Yabancı kültürü yöneten Montella
NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan'ın bu haftaki "Yabancı kültürü yöneten Montella" başlıklı yazısı;
Genel anlamda kültürü, öğrenilen ve paylaşılan değerler, inançlar, davranış özellikleri ve semboller toplamı olarak ifade etsek bile, farklı disiplinlerdeki değerlendirmeler kendi bakış açıları çerçevesinde kültürü tanımlamaktadır.
Farklı kültürlerden insanların etkileşiminin her geçen gün arttığı küresel bir dünyada yaşamaktayız. Böyle bir dünyada insanlar arasındaki kültürel farklılıklar ve onun etkilerinin farkında olmak oldukça önemlidir. Özellikle farklı kültürlerde faaliyet gösteren kurumlar için kültürel farklılıkların önemi daha büyüktür.
İşimiz futbol olduğuna göre profesyonel kültürden bahsetmek gerekir. Özellikle kişilerin kendi bölümleriyle ilgili onlara has bir çeşit ‘etik’ ve davranışsal kalıpları paylaştıkları gerçeğinden yola çıkılarak profesyonel kültürden bahsederken, farklı kültür boyutlarının içerisinde birçok farklı alt kültür gruplarının olduğunu ve göz ardı etmeden süreci değerlendirmek lazım.
Özellikle küresel kurgu içinde sürekli değişime açık pozisyondaki futbolda çok kültürlü takımlarda yaratıcılığın arttığını, doğru kararlar alınmasına yardımcı olduğunu ve daha etkin ve verimli performans elde edildiği de bir gerçektir.
Montella’nın sahip olduğu kültürel farklılıklarının takıma-takımlara sağladığı en önemli üstünlüğün ise, fazla sayıda, çeşitli ve iyi fikirlerin ortaya çıkabileceği ortamlar yaratmasıdır.
Sahip olduğu ‘İtalyan ekolü’ sayesinde, kültürel farklılıklar bilinçli bir şekilde yönettiği için takıma pozitif etkileri olduğunu net gördük. Günümüzün değişen, gelişen futbol dünyasında, rekabetçiliği pozitif yönde takım avantajına yönelik artırmak için kendisinin sahip olduğu donanımların temelini oluşturan kültürel farklılıklardan pozitif anlamda faydalanmak gerçekten çaba gerektiren bir süreç olup, stratejik bir yönetimi gerektirmektedir.
Sahip olduğu donanımları öğretme ve sahada uygulanmasını sağlamadaki çabalarının sekteye uğramasında birtakım unsurlar vardır. Bunun altında yatan en önemli faktörlerden bir tanesi, kültürlerarası etkileşim esnasında, kültürel farklılıkların iletişim, bütünleşme ve çatışma gibi birçok problemin özellikle dışarıdan yapılan dayatmalar ve baskılar sonucunda ortaya çıkmasıdır. Biz de futbol paydaşları (!) futbolu kendi ‘yöresel’ kültür kurgusu üzerinden, bireysel taraftarlık kimliği ile bilgi eksikliğinden kaynaklanan alt kültür başlıklarının sağladığı reflekslerle yorumlanmaktadır.
Türkiye’de oynanan futbolun temel sorunu olan savunma prensipleri üzerinden taktiksel bütünlüğün sağlamamasına rağmen, Montela’nın kendi ‘ekol’ kurgusundan da kaynaklanan bu soruna yönelik doğru pozisyon alma ve bölgesel oyun stratejilerindeki geçiş ve bireysel , ikili, grup ve takım savunmasındaki oyun kurgusunu oturtturarak, hücum aksiyonun buna bağlı olarak kenar ve merkezden çıkış oyununu üzerinden çalışması-resmen yüzyıllık tapuları yıkmak anlamına gelmesine rağmen, 150 kelimelik belleğe sahip kişilerin 300 kelimelik cümleler kurarak Montella’yı eleştirmeye kalkması bir yetersizlikten ziyade, alt kültür başlıklarının yarattığı boşluğun sağladığı cesaret ile cüretkâr bir davranış içine girilmesinden kaynaklanmaktadır.
Buradaki ayrıntı ise, yönetici, tüm taraftarların, çalışanların, medyanın ve diğer paydaşların Montella’nın sahip olduğu farklı kültür kodlarını göz ardı etmeleri ve ona sanki aynı kültürel orijinden geliyormuş gibi davranılmasıdır. Bu ona karşı yapılan ‘etik’ olmayan bir tutum ve haksızlıktır. Diğer en büyük sorun, TFF Yöneticiler, uluslararası faaliyetlerinde kendi bildikleri düşünce, fikir ve yolların diğer kültürlerden daha üstün olduğu görüşü olarak kabul ettikleri için Montella’nın yaklaşımlarından uzak durmalarıdır. Ülkedeki siyasi yaklaşımların ülke futbolu üzerinde etkisi olduğunu kabul etmeleri ve tüm stratejilerini buna göre uygulamaları neticesinde, uluslararası alanda bunun geçerli olmadığı gerçeği karşısında çaresiz kalmalarına rağmen, Montella’ kendi davranış kodları üzerinden doğru bir tutum ortaya koyarak, futbolun içinde kalıp tüm süreci buna göre yönetmeye kalkması bizim için ayrıcalıklı bir tutum olmuştur.
Günümüz küresel ölçekte olan futbolda, Montella’nın farklı bir kültür yapısına sahip olduğunu ve farklı özellikte bir insan olduğunu kabul etmek ve bize benzerlikleri üzerine yoğunlaşmak gibi bir strateji yerine, onun farklılıkların farkına varma, kabul etme ve değer vermenin ön plana çıkması bir saygı göstergesi olarak gerekmektedir. O zaman onu anlamak daha kolay olur. Montella’yı ‘yöresel’ bir figür haline getirmek mümkün değil. Önce bunu medyanın anlaması gerekir.
Farklı kültürlerdeki takımları yönetebilmek, farkları anlamak ve sahada etkin ve doğru çalışabilmek ancak donanımların eşliğinde kültürel zekâ ile mümkün olabilir. Böyle güçlü bir rekabet ortamında etkin takım yaratabilmek için iletişim, liderlik, disiplin, karar verme, çatışmayı yönetme gibi temel davranışları anlama ve bunları başarı ile uygulama ilişkisi ancak ‘CQ (Cultural Quotient)’ yani kültürel zekâ ile mümkün olmaktadır. Süreç bunun önemini ve gerekliliğini göstermiştir. Bu kadar ayrıntı üzerinden Montella’yı anlamak eleştirmekten daha zordur. Bunun üzerinde durmak ise Montella’nın ve tüm takımın emeğine saygı göstermektir.
Müslüm Gülhan – NationalTurk