Trump’ın Güç Oyunu: “Devletin Kartları Artık Benim Elimin Altında”
ABD Başkanı Donald Trump, ikinci döneminde devletin gücünü üniversitelerden medyaya, siyasi rakiplerinden hukuk bürolarına kadar geniş bir yelpazede kullanmaya başladı. Seçim kampanyasında “devletin silah gibi kullanılmasına son vereceğini” söyleyen Trump, bugün bu gücü kendi politikaları için yönlendiriyor.

Bir zamanların kumarhane patronu olan Donald Trump, bugün Beyaz Saray’da başkanlık koltuğunda otururken en sevdiği benzetmelerden birini sık sık yineliyor: “Bizim elimizde daha büyük ve daha iyi kartlar var.” Bu yaklaşım, onun hem iç hem de dış politikada gücü nasıl gördüğünün ipuçlarını veriyor. İkinci döneminde Trump, devletin tüm araçlarını kendisine karşı olduğunu düşündüğü kişi ve kurumlara yönlendirmekten çekinmiyor.
Trump’a üniversitelerden medyaya uzanan hamleler
Trump, ikinci döneminde üniversitelere, medya şirketlerine ve beğenmediği hukuk bürolarına karşı doğrudan adımlar attı. Columbia Üniversitesi’nin milyonlarca dolarlık bir uzlaşmaya zorlanması, Pennsylvania Üniversitesi’nin aldığı kararlar ve bazı üniversite rektörlerinin istifaları bu dönemin öne çıkan örnekleri oldu.
“Devleti silah gibi kullanmayacağız” demişti
Seçim kampanyasında “Biden yönetimi devleti bana karşı silah gibi kullandı” diyerek mağduriyet vurgusu yapan Trump, bugün aynı eleştirilerin hedefinde. “Göreve geldiğimde devletin silah olarak kullanılmasına son verdim” dese de, attığı adımlar tam tersi bir tablo çiziyor. Mart ve nisan aylarında imzaladığı başkanlık emirleri, doğrudan muhaliflerine yönelik soruşturmaları tetikledi.
Sadık taban desteği ve sınırsız güç algısı
Trump’ın en büyük desteği, kendisini koşulsuz destekleyen tabanından geliyor. Yargı ve Kongre’nin denetim mekanizmaları zayıflarken, Trump’ın attığı sert adımların önünde ciddi bir engel kalmadı. Uzmanlara göre, onun en dikkat çekici yeniliği “epistemik özgürlük” yani gerçeğe dayanmayan iddiaları bile kendi lehine siyasi argüman haline getirme stratejisi.
Kartlar masada
Siyaset sosyologlarına göre Trump, devlet gücünü bir poker oyunu gibi görüyor: elindeki kartlarla rakiplerini masada saf dışı bırakmayı hedefliyor. Artık bu oyunda en büyük kozları elinde tutuyor ve alışılmış kuralların dışında hareket ediyor.