1994 yılında Bayern’de kulüp başkanı rolünü üstlendi ki bu futbol kurgusu içinde çok önemli bir çalışma örneği ve sistemi olmaktadır ve sonraki yıllarda başarının büyük bir kısmı zekice yönetimine yatırılmasını sağladı. 2009 yılında Bayern Münih Kulüp başkanı olarak görevini devam etti. Bugünkü sistemin kurucu başkanı olarak futbola bir model armağan etti.

Beckenbauer’in yapmış olduğu en önemli görevlerden biri de 2006 FİFA Dünya Kupası’nı organize etmek için Almanya’nın teklifini kabul ederek organizasyon başkanı olmasıdır.

Her ne kadar ulusal düzeyde futbolun içinde kalsa da yapmış oldukları, futbolun her aşamasında örnek alınması gereken birer modül olarak ortaya çıkmaktadır.

Cruyff ile olan rekabeti şimdi-başka bir evrede kaldığı yerden devam edecektir.

Müslüm Gülhan – NationalTurk

Franz Beckenbauer 78 yaşında hayatını kaybetti

Yunanistan Golden

NationalTurk

NationalTurk gazetesi, yazarları ve yorumcuları en doğru ve tarafsız olarak gündeme dair en önemli haberleri size ulaştırır. NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

Maldivler Turu
Başa dön tuşu