Tolunay Kafkas’ın aklı
NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan'ın bu haftaki "Tolunay Kafkas’ın aklı" başlıklı yazısı;
“Kişisel tutku veya fantezi tarafından yönetilmeyen özgür vizyon/görüm hem iyi sanatı oluşturur hem de mutlak bir ahlaki saygıyı buyurur.”
Tolunay Kafkas 26 Ekim 2011’de Ersun Yanal’dan boşalan TFF Futbol Gelişim Direktörlüğüne getirildi.
2012’de Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokul Müdürlüğü yaparken -ki vakıf üniversiteleri içinde ilk kurulan BESYO bölümüydü- federasyonla eğitim alanında ve bilgi paylaşımında iş birliği yapmak üzere kendisinden randevu alıp ziyaretine gittim. Bir üniversite ile iş birliğinin sağlayacağı avantajları anlatmak, bilgi üzerinden üniversite sorumluluğunun önemini izah etmek istiyordum. Bu konular üzerine konuşurken lafı dolandırmadan yönelttiği “Hocam bırak onu bunu bana merkezden hücumu anlatabilir misin?” sorusu toplantının anlamsız olduğu gerçeğini ortaya çıkartırken benim de kalkıp gitmeme vesile oldu.
Tolunay Kafkas tarafından olup bitenleri anlatmak ve açıklamak arasında her zaman gerilimi vardı. O toplantıda da bu çok net belliydi. Bu noktadaki ikilemleri, seçimleri düşünce üzerinden çelişkilerle açıklanabilinir. Bu seçimleri belirleyen, seçimlerin yapıldığı an ve sonrasındaki seçimlerin yaşamına verdiği etkidir.
Tolunay Kafkas’ın görev anındaki bütün etik ilkeler arasında bir eşitlik ilkesi kurduğundan söz etmemiz mümkün değildir. Çünkü konumundaki süreç içerisinde bir karar anı olduğu zaman bu ilkelerin kendi başına yeterli olmadığı da görünüyor.
Bu nedenle, şehir efsanesi gibi anlatılan ‘kitap okuyor’ yaklaşımının ancak ve ancak bir eylemde bulunurken veya yorum yaparken duygularını, o zamana kadarki pratik ilişkilerini, çevresinden alacağı tepkilerinin olması gereken üzerinden bir değişim içermesinin karşılığının olup olmadığına bakmak gerekiyor.
Tolunay Kafkas’ın TFF’ye 2011-12 döneminde başlaması, takım çalıştırmadığı süreçte TFF’ye dönüp çalışması ilginçti. Çünkü süreç süreklilik arz eden bir reaksiyona tabiydi. Tekrar 2017’den başlayıp Ağustos 2020’ye kadar TFF bünyesinde Milli Takımlara bağlı Altyapı Koordinatörlüğü ile en son U21 Teknik Direktörlüğü yaptı.
Son yaptığı U21 Teknik Direktörlüğünde 18 maç oynamış, 6 galibiyet, 4 beraberlik, 8 mağlubiyet almış. Maç başı puan ortalaması 1,22. Sanırım hiçbir organizasyona katılamadı ki gruplardan çıkamadı.
Tüm bu sonuçların yanında, üstüne üstlük Tolunay Kafkas’ın geçen sezon çalıştırdığı Ankaragücü ve Karagümrük, ikisi birden küme düştü. Şimdi kalkıp aklının tutulduğunu anlatan Tolunay Kafkas’ın önce verilerine bakıp konuşması gerekiyor. Montella ile ilgili yaptığı yorumlardaki cümleleri iyi düşünüp kurması, bu sonuçları da o yorumların önüne koyması gerekiyor.
Yaşadığı akıl tutulmasının kaynağının Montella olduğunu düşünmüyorum.
Tolunay Kafkas’ın aklı hakemlik vasfını kaybedince manipülasyona da açık hale gelmiştir. Her duruma uyum sağlayabilen bu öznel akıl, kavramların dilenilen şekilde kullanılıp istenilen amaca hizmet etmeyi de kolaylaştırmıştır.
Fakat akıl, bu çatışmaları ve gerilimleri nedense soyut ve kapalı bir sistemde aşma yoluna gitmez. Çünkü bu noktadaki düşünce gerçekliğini olduğu gibi yansıtamadığından, mutlaklık iddiası savunulabilir değildir.
Bununla birlikte diyalektik bir kuram farklı görüşlerdeki göreli ve sınırlı doğruları da bünyesine katar. Böylece her kavram kendi doğru anlamıyla, tüm bilgi içindeki anlamıyla anlaşılır ve uygulanır. Sadece bu düşünce, rasyonel düşüncedir. Bir düşüncenin rasyonel olması demek diyalektik ve eleştirel olması demektir.
Aklın rasyonel düşünceden kopup manipülasyon yapabilecek şekilde öznel hale gelmesinin bir sonucu da ‘şeyleştirme’ kavramını yaratıyor.
Müslüm Gülhan – NationalTurk