Gündem

Zafer, Zafer Benim Diyenindir!

NationalTurk yorumcusu Metin Yılmaz'ın 30 Ağustos Zafer Bayramı'na özel "Zafer, Zafer Benim Diyenindir!" başlıklı yazısı;

Yurt Dışı Konserler

Gerçek Kahramanlar Yurdu İşgalden Kurtaranlardır.

21 Ağustos 1922’de Konya Akşehir’de Ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk ordumuzun kurmay heyetiyle yaptığı toplantıyla harita üzerinde savaşın planını yapar ve vatanın işgalden kurtarılması için Büyük Taarruz için Türk Ordusu 24 Ağustos 1922’nin çok erken saatlerinde Akşehir’den harekete geçerek Afyon’un Şuhut ilçesine ulaşır ve 25 Ağustos 1922’de Şuhut’tan düşmanın dikkatini çekmemek için gece yarısı harekete geçerek 1874 rakımlı Afyon Kocatepe’ye ulaşılır ve Türk Ordusu Büyük Taarruzu için artık hazırdır.

26 Ağustos 1922’de saat 5.30’u gösterdiğinde Başkomutanımız Atatürk’ün emriyle Türk Ordusu topçu ateşiyle harekete geçti.

26 Ağustos’ta Başkomutanlık Meydan Muharrebesi başlangıcı adeta Halide Edip Adıvar’ın “Dağa Çıkan Kurt” kitabını okuyanlar beni çok iyi anlayacaktır, Mustafa Kemal Atatürk’ün bir Bozkurt gibi işgal edilmiş, yurdu yuvası dağıtılmış Türk’ün düşmandan intikamını almak için harekete geçişidir ve Halide Edip’in güçlü kalemiyle 30 Ağustos’ta sonuçlandığı gibi Türk’ün intikamını da büyük bir zaferle alarak Türk’ü ateşlerden çıkaracaktır.

Çünkü Atatürk Türk’ün son ve ebedi Başbuğudur, Türk Ordusunun Ebedi Başkomutanı’dır.

Büyük Taarruzu ise Türk’ün Ergenekon’dan son çıkışıdır.

Büyük Taarruz ve Zafer için yazılacak çok şey var ama kısa kesip, ödenmeyecek şekilde borçlu olduğumuz Şehit çocuklar, Konyalı bir baba oğuldan ve Konya’nın fedakarlığını yazmak istiyorum!

30 Ağustos 1922, Dumlupınar’da 8-14 Yaşlarındaki Çocuk Şehitlerimiz ve gerçek kahramanlar!

Bu çocuklar anneleri vefat etmiş öksüz çocuklardır, Türk ulusu ateşten gömleği sırtından çıkarmak için var oluş, Ergenekon’dan çıkış için son savaşını veriyor.

Öksüz çocuklarını köylerinde bırakacak kimse de yok, çünkü köylerde bir tek yaşlılar ve kadınlar var, daha küçük çocuklarını köyün kadınlarına bırakıp bu çocukları bindikleri atlarının arkalarına alıp cepheye koşmuş babalar!

Dumlupınar’da yazılan bir başka dramın, kahramanlığın anısına dikilen anıtın fotoğrafına bakın ve Türk ulusunun nasıl ateşlerden geçtiğini düşünün!

Bir baba ile oğulun hiç aklımızdan çıkmaması gereken bir kahramanlık hikayesi.

Anıt Çetmili Kara Ali Çavuş ve Oğlu Mehmet Onbaşı’nın kahramanlıklarına saygı için 1992’de yapılmıştır.

Çetmili Kara Ali Çavuş 1912 yılında daha oğlu Mehmet 8 yaşında iken Balkan Savaşı’na katılmak için köyü Çetmi’den ayrılır.(Çetmi, Konya Beyşehir’in Akçabelen Kasabası’dır).

Çetmili Kara Ali Çavuş daha sonra sırasıyla Galiçya, Hicaz, Yemen, Kafkasya’da 11 yıl cepheden cepheye koşarak çarpışır.

