En Son Haberler

Metalaştırılan taraftarlık

NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan'ın bu haftaki "Metalaştırılan taraftarlık" başlıklı yazısı;

WTS ile Ayın Fırsatları

Avrupa’da kapitalizmin hızla sanayileşmesi neticesinde kitle toplumunun da hızla yapısal olarak oluşumuna neden oldu. Daha sonra-kitle kültürü sürecine neden olacak olan bu kitle toplum yapısı ve kapitalist iş bölümü; evrensel iletişim sistemi ile buna dayalı kitlesel siyasi hareketlerin büyümesi gibi kimi değişimleri de ortaya çıkarttı.

Bu değişimin sağlamış olduğu çeşitliliklerden oluşan psikolojik birlikte yer alan bireyler, oluşturdukları kitleler ile kolektif bir bilincin parçası haline gelirken, bir kitle-grup içerisindeki birey olduğundan daha farklı bir kişiliğe oldu.Aynı şekilde, bir futbol stadyumunu dolduran bütün bireylerden bahsederken de haliyle bir grup aidiyetinden bahsetmek olanaklı değildir.

Futbol, farklı dilden, kültürden ya da sosyal kökenden gelen insanlar arasında toplumun entegrasyon işlevini gördüğü bir gerçektir. Taraftarlık ve bunun sosyal olgusu, grup aidiyetliklerinin tanımlandığı ve kimliğin edinildiği, davranış esaslarının şekillendirildiği, politik ve sosyal temsilin gerçekleştirildiği bir toplumsal kültür alandır. Küresel işlev görmesi yanında, kültürel geçişlerin çok rahat sağlandığı bir uzlaşma alanıdır.

Fakat, kapitalizmin etkisiyle-özellikle Avrupa’da olduğu gibi ülkemizde de sermayedarlar-başkanlar için yeni bir pencere açmış olan futbol, kitlelerce sevildikçe endüstriyel bir pazarın parçası haline gelmiştir.

Süreç içinde taraftarların geldiği noktayı inceleyeceğimiz için, öncelik olarak bir tasvir yapmakta yarar var. Taraftarlar, stadyumlarda her daim dayanışma bağlamında kolektif bir kimlik oluşturma arzusu içindeydiler. Stadyumlarda klikleşen duygusal grupların tribünlerden bir endüstriyel futbol gerçeği öncesi duygusal birlikteliği fiziki olaraktan sağlamaları bir sadakat duygusunu da beraberinde getirirdi. Fakat, endüstriyelleşme sonrası-bu yapı bilinçli olarak farklı yerlere ayrılıp dağıtıldı. İşte bu süreç sonucunda, taraftarlar önce seyirciye dönüştürüldü, sonra müşteri yapıldı ve aidiyetle bağ kurulan kulübe karşı yabancılaşma süreci başlandı.

Futbolun sermaye biriktiren kültür endüstrisi ürünü haline gelmesi, onun ticari-siyasi-sosyal bakımından rolünün artmasına ve medyanın futbolla daha çok ilgilenmesine yol açmıştır. Futbol olayının şimdiki zaman süreci içerisinde faaliyette olması, televizyon karşısında izleyenlerine bu kültür ürününün elemanı yaparak anlık gerçeklik sunması bakımından ve bunu seçici gerçeklik aracılığıyla milyonlarca-spor seyircisinin zihinlerindeki sportif anlam şekillerinin oluşturulmasına da neden olmuştur.

Kapitalizm tüketim ürünlerini televizyon-medya aracılığı ile kitlelere rekabet ortamında ‘anı yakalamak’ mesajıyla satar. ‘Anı yakalamak’ ön plana geçirildiğinde-yani geçmiş ve gelecek yerini anı yaşanmakta olan şimdiki zaman aldığında, futbol-medya-televizyon arasındaki birliktelikte güçlenmektedir.

Yeni dönemin en büyük özelliği, hayatın her alanı kâr amaçlı bir biçimde yeniden düzenlemesi ve metalaştırmasıdır. Özellikle AKP dönemi bu konuyu siyasi beklenti olarak-amaç halinde ortaya koymuştur.

