Selimiye Caminin İbadete Açılışı (1575)

Selimiye Camii, Osmanlı mimarisinin en görkemli yapılarından biri olarak Osmanlı Sanat tarihi bakımından zirve noktasını temsil eder . 14 Mart 1575’te ibadete açıldı. Mimar Sinan’ın “ustalık eseri” olarak tanımladığı cami, Osmanlı padişahı II. Selim’in talimatıyla Edirne’de inşa edilmiştir. Osmanlı’nın başkentinin İstanbul olmasına rağmen, padişahın Edirne’de böyle görkemli bir cami yaptırmayı seçmesi, Edirne’nin Osmanlı için hâlâ büyük bir kültürel ve stratejik merkez olduğunu gösterir.
Mimar Sinan ve Selimiye Cami
Osmanlı mimarisinin zirvesi olarak kabul edilen Selimiye Camii, Mimar Sinan’ın 80 yaşında inşa ettiği ve kariyerindeki en büyük başarı olarak nitelendirdiği bir yapıdır. Sinan, camiyi tasarlarken en büyük hedeflerinden birinin “tek bir büyük kubbe altında ibadet eden bir cemaat yaratmak” olduğunu söylemiştir. Kubbenin çapı 31.25 metre olup, yükseklik açısından Ayasofya’dan daha büyük bir mimari başarı sergilemektedir.
Mimar Sinan’ın hayatı boyunca inşa ettiği yapılar, Osmanlı mimarisinin gelişimine büyük katkılar sunmuştur. 1490’da Kayseri’de doğduğu bilinen Sinan, genç yaşta devşirme sistemiyle Osmanlı sarayına alınarak Yeniçeri Ocağı’na katılmıştır. Burada hem askeri hem de mühendislik alanında kendini geliştirmiş, özellikle köprü, su kemeri ve cami gibi yapılar üzerine uzmanlaşmıştır. 1539’da Osmanlı’nın baş mimarı unvanını alan Sinan, Şehzade Camii’ni “çıraklık”, Süleymaniye Camii’ni “kalfalık” ve Selimiye Camii’ni “ustalık eseri” olarak nitelendirmiştir.
Selimiye Cami’nin Mimari Özellikleri

Cami dört minaresi, geniş kubbesi ve detaylı süslemeleri ile Osmanlı mimarisinin en üstün örneklerinden biri olarak kabul edilir. Caminin dört minaresi de 70.9 metre yüksekliğindedir ve her biri üç şerefeye sahiptir. En dikkat çekici özelliği ise minarelerin içindeki merdivenlerin üç farklı yol izlemesi sayesinde, aynı anda üç farklı kişinin birbirini görmeden şerefelere çıkabilmesidir. Bu mühendislik harikası, Osmanlı döneminde büyük bir yenilik olarak kabul edilmiştir.
Selimiye Camii’nin ana kubbesi, caminin ana taşıyıcı kolonları olan fil ayaklarına oturtulmuş ve hafif malzemelerle desteklenmiştir. Mimar Sinan, bu yöntemiyle kubbenin ağırlığını dengeleyerek yapının uzun ömürlü olmasını sağlamıştır. Kubbenin genişliği ve iç mekândaki boşluk hissi, Sinan’ın mimarlık dehasının bir kanıtıdır.
Caminin iç mekânı Osmanlı çini sanatıyla bezenmiş olup, özellikle İznik çinileri camiye estetik bir değer katmıştır. Mermer minber ve mihrap, ince işçilikleriyle dikkat çekerken, hat sanatının en güzel örnekleri de cami içinde yer almaktadır.
Selimiye Camisindeki Ters Lale Motifi ve Efsanesi
Caminin en ilginç detaylarından biri de ters lale motifidir. Bu motifin ortaya çıkışıyla ilgili farklı efsaneler bulunmaktadır. En bilinen hikâyeye göre, Selimiye Camii’nin inşa edileceği arazi bir lale bahçesiydi ve sahibi arsayı cami için vermek istemedi. Uzun görüşmeler sonucunda arsa sahibinin rızası alındı ve bunun bir hatırası olarak cami içerisine ters lale motifi işlendi. Bu motifin Osmanlı sanat sabrı ve hoşgörüyü temsil ettiği düşünülmektedir.
Selimiye Camii’nin Türk Kültürü ve UNESCO’daki Yeri
Selimiye Camii, Osmanlı’dan günümüze ulaşan en önemli yapılar arasında yer almakta olup, 2011 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir. Bu listeye alınmasının nedeni, Osmanlı mimarisinin en üstün örneklerinden biri olması ve dünya mimarlık tarihinde önemli bir yere sahip bulunmasıdır.
Ayrıca, Selimiye Camii Türk-İslam mimarisinin altın çağı olarak kabul edilen 16. yüzyıl Osmanlı sanatı için bir dönüm noktasıdır. Edirne halkı ve Türkiye’deki birçok insan için Selimiye Camii, sadece bir ibadet yeri değil, aynı zamanda tarihî bir miras ve sanat şaheseri olarak görülmektedir.
Selimiye Camii’nin Günümüzdeki Önemi
Bugün hala Selimiye Camii, yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekmekte ve her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Camii, Edirne’nin en önemli simgelerinden biri olup, Osmanlı mimarisinin zamana meydan okuyan gücünü ve estetik anlayışını yansıtmaktadır.
Osmanlı’nın en görkemli mimarî eserlerinden biri olarak kabul edilen Selimiye Camii, Mimar Sinan’ın mühendislik dehasını ve sanatsal yeteneğini gözler önüne sermektedir. Edirne’nin en önemli tarihi yapılarından biri olan cami, Osmanlı’nın sanata, mühendisliğe ve estetiğe verdiği önemi simgelemeye devam etmektedir.
Cami Hakkında bir Belgesel ;