Çetmili Kara Ali Çavuş, Anadolu’da Milli Mücadele başlayınca, Kazım Karabekir Paşa’nın Komuta ettiği Doğu Cephesi’nden görev yaptığı birlikte birlikte Büyük Taarruz öncesi Kurtuluş Savaşı’na koşmuş, İstiklal Savaşı’nın dönüm noktalarından olan Sakarya Meydan Muharebesi öncesi Türk Ordusunun ihtiyacını karşılamak ve Sakarya Savaşı’na hazırlanmak için Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün TBMM’nin kendisine verdiği yetkisini kullanarak 7 Ağustos 1921’de yürürlüğe koyduğu 10 Emirlik Tekâlif-i Milliye kanunu ile henüz 18 yaşında iken 1921’de Kuva-yı Milliye’ye katılan ve Alay Sancaktarı olarak görev yapan oğlu Mehmet Onbaşı ile Dumlupınar’da Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde karşılaşmıştır.

Mehmet Onbaşı, onun 11 yıl önce bırakıp vatanı savunmak için cepheye gittiği ve o günden beri göremediği oğludur.

Bu büyük asker, Çetmili Kâra Ali Çavuş oğluna kavuştuğu 30 Ağustos’ta aldığı yaradan dolayı, kavuşmalarının üzerinden 24 saat geçmeden 31 Ağustos 1922 günü, 11 yıl sonra kavuşabildiği oğlunun kollarında Şehit düşmüştür.

Oğlu kahraman Onbaşı Mehmet de 9 Eylül 1922 günü İzmir’e giren birliğin başında henüz 19 yaşındayken şehit olmuştur.

Kucağında Babasını Taşıyan Asker
Kucağında Babasını Taşıyan Asker

Dumlupınar’daki Çocuk Şehitlerimiz, 14 yaş üstü olanlar dahil değildir!
👇
🇹🇷Konya Bozkır’dan Ömeroğlu Hüsnü, 8
🇹🇷Nevşehir Avanos’tan Aydınoğlu Ekrem, 12
🇹🇷Konya Hadım’dan Süleymanoğlu Ahmet, 13
🇹🇷Zonguldak Merkez’den Kömürcüoğlu Nihat, 13
🇹🇷Konya Hadım’dan Hüsmenoğlu Alişan, 14
👆

Bu yazıda vermeye çalıştığım örneklerden anlaşılacağı üzere, Konya’nın milli mücadeleye katkısı çok büyüktür.

Genelkurmay Başkanlığı kayıtlarına göre, 1’inci Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesinde Bursa ve Balıkesir’in ardından üçüncü en çok şehit veren Konya, İstiklal Savaşı’nda 758 Şehit veren Kastamonu ilimizin önünde 780 Şehitle de birinci sıradadır.

1’inci Dünya Savaşı’nın diğer cephelerine ve Balkan Savaşlarında da en çok katkı veren illerin başında gelenlerden biri de hiç şüphesiz Konya’dır.

Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere çocuk Şehitlerimiz, Çetmili Kara Ali Çavuş, Oğlu Mehmet Onbaşı ve Modern Türkiye’nin tüm mimarlarına, rahmetle saygıyla!

Anılarına ve ortak eserleri modern Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkmak görevimizdir!

Sahibiyiz ne böldürürüz, nede üniter, ulus millet yapısını değiştirmeye izin vermeyiz!

Çünkü biz Halide Edip Adıvar’ın “Dağa Çıkan Kurt” adlı eserindeki Kurtlarız, yani Türkleriz ve son sözü bu vatanda her zaman Türk söyler!

30 Ağustos Zafer Bayramı Ulusumuza kutlu olsun!

Metin Yılmaz / NationalTurk

Yunanistan Golden

NationalTurk

NationalTurk gazetesi, yazarları ve yorumcuları en doğru ve tarafsız olarak gündeme dair en önemli haberleri size ulaştırır. NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

Maldivler Turu
Başa dön tuşu