Futbolun ticari ürün olarak metalaşması, futbolu bir oyun olma özelliğinden çıkartıp, ekonomik düzeyde işleyen bir ‘mal’ haline dönüştürmüştür. Bunun sonucunda ise, kapitalist düzenin değerleri futbol alanında egemen olmuş ve futbolu biçimlendirmeye başlamıştır. Haliyle buna uygun başkanların da seçilmesine de neden oldu…

Artık, ne olursa olsun sadece kazanma arzusu her türlü değerin önüne geçmiştir. Şerefli mağlubiyetlerin ya da ikinciliklerin bir önemi yoktur.

Futbolda metalaşmanın en büyük etkisi; taraftarları müşteri yapılarının oluşması ve kapitalist eylemlerin meydana getirilmesi ile futbolun dönüştürmeye başlanmasıdır. Haliyle, bu yapılarla birlikte oyuncu ve takımları arasındaki ilişkiler de değişti. Bu metalaşma, siyasetin iş birliği ile öncelikle takım sahiplerini-bizde ise başkanlarını değiştirdi. Ve menajerlerin ticaretini hâkim kıldı. Futbolcuların transfer olanakları ve maaşları artış göstererek, bu endüstriye tamamen eklemlendi ve böylelikle önemli bir ekonomik değer yaratılmış oldu. Oyuncular, alınıp satılan birer meta haline getirilirken-yapılan transferler adeta bir ‘rant’ kurgusuna dönüştü. Forma rengi ve kutsallığı, paranın dolaşıma girmesinin ardından işlevini değiştirdi.

Bu dönüşüm süreci içinde metalaştırılarak müşteri haline gelen taraftarlar, artık sadece kulüpleri ile gönül bağı bulunan ve kulüplerinin müsabakalarını takip eden kişiler değillerdi. Taraftarlar, aynı zamanda kulübüne ait markalı ürünleri satan alan, maçları seyredebilmek için yüksek bilet ücretlerini karşılayan ve takımının renklerini taşıyan logolu ürünleri hayatının her alanında kullanmaya başlayan müşterilerdir. Bu müşterileri stadyumlara çekebilecek yıldız oyunculara ihtiyaç vardır. Bu süreç içerisinde taraftarların, oyunla ve kendi yaşamları ile kurmuş oldukları bağlantı üzerinden izlemeye indirgenmiştir. Bu indirgenme ve beklenti, büyük paraların harcanmasına ve adeta kulüplerden dışarıya servet transferlerinin yapılmasına neden oldu. Sebep-sonuç ilişkisini kaybeden müşteri-taraftar, artık kişisel beklentileri üzerinden kendince arsızlık boyutunda rekabete kurbanı olmaktadır. Bu beklenti, kulübün batmasına neden olsa bile taraftarı bir şuursuzluk boyutuna getirdi.

Sadece bu seneye bakmak bile yeter de artar…Toplam borçları 55 milyar TL olan üç büyük kulübün, hiçbir sistematik kurguya sahip olmayan takım yapılanmasına güç katmak için Orkun’a 55 milyon avro, Abraham’a 41,5 milyon avro, Osimhen’e 150 milyon avro ve Duran’a kiralık bir yıllık 20 milyon avro vermelerine müşteriler-taraftarlar şuursuzca destek vermektedir. Bu sistemin başarısıdır.

Futbol, toplumsal ilişkilerin toplamından türeyen sosyal olarak kodlanmış bir fenomendir.

Futbol, toplumsal eşitsizliğin ve ona eşlik eden ideolojilerin yeniden üretildiği bir alandır.

Futbol, artık bir spor dalı olmanın çok ötesinde iktidarın siyasi-kültürel-ekonomik bir nesnesi haline bürünmüştür. Metalaşan taraftarlar da şuursuzca bunu satın almaktadır.

Gelinen noktada; taraftarlar-müşteriler takımın peşinden değil inen uçakların peşinden koşmaktadır. Sonunun hüsran olacağını bile bile…

Müslüm Gülhan – NationalTurk

Yunanistan Golden

NationalTurk

NationalTurk gazetesi, yazarları ve yorumcuları en doğru ve tarafsız olarak gündeme dair en önemli haberleri size ulaştırır. NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

Maldivler Turu
Başa dön tuşu